Öküzün yorumu

Yaşamın İçinden: Ömer Duru

Çiftlikte sabana koşulan öküz, bir gün sahibine:

“Ben hastayım” demiş,

“Yarın çalışamayacağım.”

Çiftçi ertesi gün sabana, eşeğini koşmuş.

Öküz akşam eşeğe sormuş:

“Nasıl çok yoruldun mu?”

“Fena değil” demiş eşek,

“Fazla yorulmadım.”

“Patron benim için bir şey dedi mi?”

“Demedi de. Bir ara kasapla konuştuklarını duydum. ”

.....

Ne dersiniz?

Günlük yaşamın içindeki gelişmeler gibi.

Öküzün hastalığı kalmış mıdır?

Politikada iktidar ve muhalefetin adaylar konusunda sesi kısıldı.

Geçen gün CHP’lilerle konuştuk.

Hep aynı isimler.

Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Dt. Ahmet Ataç…

Garantisi var. Plasesi, belli değil.

Erman Gölet, Gaye Usluer,  Erdal Caferoğlu, İbrahim Arslan, Erdal Çakıcıer, J. Nur Süllü…

AKP’lilerle konuştuk.

Hiçbir aday yok.

Yani ne garantisi, ne de plasesi var.

Bazıları sürprize yatıyor.

Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı bile yerinde değil.

Burhan Sakallı, Vahap Ata, Ahmet Yapıcı…

AKP’de yerli adaylar iyi kötü konuşuluyor.

Yabancı adaylar için yorum yapan yok.

Onlar:

“Yukarıda pişecek, Eskişehir’e düşecek. ”

.....

Kısa bir not düşmek istiyorum.

“Eski stadyumun yerinde işler çatallaştı.”

Önceki gün Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı’nın eski stadyumun yeri için;

“Kesinlikle rant yok. Bir kısmı TOKİ tarafından değerlendirilecek. Kalan kısmı meydan olacak” demişti ya.

İşin suyu çıktı.

Oysa aynı konu için, CHP İl Başkanı Erman Gölet kesin konuşuyor:

“Her şey planlanmış. Burası artık meydan olamaz. Olsa olsa ya yapılacak AVM’nin yeşil alanı yani arka bahçesi olur. ”

.....

 Bu konuya ayrı bir yazımda ayrıntılı olarak yazacağım.

Yerel seçimlere yetişmeyecek olan yeni stadyumun yapımı ve eski stadın yerinin nasıl değerlendirileceği konusunu iktidar partisinin bütün çabası:

“Bu çalışmaları oya tahvil etmek. ”

Fakat CHP İl Başkanı Erman Gölet karıştırdı ortalığı.

Şimdi iktidar milletvekilleri bekleniyor. Bakalım söylenenlerin dışında eski stadyum için konuşan çıkacak mı?

Günlerin getirdiği

-Uyanışın öncüleri Köy Enstitüleri—

Köy Enstitüleri 73 yaşında. 1930’larda altı ay süreli Eğitmen Kursları ile başlayan köye ışık götürme hareketi, 1937-1939 yıllarında Saffet Arıkan ve Hasan Ali Yücel’in Milli Eğitim Bakanlığı ve İsmail Hakkı Tonguç’un İlköğretim Genel Müdürlüğü dönemlerinde etkin olarak ülke gündeminde yerini almıştı. Türkiye Cumhuriyeti’nin ülke gerçekleri doğrultusunda, kendi öz kaynaklarına dayalı, kırsal kalkınma ve aydınlanmayı amaçlayan Köy Enstitüleri 17 Nisan 1940 yılında, yani 73 yıl önce kurulmuştu. Özellikle gerici çevrelerin, toprak ağalarının tepkisini çeken Köy Enstitüleri, komünizm suçlamalarına maruz kalmış ve 1954 yılında kapatılmıştı. Köy Enstitülerinden mezun olan yaklaşık 17 bin öğretmenin “köye ışık” olduğunu belirten yorumcular “Ne var ki, bu aydınlık karanlık güçler tarafından çabuk karartıldı. Köy Enstitüleri kapatılmamış olsaydı, şimdi ülkemizde eğitim-öğretim sorunu diye bir şey kalmazdı. Atatürkçü, aydınlanmacı kuşaklar yetişir, ülke içinde bulunduğumuz sıkıntılı günleri yaşamazdı. Köy Enstitülerini Atatürk, Cumhuriyet ve devrimlerine karşı olanlar kapatmıştı” diyorlar.

 Köy Enstitülerinden mezun öğretmenlerimizden yaşamını yitirenlere rahmet dilerken, hayatta olanları, Köy Enstitülerinin ünlü marşının ilk bölümünü köşemize alarak saygıyla selamlıyoruz:

“Sürer eker biçeriz güvenip ötesine

Milletin her kazancı milletin kesesine,

Toplandık, Baş Çiftçinin, Atatürk’ün sesine.

Biz ulusal varlığın temeliyiz köküyüz.

Biz yurdun öz sahibi, efendisi köylüyüz. ”

--Mihalıççıklılar kongresi üzerine—

 Anadolu gazetesinde yazan Hüseyin Güven’in ”MİYAD Kongresi”ne ilişkin yazısını ilgiyle okuyorum. Kongreyi düzenleyen dernek başkanı İsmail Can. Herkes konuşmuş, görüşlerini söylemiş. Konuşmayan ve görüş söylemeyen tek kişi, başkan İsmail Can. Hüseyin Güven diyor ki ”Kongrede Burhan Sakallı ile ben konuştum. Dikkatimi gelenlerden çok gelmeyenlerin olması çekti. Özümüz gözümüz Malıç olmalıyı, ama olmadı. Konuştuğum Mihalıççık Belediye Başkanı Ümit Güven kongreye davet edilmediğini söyledi. ”

Hüseyin Güven’in yazısından öğreniyoruz ki Ragıp Cengiz, Lisan Yılkgör,  Gürol Görür, Enver Erol ve Mutlu Kızılkaya gibi Mihalıççık’ın önde gelen isimlerini teker teker konuşturan Hüseyin arkadaşımız demiş ki “Mihalıççık penceresinden baktığımızda, bu isimlere haksız demek yanlış olur. Kongre yapılıyor. Ama Belediye Başkanı dahil pek çok kurucu üyenin haberi olmuyor. ”

İsmail Can’ı tanırım. Halis Mihalıççıklıdır. Hüseyin Güven’i de tanıdım. O’da İsmail Can gibi, Malıç sevdalısı.

Öyleyse nedir olanlar? Kongreden ne umuldu, ne bulundu? Bunu anlatacak olan da İsmail Can olmalı değil mi?

Sevgili, Can’a söyleyeceği herhangi, bir konu için köşemizin her zaman açık olduğunu belirterek kolay gelsin diyoruz.