Milli Eğitim Bakanlığı, okullarda ihtiyaç olan ‘Özel Eğitim Öğretmen’ açığını sınıf veya branş öğretmenlerini görevlendirmeye başlamış.
Bu yanlış bir uygulama. Neden yanlış?
Üniversitelerin Eğitim Fakülteleri içerisinde Özel Öğretim Bölümleri var. Bu bölümlerde engelli (özel gereksinimli) çocuklara eğitim verecek öğretmenler yetiştiriliyor. Öğretmen adayları Eğitim Fakülteleri’nin Özel Öğretim Bölümlerinde 4 yıl özel eğitim alıyorlar.
Aldıkları 4 yıllık ezel eğitim sonunda kendilerine lisans veriliyor.
Bildiğim kadarıyla Türkiye’nin 15 üniversitesindeki Eğitim Fakülteleri bünyesinde engelli çocuklara eğitim verecek öğretmen yetiştiriliyor. Bu özel eğitim almış ve Eğitim Fakültelerinden mezun olmuş öğretmenlik yapabilecek diplomasını alan gençlerimiz Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okullara direk atanmaları yapılmamakta.
Eğitim Fakültesi Mezunu özel eğitim almış, engelli çocuklarımızın yetişmelerinde önemli rol oynayacak bu öğretmen adayları gençlerde, kamuya alınacak diğer personel gibi KPS’ye tabi tutuluyorlar.
Okullarımızda engelli çocuklarımıza eğitim verecek özel yetişmiş açığı varken, Eğitim Fakülteleri’nin Özel Eğitim Bölümleri’nde yetiştirilen lisans almış öğretmen adaylarına KPS’ya girme şartının bile konulması doğru değil.
EĞİTİM ALMAMIŞ ÖĞRETMEN
ATAMALARI DOĞRU DEĞİL
Önceki gün 15 Eğitim Fakültesi’nin Özel Eğitim Bölümleri’nin başkanları bir açıklama yaparak, uygulamanın durdurulmasını ve atamaların geri alınmasını talep ettiler.
Yaptıkları basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
“Özel Eğitim almış öğretmenlerin yerine görevlendirilen öğretmenler bu işin eğitimi almadıkları için engelli (Özel Gereksinimli) çocukların eğitimlerinin niteliğin düşürülmekte. Özel gereksinimli çocukların öğretmenlerinin eğitim fakültelerinin dört yıllık özel eğitim lisans programlarından mezun özel eğitim öğretmenleri olması gerekir. Türkiye’de 15 üniversitenin eğitim fakültelerinde yer alan özel eğitim bölümlerinin bölüm başkanları olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nın sınıf öğretmenlerini ve branş öğretmenlerini alan değişikliği yoluyla özel eğitim öğretmeni olarak atanmasının doğru olmadığını ve bu uygulamanın durdurulup yapılan atamaların iptalini talep ediyoruz. Özel eğitim gereksinimi olan çocukların öğretmenlerinin en az dört yıllık özel eğitim lisans programlarından başarılı bir şekilde mezun olmaları gerekmektedir. Dört yıllık özel eğitim lisans programlarında özel gereksinimli çocuklara yönelik tutum ve davranış değişikliği, öğretim yöntem ve stratejileri ve öğretmenlik uygulaması deneyimleri kazanılmaktadır. Özel eğitim öğretmen yeterliliklerinin birkaç ayda 540 saatte verilen eğitimlerle sağlanması mümkün değildir.
Ayrıca, verilen eğitimin 220 saatlik kısmının uygulamalı olduğu görülmektedir. Eğitimlerin uygulamalı görünen kısmının nasıl gerçekleştirildiği, nasıl değerlendirildiği ve niteliğine ilişkin ise çok ciddi kaygılar bulunmaktadır. Verilmiş olan eğitimlerde görev alan personel ve personelin uzmanlığı konusunda çok ciddi sıkıntılar olduğu görülmektedir. Eğitimleri tamamlamak için ilgili derslerden sadece 45 puan almanın yeterli olması ve her nasılsa eğitimi alan 6000’e yakın adayın tamamının başarılı olması da oldukça düşündürücüdür. Bunun yanı sıra, dört yıllık bir lisans eğitiminde, bir özel eğitim öğretmeninin 2000 saat ders aldığı düşünüldüğünde, hem nitelik açısından çok zayıf hem de daha kısa sürede verilen bir eğitimin ne kadar amacına hizmet edeceği önemli bir tartışma konusudur.”
O ZAMAN BU BÖLÜMLERİ KAPATIN
Milli Eğitim Bakanlığı, Eğitim Fakülteleri’nin Özel Eğitim Bölümlerinde eğitim almış engelli çocuklara eğitim verecek bu bölümlerden mezun olan öğretmen adaylarını okullara atamasını yapmayacaksa neden açık tutuyor?
Madem okullardaki sınıf veya branş öğretmenlerinin belirli bir saat eğitime tabi tutularak sorunun çözüldüğü düşülüyorsa, bu bölümler kapatılsın. Hiç olmazsa bu bölümden mezun olacak öğretmen adaylarının da beklentilerine son verilsin.
Bakanlık yanlış yapıyor. Okulundan eğitim almamış branş veya sınıf öğretmenlerine verilen kısa süreli eğitimler ile engelli çocuklarımızın engelleri ortadan kaldırılamaz.
Bu şuna benziyor. Yabancı dil bilmeyen bir öğretmene, bir veya iki ay süreyle yabancı dil eğitimi verilerek, sınıflara ‘yabancı dil öğretmeni’ olarak sokmak.
Evet, bu örneklemeye benziyor Milli Eğitim Bakanlığının uygulaması. Bu yanlıştan dönülerek, eğitim almış öğretmenlerle bu sorun çözülmeli.
‘ÖZÜR DİLEMESİNİ BEKLİYORUZ’
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, ES TV’de katıldığı programda 5 saat süreyle konuştu. Sabahta basın toplantısında 3 saat. Toplam 8 saat konuştu. Herkes bir günde 8 saat konuşamaz. Yılmaz Hoca’nın performansına doğrusu hayran kaldım.
5 saatlik konuşma süresi içerisinde AK Partili meclis üyelerini eleştirirken, “Verilen kararları reddediyorlar sonra da tatmin oluyorlar nereleriyle tatmin oluyorlar bilmiyorum” dedi.
Ben bu sözün bilinçli olarak kullanıldığını düşünmüyorum. Eleştiri yaparken ağzından gayri ihtiyarı çıkmış olabileceğini düşüyorum.
Haklı olarak AK Partili Belediye Meclis üyeleri bu söze alınmışlar. İl Başkanı Dündar Ünlü, Grup Başkanı olması sıfatıyla açıklama yaparak, Yılmaz Hoca’yı ‘özür dilemeye’ davet etti.
“Bir belediye başkanı bu tür bir üslup kullanamaz. Çıkacak Eskişehir halkından bu seviyesizlikten dolayı özür dileyecek. Arkadaşlarımızın yaptığı bu üslupsuzluğa bir tepkidir” dedi.
AK Partililerin bu tutumu belki de yapılacak ilk meclis toplantısına kadar devam edecek. O toplantıda da beklenen ‘özür’ gelmezse yine sıkıntılar yaşanacak.
Eğer kendisini tanıdığımı zannediyorsam Yılmaz Hoca özür dilemez. An azından ortamı yumuşatma adına bir iki söz söylerse, gerginliğin yumuşayacağını sanıyorum.
HALİL KILIÇ’I YÜRÜTMEYE ALMALI
AK Parti’nin İl Kongresi Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da katılımıyla geçtiğimiz Pazar günü yapıldı. Yeni il yönetimi belli oldu. Yeni yürütme kurulunun da bugün yarın belirleneceğini sanıyorum. Dündar Ünlü, yürütmeye kimleri alacağını az çok kafasında belirlemiştir. Ben kendisine bir öneri de bulunmak istiyorum. Dikkate alıp almamak elbette kendisinin yetkisinde.
Yönetime Oto Tamirciler Odası Başkanı Halil Kılıç’ı da almış. Aslında isabet olmuş. Geçen dönem Odunpazarı Belediye Meclis üyesi idi. Emek, 71 Evler, Huzur, Erenköy ve Sanayi Çarşısına hakim bir isim. Özellikle de o bölgelerde kendisi seviliyor. Yerel seçimlerdeki performansı da çok iyi biliniyor.
Eğer yürütmeye alınacak olursa, 7 Haziran’da yapılacak olan seçimlerde yine bu mahallelerde etkili olacağını düşünüyorum.
Dündar Ünlü’nün kulağına bir kar suyu kaçırayım dedim!