O saraya ne oldu?

Kupa maçı için Eskişehirspor'la birlikte Romanya'daydık...
"Çavuşesku zamanı..."
Hani şu ünlü Romen antrenör "Lucesku"nun, Türkiye'de çalıştığı günlerde...
"Burada da mı Çavuşesku var!" dediği adam...
Dünya mı değişiyor, yoksa bizler mi?
Herhalde "küresel" bir etki olsa gerek!
Yeri gelince yineliyor insan unutulmaz anılarını...
"Köstence"de bir gün kenti gezdik...
Tek başımıza ve özellikle de halkın içindeydik...
Sigaramız bitmişti...
Baktık bir bayi ama kuyruk var...
Biz de girdik...
İki dakika geçmeden, daha doğrusu iyi izlenmiş olacağız ki, bir genç kız hemen kolumuza girip kuyruğun başına geçirdi...
Paket nerdeee?
"Taneyle sigara alıyorlardı..."
Otobüse bindik...
Sanki alnımızda "yabancı" yazıyor...
Tüm gözler üzerimizdeydi...
"Güler gibi görünüyor, donuk bakışlarla süzüyorlardı..."
Göremedikleri bir başka dünyanın özlemini arıyorlardı...
Bunu anlamak zor değildi, tek suçları...
"Bilmeden orada doğmak ve büyümekti..."
Döneceğimiz günün sabahıydı...
Biraz tombul ve sevecen bir garson kız elinde bir çift ayakkabı ile geldi yanımıza...
İşaretle ayağımızdakini istiyordu...
Parmağındaki yüzüğü gösterip eşine vereceğini anlatmaya çalışıyordu...
Çıkarıp verdik...
Otelden ayrıldıktan sonra bizi gözleyen bir "Romen-Türk"ten öğrendik...
"Kadın polismiş, kocası da istihbarattan..."
……..
Halkı, yaşamını böyle sürdürürken…
“Çavuşesku da sarayındaydı!..”
Hâlâ merak ederiz...
"Acaba o saraya ne oldu?"
***************************************
Emekli Cafer'in promosyon isyanı
Vişnelik Mahallesi’nin "canlı gazetesi"dir Cafer Diksu...
Bir gün "Ali Baş"ın…
Bir gün "Murat Taşkın"ın yanındadır...
Ara sıra da bizi gözler, aynı mahalledeyiz ya, rastlarsa...
Gördüğü yerde önümüzü keser:
"Yazsana gasteci yazsana..."
 - Neyi?
"Şu zamları..."
Yetti artık ya…
"Doğalgaz…"
Ekmek-Su…
"Elektrik-domates..."
Sonra plağı hemen değiştirir:
"Ne olacak emeklilerin hali?"
"Bıktık artık ya..."
Hastanede yattığımız süre içinde dört kez ziyaretimize geldi Cafer...
Elinde meyve suları ile...
“Gözünde de yaşlar!”
Geçen gün yine çevirdi önümüzü:
"Ne oldu şu bizim promosyon işi?"
Haklıydı...
Emekli maaşları için yapılan promosyon çalışmaları hâlâ sürüyor...
Bir netice yok!
Ama milletvekillerinin kendileriyle ilgili bir çıkar sorunu varsa...
"O gün Meclis'ten çıkar..."
Parti gözetilmez...
"Oy birliği ile kabul edilir..."
Cafer Bey bugün (72) yaşında ve aldığı üç kuruş emekli maaşı ile geçinmeye çalışıyor...
Biz de merak ediyoruz...
Gerçekten ne oldu?
"Emekli maaşların promosyon hesabı?"
**********************************************************
Günün Şiiri
Güzel bayan
Güzelsin güzel olmasına hem de solgun
Eski operalar gibi, Çimbaloya çalman
Ya da ipek ışınlar gibi
Unutulmuş kadın odalarındaki gözlerinde
Uzun yaşantılı güllerin kokusu
Ruhunun kokusu
Belirsiz dağılır bahar dönüşünde
Mutluyumdur kadı sesiyle
Yaşarım deli bakışların arasında
Karışık renklerinde gözlerinin
Yeni paralar atmak isterim ayaklarına
Toplananı görmek isterim dozlar içinden
Ve sevindiğini parıltılarıyla...
                                               Amy Lowell (Varlık-1954)
******************************************************
Uçan Kuş'tan
“Şinasi Kula nerelere gitmiş abi?”
Sen de hâlâ...
“75’in Romanya'sını yaz babam yaz!”
*******************************************************
Günün Sözü
Hayırseverlik dikeydir, yukarıdan aşağıya iner. Dayanışma yataydır, ötekine saygı duyar...
                                                                                                                               Eduardo Galeano
********************************************************
Kıssa-dan
"Tutuklanan dayanışmadır..."
Çünkü dayanışma yan yana gelir. Hayırsevere, yukarıya doğru uzatılacak bir el yerine, ayağa kalkıp yürümeyi önerir.
                                                              Çiğdem Toker
*************************************************************
Cuk
Hayat, bir toz bulutu...
Birazdan rüzgâr gelir dağıtır…
                                        Mehmet Tuncer
**************************************************************
Liseliye saygı, ama!
Gazeteci "Müyesser Yıldız"ın önerilerine aynen katılıyoruz...
Diyor ki:
- Üniversitelerdeki PKK kaynaklı provokasyonlar mâlum. Üstüne liselerde ilginç bir hareketlenme başladı. Saygıyla karşılamakla birlikte, 12 Eylül öncesini görmüş, yaşamış biri olarak bu konuda şimdilik sadece şunu söylemek istiyorum...
Yıllardır eğitimin katlini seyreden siyasiler ve aydınlara düşen görev, "Aferin, devam edin" şeklinde teşvik değil...
"Mesajı aldık, siz durun çocuklar. Artık mesele bizimdir" demeleridir.
Korkum, belki de son olan bir kuşağın daha telef edilmesidir!..
"Liseliler, gerçekten çok anlamlı, demokrat ve saygın bir çıkış yaptılar. Bu yeterli..."
*************************************
Behçet Necatigil’den şairin özel burçları
Ünlü şair "Behçet Necatigil", her şairin şiir hayatı boyunca "gurbet-hasret ve hikmet" burçlarından geçtiğini söylemiş...
Şair, bir süre "gurbet" i yaşar. Tam bilincinde değildir. Bu dönemde rastlantının payı büyüktür yazdıkları için...
"Hasret", burcunda yazdıklarında ne kadar kendisi, ne kadar başkaları olduğunu görür. Zaman geçer,    birden çevreyi, dünyayı dilediğince bir biçime sokmanın zorluğunu görür.
İşte o zaman "hikmet" burcuna girer.
Geçmişin büyük şairlerini o zaman anlar...
***************************************
Tam 5 trafik cezası
 
Adam arabasıyla trafik kamerasının yanından geçerken flaşın çaktığını görmüş... Sürat limitini aşamadığının bilincinde, ilerideki göbekten dönüp daha da yavaş kullanarak denemek için aynı noktaya gelmiş...
Ama flaş yine patlamış...
Bu durumu çok saçma bulan adam, aynı noktadan biraz daha yavaş bir şekilde geçmiş... Flaş 3. kez patlamış...
4. denemeden sonra, 5.’sinde çok yavaş giderken el sallayıp dilini çıkartmış...
Flaş yine patlamış...
Aradan iki hafta geçmiş, karısı onu işyerinden arayıp "Sen deli misin?" demiş:
"Postacı tam 5 ceza makbuzu getirdi. Emniyet kemerini takmadan nasıl araba kullanırsın?"
******************************************************
Silahlı soyguncu
Adamın biri karanlık bir sokakta iyi giyimli bir adamın önünü kesip silahını doğrultmuş:
"Paranı ver..."
"Bana bak" demiş iyi giyimli adam:
"Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Ben milletvekiliyim..."
"Tamam o zaman" demiş soyguncu:
"Paramı ver..."
********************************************************
Özdeyiş
Zengin Musevi'den ve sarhoş Rum'dan kork...
                                                                   Yahudi Atasözü
**********************************************************
Günün İncisi
Utanmak iyi özelliktir, pişkinlik ne kadar ucuzsa, utanç o kadar değerlidir...
                                                                                                                         Franklin
**********************************************************
Günün Olayı
Millet canından o kadar bezdi ki...
"Issız adaya düşseniz yanınıza alacağınız 3 şey nedir?" sorusunun tek yanıtı…
"Daha başka ne isterim ki!" oldu...
***********************************************************
Günün Biberi
Turizmdeki kriz nedeniyle turistik oteller artık "yıldız" değil, icra dosyası sayısıyla dereceleniyor...                                                                  Akif Kökçe