O Kafa’dan!..

Her “yüz nakli” yapılışında “Victor Frankestein” gelir aklımıza…

Bir insan yapıyor…

Beyni başkasından, bacağı, eli, yüreği, ayağı hep bir başkasından…

Dikiyor, biçiyor ve bambaşka bir insan yaratıyor…

“Beyin, sevgi ile dolu olabilir…”

Ayak tekme atabilir…

“Ama yüreğin sevgiden haberi yoksa!”

Üniversite’den bir Prof. Dostumuz müjdeyi verdi:

“Çok yakında kafa nakli yapılacak…”

…….

“Rauf Tamer”in, “Tercüman” yıllarındaki köşesinden sık sık attığı bir başlık vardı:

“O kafa…”

“Rauf’a göre, CHP kafası!”

…….

Geçtiğimiz Cumartesi günü “ES TV”den canlı yayınlanan CHP İl Kongresi’ni izledik…

Yalnız onu değil…

Antalya, Ankara ve Mersin kongrelerine de kulak verdik…

“Nasıl oluyor?”

“Ne diyorlar?”

Öyle ya, memleketin halini hiç anlatmaya gerek yok…

Kim bilir neler çıkar “o kafa”lardan diye beklerken…

Çıka çıka…

“Çarşaf çıktı…”

“Blok çıktı…”

…….

Ve bir genç çıktı,

“Atanmış milletvekilleri” dedi…

Atanmışlar yakıştırmasını yaptığı kişilerden biri “Gaye Usluer”di…

Başın üzerinde olması gereken bir profesör… Eskişehir halkının seçtiği milletvekili…

Ve de Atatürk’ün kurduğu partinin adı:

“Cumhuriyet Halk Partisi…”

Rauf Tamer, haklı mı dersiniz?

Şu nakiller bir başlasa da…

Değiştirsek artık “o kafa”ları!..

************

Elimizde nefis bir kitap…

1923-1938…

“Modern Eskişehir’in Doğuşu…”

Yazarı: Doç. Dr. “Kemal Yakut…”

Bir kitap, bu kadar çabuk yuvarlanır…

Takıldığımız 3 konu, önce basın…

-Eskişehir’de ilk gazete 1908’de “Nimet” adıyla yayınlandı. Gazetenin sorumlu müdürü “Hafız N. Nafız” ve başyazarı “Mehmet Burhaneddin”di…

1915’te “Karacahisar” yayınlanmaya başladı.

Kurtuluş Savaşı sırasında da direnişi destekleyen ve karşı çıkan gazeteler mevcuttu.

“Eskişehir ve İstiklal” gazeteleri Müdafaa-ı Hukuk ideolojisini savunan gazeteler olarak öne çıkmıştı.

“Hatif” ve Çerkez Kulübü’nün yayınladığı “Nevzat” ulusal direnişi baltalayıcı yönde yayın yapmışlardı. “Nevzat” gazetesini çıkaran Bursalı “Sedat Hakkı”, Büyük Zafer’den sonra Yunanistan’a kaçmıştı.

Tek parti döneminde kent basınına damga vuran gazete 29 Aralık 1925 tarihinden itibaren yayınlanmaya başlayan “Eskişehir Sakarya”dır…

Sorumlu müdür “Ali Ulvi (Bayraktar)”dı…

Gazetenin alt başlığında “Cumhuriyetçi ve Halkçı Haftalık Türk Gazetesi”dir ifadesi yer almıştı.

“Atatürk”, 5 Ağustos 1929’da trenle Ankara’dan İstanbul’a geçerken, Eskişehir istasyonunda gazetenin başyazarı “Hasan Basri Bey”le tanışmıştı.

İkinci konumuz, 1930 yılında “Türkiye Komünist Partisi”nin Eskişehir’de örgütlenme çalışmalarıydı.

“Kızıl Eskişehir”, neler yapmış, okuyun!..

İlgi alanımızdaki üçüncü konu ise sinemalardı…

1930 yılında, Eskişehir’de 4 kapalı, bir yazlık sinema olduğu belirtiliyor.

Bu 5 sinema 5 Mart 1935’teki filmleriyle şöyle eleştiriliyor:

“Bu hafta Eskişehir sinemaları birer vahşi hayvanlar ormanına döndü…”

…….

Anadolu Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. “Kemal Yakut”a binlerce teşekkür…

Öyle bir eser sunmuş ki…

“Yakut’la değer biçilmez…”

******************

Sistemler, onu uygulayan kişiler ve toplumlara göre biçimlenirler.

Burada belirleyici öge demokrasi kültürü ve deneyimidir.

                                                                               Ali Sirmen

Türkiye’nin en büyük medya kuruluşu Doğan Grubu, “Cem Küçük”ün parmak sallaması ile hizaya geliyor.

“Ömrünü bu mesleğe vermiş gazetecilerin içi sızlamaz mı?”

                                                                                   Can Ataklı

Susmasını bilmek, en güzel konuşma sanatıdır…

                                                                               Hanri Benazus

Bana balık verme, balık tutmasını öğret…

                                             “Çin Atasözü”

Bana balık ver, rakıyı da tazele ve buz getir…

                                            “Türk Atasözü”

Acı çekerek kazanılan deneyimler, sonradan mutluluk sebebi olurlar…

Kalbin mantığı, aklın mantığı ile çelişir…

Sevginin dilinden, sağır da, dilsiz de anlar…

*********

Bu soruya herkesin bir yanıtı vardır ama, “Erdal Atabek” hocanın bir başka…

Diyor ki:

-Her insanın yapılan her haksızlıktan, adaletsizlikten, eşitsizlikten kendisini sorumlu tutmasını bekliyorum.

Yüzyıllar öncesinde “Sokrates”in sesine kulak vermelerini istiyorum:

“Sorgulanmayan hayat, hayat değildir…”

Prof. Kuçuradi’den

“Platon”a göre demokrasi en az iyi olan siyasi düzendir. Çünkü demokrasinin bir sapması olan             “okilokrasi”ye kolayca dönüşebilir. Böylece de en kötü siyaset düzen olan tiranlığa götürebilir.

Bu benim değil, “Platon”un savıdır. Doğruluk payı da yüksektir…

“Hitler” de demokratik yoldan iktidara gelmişti. Bana sorarsanız, bugün demokrasiyle ilgili en önemli sorun “demokratikleşme” denilenin, ana amaç haline getirilmesi ve onda olmayan bir değerin ona atfedilmesidir…

**************

Adam, lüks erkek kuaföründe oturmuş, bir yandan sakal traşı yapılırken bir yandan da elleri manikürlenmekteymiş…

Manikürü yapan sarışın güzel, adamın ilgisini çekmekte gecikmemiş ve atılmış:

“Güzelim, bu gece benimle çıkmaya ne dersin?”

Gülümsemiş kız:

“Özür dilerim ama ben evliyim…”

“Boş versene” demiş adam:

“Telefon et, bu gece işinin çıktığını söyle…”

“İstersen sen söyle” demiş kız:

“Şu anda seni traş ediyor…”

*******************

İki arkadaşın bindiği gemi batmış, ıssız bir adaya düşmüşler. Biri “Burada ölüp gideceğiz” diye ağlarken, diğeri keyif yapıyormuş… “Korkmuyor musun?” demiş ağlayan… “Niye korkayım ki?” diye karşılık vermiş diğeri:

“Gelmeden önce bir kitap yazmıştım. Dava açmak için kesin bizi arayıp bulurlar…”

**********************

Eskiden “bedelli askerliği” konuşur, haksızlığı dile getirmeye çalışırdık.

Ne günlere geldik ki…

“Şimdi askerliğin bedelini konuşuyoruz!”

                                                                  Balthör

Terör, halk kitlelerine karşı uygulanan şiddet hareketidir. Her türlü şiddet hareketini terör olarak adlandırmak, bana kalırsa kafa ve kavram karışıklığıdır…

                                                                               Ataol Behramoğlu

7777777777777777777777

Aşka uyanırım her gece

Ay doğar gören dağlara karşı

Kan rengi kuşlar uçuşur uçuşur

Bitmez çıktığım ağacın yokuşu

Dinmez açlığım, dinmemiş

Bembeyaz uykusunda bembeyaz yemiş

Beni çağırır

Aşkı uyanırım her gece

Ellerim ışığa değmemiş…

                                 Selahattin Batu (Varlık-1959)

*****************************

Eskişehir basınına özel bir damga vuran “Seyfi Uyanık”ın abisi “Hayri Uyanık” vefat etti.

81 yaşındaki merhumun cenazesi Alaaddin Camii’nde kılınan namazdan sona, Esentepe’deki aile mezarlığında toprağa verildi.

Hayri abiye Allah’tan rahmet, başta “Seyfi Uyanık” olmak üzere akraba ve sevenlerine başsağlığı dileriz…