Bayramın üçüncü günü İstanbul’dan eşi ile birlikte aile dostumuz evimize misafir oldular. Yıllarca Eskişehir’de yaşadıktan sonra İstanbul’a yerleştiler. Son dört yıldan beri de Eskişehir’e gelmiyorlardı. Gündüz evde oturduk. Aile dostumuz İhsan Bey, akşam olunca Barlar Sokağı’nın ismini İstanbul’da çok duyduğunu, merak ettiğini söyledi.
Akşam saat: 21.00 sularında arkadaşım İhsan ile birlikte Barlar Sokağı’na geldik. Sokak o kadar kalabalık ki adeta iğne atsan yere düşmez. Bende Barlar Sokağı’ndan kaç defa gelip geçtim ama bir mekana girip oturmamıştım. Doğrusu bu mekanların içini ben de merak ediyordum.
Arkadaşım ile birlikte merakımızı gidermek için sayısını tam olarak hatırlamıyorum ama 7 veya 8 mekana girdik çıktık. Mekanların içi de dışı gibi kalabalık. Oturacak yer bulmak mümkün değil. Herhalde birileri o barların içerisinde oturacak yer bulamadıklarından olacak ki! Kapalı bir mekanın önündeki ağaç doğramalara çilingir sofrasını kurmuşlar, bağdaş kurup oturmuş önlerinde de şarap sırayla birer yudum çekiyorlardı.
Bu duruma şaşırmadım dersem yalan olur.
Sonunda biz de barın birisinde oturacak yer bulduk. Arkadaşım votka bende bira söyledim. Oturduğumuz barda da sağımı solumu göz ucuyla kontrol ettim. Diğer barlarda gördüğüm ve gerçekten şaşırdığım manzara burada da vardı.
Neydi o manzara?
O mekanların belki de üçte birisi hadi abartım diyelim dörtte birisi daha yaşları 14-15 bilemedim en fazla 16 olan kız-erkek çocukları ile doluydu.
Garsonun birisine sordum?
“Yaşı küçük çocukların bu mekanlara girmesi ve 18 yaşını doldurmamış çocuklara içki verilmesi yasak değil mi?”
Cevap:
“Ağabey buralar böyle. Hemen hemen her akşam bu mekanlarda bu tür gençlere rastlamak mümkün. Bu mekana girerken nüfus cüzdanı veya yaşı sorulmuyor. Şimdiye kadar sorulduğunu da görmedim. Müşteri gözüyle bakılır.”
“Peki, bu mekanlara polis girmiyor mu? Yaşı küçük çocukları görmüyor mu?” soruma verdiği cevapta şöyle idi:
“Abi bugüne kadar benim çalıştığım bu mekana resmi kıyafetli polis gelmedi. Sivil geldi ise tanımadığım için bilemem. Bugüne kadar yaşın küçük diye bir tek gencin bu mekandan çıkarıldığını görmedim. Yani polis denetim yapıyor mu yapmıyor mu bilmiyorum.”
İstanbul’dan gelen aile dostumuz, arkadaşım ile iki saate yakın iki ayrı mekanda oturduk. Bu süre içerisinde bu mekanlara yaşları küçük çocuklar girip çıktılar. Ama bir tek kişi bile bu çocuklara kimlik veya “senin yaşın bu mekana girmeye uygun değil, giremezsin” dediğini görmedik, duymadık.
Sayın Valimize ve Emniyet Müdürümüze soruyorum.
O mekanlar polisin denetlemesi gereken mekanların dışın da mı kalıyor?
Ailesinden “Arkadaşıma gidiyorum veya biz arkadaşlarla cafeye gideceğiz” diyerek izin alarak evden çıkan çocukların, o barlara girmeye yaşları uygun değilse de girmelerine göz mü yumuluyor?
Tekel bayiinden, bakkaldan, marketten babasına bir paket sigara alırken yaşı sorulan çocuklara o mekanlara girerken neden sorulmuyor?
İki saat boyunca arkadaşım İhsan Bey ile bu sorunun cevabını aradık ancak bulamadık!
Ahmet Sivri aday mı?
Kurban bayramı arifesinden bir gün önce idi. AK Parti’nin Tepebaşı İlçesi eski başkanı ve Tepebaşı Belediye Başkanı ile milletvekili aday adayı Ahmet Sivri ile karşılaştım. Elinde paketler, bayram öncesi çocuklarının vermiş olduğu siparişleri almış arabasına gidiyordu.
Milletvekili sıralamasına giremeyince sanki siyasetten elini ayağını çekmişti! Aşıl işi olan ticarete geri dönmüş, işine gücüne bakıyordu.
Hatta bu yıl İşçi Emeklileri Derneği üyelerinin kömür bağlantısını da alınca işleri biraz daha yoğunlaşmıştı.
“Hayrola Ahmet Bey bu kadar yükle nasıl yürüyorsun? Çarşıyı torbalara doldurmuşsun!” diyerek takıldım.
“Abi çocuklar bayramlık sipariş verdiler. Onları aldım arabaya götürüyorum” dedi.
Elindeki poşetlerin ikisini alarak arabasına kadar yardım ettim. Yürürken de konuyu siyasete getirdim.
“Bayram sonu yerel seçimlerin erkene alınması mecliste yeniden görüşülecek. Muhtemelen 2013 yılının Kasım ayının ikinci haftası seçim olması kararı çıkacak. Sen bu seçimlerde de aday mısın?” diye sordum.
“Hele bir seçim kararı çıksın. Adayım dersem ‘dereyi görmeden paçayı sıvamış’ derler. Seçim kesinleşsin. Müracaatlar başlasın. Yani hele o gün bir gelsin” dedi.
Ne ‘adayım’ ne de ‘değilim’ demediğine göre Ahmet Sivri öyle sanıyorum yine Tepebaşı Belediye Başkanlığı için aday olacak. Kendisi söylemedi ama, ben konuşmalarından onu anladım.
FIKRA
Bi şans daha
Bir gün bütün sarışınlar toplanıp ''aptal sarışın'' imajını ortadan kaldırmak için aralarından bir kişiyi seçip büyük bir stadyumda jüri önüne çıkartırlar.
Jüri sorar;
- ''4 kere 4 kaç eder?''.
Sarışın düşünür düşünür ve.
- ''44'' cevabını verir.
Bütün stattaki sarışınlar ayağa kalkıp bi şans daha bi şans daha diye bağırırlar.
Jüri bir şans daha verir ve sorar;
- ''3 kere 3 kaç eder''.
Sarışın;
- ''33'' diye cevap verir.
Jüri yanlış olduğunu söyleyince bütün stattaki sarışınlar yine ayağa kalkarak ''bi şans daha bi şans daha'' der.
Jüri son bir şans verir ve sorar;
- ''2 kere 2 kaç eder?''.
Bizim sarışın cevap verir;
- ''4'' ve aniden bütün stat ayağa fırlar;
- ''bi şans daha bi şans daha''?