O’nun adına utanıyoruz!..

Görüşler

-Onun kurduğu Cumhuriyet rejimi içindeyiz. Onun bıraktığı anayasa bugün de bizi yönetiyor. Oysa ki, arada dünyamızın başına neler geldi.

"Ne devletler yok oldu..."

“Ne rejimler yok oldu gitti...”

Bu da yoktan var ederek bize emanet ettiğin devletin ne sağlam temeller üstüne kurmuş olduğunu göstermeye yeter.

Ancak, onun eserini yere düşürmemiş olmakla gurur duyarken, gücümüzün sapandan çıkmış taş gibi, hep "O"nun verdiği ilk hızdan geldiğini unutmayalım.

"O büyük adama şükran borcumuzu bir kez daha hatırlayalım..."

………….

Yukarıdaki satırlar 1958 yılında "Yaşar Nabi" tarafından kaleme alınmış…

"Varlık" dergisinin başyazarı "Atatürk"e olan şükran borcunu bu duygularla dile getirmiş...

"Tıpkı, bugün olduğu gibi!"

Toprak, aynı toprak..

"Sahibi Önemli mi?"

Limanlar, aynı liman..

"Selam durmak yeter!"

Yaratıcı gücümüz hep aynı..

"Sapandan çıkmış misket gibi!"

…………

Aramızda bir-iki yaş var sevgili Nabi Avcı...

Biz çocukken dile getirmiş "Şükran borcu" nu Yaşar Nabi usta...

Kimbilir, size nasıl bakıyordu şu anda!

“4+4+4"le çocuklarımızı perişan ettiniz!..

Çıkarabildiğiniz kadar çıkardınız "Atatürk" sözcüğünü kitaplardan... Velileri bile fişlettiniz…

Yetmedi, müfettişler geldi okullara...

Sordular çocuklara:

"Erdoğan mı büyük, Atatürk mü?"

Yazık ki, bunlar sizin eseriniz...

Ne demişti öğretmeniniz:

"Onun adına utanıyorum!"

Biz de..

"O büyük kurtarıcının adına utanıyoruz!.."

Günün Olayı

Başbakan Erdoğan, "İstiklal savaşı veriyoruz" diyor.

Emperyalizmle bir olup, kendi ulusuna karşı savaşmanın adı "istiklal savaşı" değil, olsa olsa "ileri istiklal savaşı" olur...

Günün Biberi

14 yaşında vurulan Berkin’i "Yüzü poşulu terörist " diye suçlarken kaplan kesilen iktidar, 50 bin kişinin katili Apo'yu görünce süt dökmüş kediye dönüyor...

Akif Kökçe

Günün Şiiri

Bahar tedirginliği

Cıvıl cıvıl bir telaş var içimde

Yeni bir sevda mı, ne ki?

Cıvıl cıvıl bir telaş

Çocuk bayramlarındaki

Bilmiyorum çiçeklerin fendi mi

Bu çarpıntı neden?

Sanki kapıp koyvermişim kendimi

Kuş gibi yücelerden

Sulara cemre düştüğünden mi

Çayların coşturduğundan mı bilmem

Tutma beni tutma beni kardeşim

Bir hoşum.

Nurettin Özyürek (Varlık-1953)

Günün Balı

"Mağduruz" diyen AKP'nin son mağduriyeti Reza Zarrab eliyle "hortumlanan" yüz milyarlarca doları yiyememek olacak...

Akif Kökçe

Kıssa-dan

1963 yılında AB ile Avrupa'ya daha yakındık...

Cumhuriyet’i temsil etmeyen, sermayesi cehalet olan mevcut iktidar bizi tuttu, muasır medeniyet düzeyinin uzaklarına fırlatıp attı. Geçmiş ola...

Günün Sözü

Uyanık bir tek adam, uyuyan binlerce kişiden daha güçlüdür.

S.Carnot

Günün İncisi

Mülkiyeli "Önce Türkiye" der.

Çekemeyenler de "Önce Mülkiye" diye dalga geçer...

Melih Aşık

Günün Sorusu

Neden ilanlarda "doktordan temiz araba" yazılır?

Hipokrat yemininde   "Arabamı temiz kullanacağım" diye bir madde mi vardır?

Balthör

Özdeyiş

Yedi defa düşsen bile, sekizincide yine ayağa kalk...

Japon Atasözü

Cuk

Tatile hazırlananlar için, sınırsız sayıda kulaç fazlası, peşin fiyatına ve taksitle satılıktır.

Ütopyacı emeklisi

İstasyon Köprüsü’nün tabelası

İstasyon Köprüsü yıkıldı ya..

Kim ne derse desin, olan esnafa oldu...

Gerçekten zararları büyük...

Ve de neler olmuş neler?

Bir esnaf anlatıyor:

-Ocak ayı içinde TCDD'nin büyüklerinden biri geldi ve hepimizi topladı... Gönül alacak birkaç sözden sonra "Şimdi müjdeyi veriyorum" dedi:

"15 Şubat'ta her şey bitmiş olacak...."

Adam gerçekten önemli biriydi...

Kendisine güvenmemek elde değildi...

Nitekim, bunun için hemen ertesi gün bir tabela diktiler buraya... Bir takvim gibi çalıştırmaya başladılar :

"25’inden başladı çalışmaya..."

Ertesi gün bir baktık 24 olmuş, sonra 23 ve sürüp gitti...

Bizler de seviniyorduk "az kaldı" diye...

Tabela, nedense "12"sinde çakıldı kaldı...

Her gün bakıyoruz merakla, 3-4 gün yine 12’de...

Beşinci günde ise tabelanın kendisi kaybolup gitti...

Mart’ın 17’sini geçtik hala bitmedi...

Gerçekten merak ediyoruz...

"O tabela nerelerde şimdi!.."

Gazeteci Abby Martin

"Russia Today", Rusya'nın İngilizce yayın yapan devlet kanalıdır. Bu kanala Washington’dan "Breaking The Set" adlı programıyla katkı yapan gazeteci "Abby Martin" 3 Mart'taki yayının sonunda adeta coştu, Kırımın işgalini eleştirdi:

"Burada   çalışıyor olmam Editoryal bağımsızlığım olmadığı anlamına gelmiyor. Bir ülkenin egemen bir ulusun iç işlerine karışmasına ne kadar karşı olduğumu anlatamam. Rusya’nın yaptığı yanlıştır."

Sonuç mu?   Rus declet televizyonu yetkilileri "Abby Martin”i eleştirmediler. Sadece onu Kırım'a davet ettiler. O da gitmeyeceğini söyledi ve şu anda göreve devam ediyor...

Bu satırları dile getiren "Melih Aşık" soruyor:

-Bizim malum şahsın "Putin"leştiği söylenir ya...

"Benzerlik var mı?"

Vasfiye Abla

Gazeteciliğin en zor kulvarında..

Muhabirlikle yarım asırdan fazla gerçeğin peşinde koşan "Vasfiye Abla" yı geçen hafta sonsuzluğa uğurladık.

Türkiye'nin "ilk kadın adliye muhabiri" olan "Vasfiye Özkoçak", meslek yaşamında taşıdığı onuru tek cümleyle ifade etmişti:

"Ben hiç yalan haber yazmadım."

Yalansız gazetecilik özlemiyle...

Ve saygıyla anıyoruz "Vasfiye Abla"yı...

100 üzerinden 150 almış

Jinekoloğun biri  "lanet olsun" der ve doktorluğu bırakır. Niyeti araba tamircisi olmaktır. Gider ve sendikanın sınavına girer.

Sonuçta 100 üzerinden 150 alıp geçer...

Bunun üzerine soruşturma açılır, müfettiş hocaya bu işin nasıl olduğunu sorar, o da anlatır:

"Valla, yağı değiştir dedim değiştirdi. Filtreyi değiştir dedim değiştirdi. Bujileri temizle dedim temizledi..."

Müfettiş, "Tamam ama der":

"Neden 100 üzerinden 150 verdin?"

Hocadan yanıt:

"Bunların hepsini egzozdan yaptı efendim!"

En yaşlınız kim?

Apartmandaki kadınlar birbirine girmiş, olay mahkemeye yansımış. Kadınlar duruşma salonunda birbirlerine bağırmaya devam edince, "Susuuun!" diye bağırmış hakim:

"Hep bir ağızdan konuşmayın! İlk önce en yaşlınızı dinlemek istiyorum... Hanginiz?"

Duruşma salonu bir anda olması gereken sessizliğe bürünmüş...