Nikâh masası değil, idam sehpası yeriniz!

Fotoğraftaki bu genç kadın yaşamıyor artık yeryüzünde. Ecelsiz ölümüne neden oldular onun. Çoğu Anadolu kadının, genç kızının hatta çocuk yaştaki kızların başına gelen onun da başına geldi.
Yirmi iki yaşında intiharı seçen Aysun Altay'ı hatırladınız mı?
Manisa’da abisinin tecavüzüne uğramış,  Kütahya'nın Domaniç ilçesinde erkek arkadaşına ait tabancayla kendini kalbinden vurarak yaşamına son vermişti. Ve erkek egemen dünyada sıradan ölümlerden kabul edilerek, zerre umursanmaksızın unutulup gitmişti!
Peki, Aysun intihar etmeyip yaşasaydı abisi ile mi evlendirilecekti?
Peki öz kızlarına tecavüz eden babalar?
Tecavüzcü amcalar, dayılar, akrabalar?
Bu çıkacak yasadan sonra söylenildiği gibi mağduriyetten, sosyal acılardan kurtarılacaklar mıydı?
Nasıl bir iyi niyet arayabiliriz ki bu yasanın altında?
Elinizi vicdanınıza koyun da cevap verin, tabii vicdan kaldıysa!
Biat etmeksizin, körü körüne yanlışları kabul etmeksizin, Allah aşkına cevap verin. Sizlerin de içinize siniyor mu? O parti, şu parti değil mevzu. İnsanlığını yitirmemiş tüm namuslu insanlar, sözüm sizleredir. Sizin de dokunmaya kıyamadığınız dünya güzeli kız evlatlarınız yok mu? On saniye hayal kurun, onların da tecavüze uğradığını düşünün. “Bana bi’şey olmaz” diyen milyonlarca insanın kırık hayat hikâyeleri ile dolu bu coğrafya…
60 yaşında, iliklerine kadar sapık bir insanlık ucubesi; on-on beş yaşındaki çocuğa tecavüz etsin, sonra onunla evlendirilerek çocuğun mağduriyeti giderilecek algısı yaratılsın öyle mi? Herkesin gözlerinin içine bakarak ve herkesi kandıracağınıza inanarak hem de öyle mi?
Siz nasıl birer insansınız bu denli gözlerini karartıp özgürce fink atacağını sanan! Şuna inanıyorum, bakın yanılmadığımı göreceksiniz. İktidar milletvekilleri başta olmak üzere bu iktidara oy vermiş yüz binlerce insan böyle bir yasa girişiminden rahatsızlar. “Böyle bir yasa teklifinden utanç duyuyorum” diyen ve bu iktidara oy attığını söyleyen nice insanın olduğunu biliyorum. Suskun milletvekillerinden inanılmaz biçimde rahatsızlık duyanların olduğunu biliyorum. Çünkü bu kişiler de bu ülkenin insanları, bu insanların da evlatları var, bu insanların da yüreğinde kaybetmedikleri insani değerler var. Sosyal paylaşım sitemden de yazdım; bu utanç dolu yasa teklifi ile doların önlenemez yükselişi iktidarı ilk kez zora sokacak, hem de ilk kez!
Gelelim bir de işin din boyutuna, ülkemin bütçesinin en çok paydan nasibini alan Diyanetine…
İslam’da kadından gayrı konu yok mu kardeşim?
İslam’da cinsellikten başka, öbür dünyadan başka konu yok mu?
Hak-hukuk-emek, tamah etmek, hırsızlık, vatan konuları hiç mi işlenmez?
Şimdi size birkaç tecavüz örneği vereyim durun!
                                                    ***
1-) 2004 yılında Muğla'nın Milas ilçesinde 4. sınıftayken F. Ç.'nin ölüm tehditleriyle tecavüze uğrayan T.A, 12 yaşında anne olmuş ve tecavüzcüsüyle evlendirilmek istenmişti. Bunun üzerine öğretmenlerine sığınmış, "Ne olur beni evlendirmeyin, okuyup öğretmen olmak istiyorum" demişti. Çiçek'in babası Hüseyin Çiçek de, bugün Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın yasayı savunurken sözlerini hatırlatan açıklamalarda bulunmuş ve  "Buralarda sık yaşanan bir olay. Olan olmuş. Namusu temizlemek için kızı evlendireceğiz" demişti. O günlerde Ç.'nin T.A ile evlenmesi durumunda, TCK'nın 434. maddesinden yararlanarak cezaevinden çıkacağı konuşulmuştu. Ailesi T.A'yı tecavüzcüsüyle evlendirdi…
2-) Van'ın Özalp ilçesindeki Hacıkışlak Köyü’nden 43 yaşındaki H.G., evli ve 3 aylık hamile 21 yaşındaki S.A.’ya silah zoruyla tecavüz etti.
S.A. sadece tecavüze uğramakla kalmadı, bir de eşi ve eşinin akrabaları tarafından işkence gördü. S.A, bu olayları ailesine anlatınca, durum Köy Muhtarı'na iletildi. Köyün ileri gelenlerinden 8 kişiyi bir araya toplayan muhtar, olayın kan davasına dönüşmemesi için kendince bir "mahkeme" kurup sorunu çözmeye karar verdi. Alınan karara göre tecavüze uğrayan S.A., kocası Mehmet A.’dan sembolik olarak boşanacak, Mehmet A. tecavüzden tutuklanan Hüseyin G.’nin 16 yaşındaki kızı Ç.G. ile imam nikahıyla evlendirilecekti. Öyle de yapıldı. 16 yaşındaki Ç.G., tecavüzcü babasının işlediği suçun "bedeli" olarak, "mağdur" kocanın yeni eşi olmuştu…
3) Ağrı'nın Kazlı Köyü’nde oturan 12 yaşındaki A.A. köylüsü Fesih A.'nın tecavüzüne uğradı. İki tarafın aileleri aralarında anlaştı. Anlaşma sonucu A.A.'nın ağabeyine bir kız ve para verilirken A.A. ile Fesih A. imam nikâhıyla evlendirildi. Psikolojik travmalar yaşayan A.A. eşinin yeğenlerini yastıkla öldürerek samanlıkta gizledi. A.A. Van Kız Yetiştirme Yurdu'na teslim edildi. Yaşadığı olayları müdireye anlatması sonucu gözaltına alındı.
4-) Diyarbakır'da 12 yaşındaki R.G. hamile kaldığı anlaşılınca tecavüzcüsü Sabahattin G. ile imam nikâhı yoluyla evlendirildi.
Bir süre sonra "dışarıda fazla dolaştığı" gerekçesiyle R.G.'nin burnu ekmek bıçağıyla kesildi. R.G., "Uyuduğum sırada el ve ayaklarımı bağlayıp tecavüz etmek istediler. Beni fuhuş yaparak para kazanmaya zorluyorlardı. Karşı çıkınca 'O...luk yapıyorsın' deyip burnumu kestiler. Çok kan akınca burnuma arpa buğday haşlayıp tıktılar" demişti…
5-) Şanlıurfa'nın Hilvan ilçesinde, Ali A., hem akrabası hem komşusu olan 16 yaşındaki F.Ç.'ye tecavüz etti. Ali A., kardeşi Celal A.'nın da F.Ç. ile zorla birlikte olmasını sağladı. Hamile kalan F.Ç., bir süre sonra karnı büyümeye başlayınca olayı ailesine anlatmak zorunda kaldı. Aile "çözümü" bulmuştu. F.Ç., tecavüzcüsü Ali A. ile evlendirildi. Ancak F.Ç.’nin doğurduğu bebeğin babasının hangi tecavüzcü kardeş olduğu bilinmediği için, bebeğin öldürülmesine karar verildi. Bir hafta aç bırakıldığı halde ölmeyen bebek, ağzına tıkılan bez ile öldürüldü. Olay, çevredeki köylülerin bebek cinayetini fark etmesiyle ortaya çıktı. Cinayet ortaya çıkmasaydı, "küçüğün de rızasıyla" bu evlilik devam edecekti…
6-) Adana'da 14 yaşındaki A.Ş., babasının zorla evlendirmek istediği Erhan B. tarafından tecavüze uğradı. A.Ş. mahkemede, "Tecavüzcümle evlenmem" diyerek itirazda bulununca, mahkeme A.Ş.'nin babasına 3 yıl 1 ay hapis cezası verdi. Bunun üzerine genç kız, babasını kurtarabilmek için,"evlenmem" dediği tecavüzcüsüyle evlenmek zorunda kaldı. A.Ş, 19 yaşına geldiğinde ise yatağında ölü bulundu.
7-) Samsun'da, 10 yaşındayken üvey babası tarafından tecavüze uğrayıp bir erkek çocuğu dünyaya getiren H.K. annesinin ifadesiyle, "mahalledeki dedikodulardan ve kızının kötü yola düşmesini istemediğinden" Gökan K. ile imam nikahıyla evlendirildi. Bir süre sonra Gökhan K.'dan da bir çocuğu oldu. H.K.,"Annemin isteği üzerine evlendirildik" demişti.
8-) Recep ve Alaaddin Ö. kardeşler, 17 yaşındaki B. adlı genç kıza tecavüz ettikten sonra yakalanıp yargılanmaya başlandı. Alaaddin Ö. B. ile evlenince serbest bırakıldı. Kardeşi Recep Ö. ise 2 yıl 2 ay ceza aldı. Mahkeme çıkışında duruma serzenişte bulunan Recep Ö. "Ben de evlenip kurtulmak istiyordum ama kanun müsait değil. Ne yapayım?" demişti…
                                                  ***
Hiçbir devlet ‘3000 kişi mağdur’ diye özel yasa çıkarmaz. Devletin hiçbir imtiyazlı sınıfı yoktur ve olamaz! Devlet; tecavüz gibi bir ortaçağ karanlığı olan böylesi barbarlıkları bir an evvel sona erdirecek ivedi önlemler alır. İnsanlarının hem karnını, hem beynini, hem ruhunu doyurup tüm pisliklerden arındırır. IŞİD pisliklerinin görüntülerini andıran bir coğrafya yerine, insan olmaktan gurur duyduğumuz bir memlekette yaşamayı reva görür. “Bu ruhu karanlık tecavüzcü soysuzların yeri nikâh masası değil, idam sehpasıdır” demiş sosyal paylaşım sitemde sinir krizleri geçiren bir hanımefendi. Vatan hainliğinden daha büyük bir suç da insanlık suçudur, insan onuruna karşı işlenen suçtur. Son yıllarda insan görünümlü binlerce cani için, sapık deyyuslar için çıkarılacak idam cezası adına bir referandum yapsanız ya öncelikle!
Kısacası demem şu; bu iş iktidar-muhalefet ya da öteki-beriki meselesi değildir! Sağcı-solcu, dinci-ateist meselesi hiç değildir.
Bu iş sadece insan olmak meselesidir kardeşim ANLADIN MI?