Türkiye bir anaokulunda aşçı yardımcılığı yaparak çocuklarını geçindirmeye çalışan Ayşe Tuba Arslan'a yapılan saldırıyla sarsıldı
Türkiye bir anaokulunda aşçı yardımcılığı yaparak çocuklarını geçindirmeye çalışan Ayşe Tuba Arslan'a yapılan saldırıyla sarsıldı. Eski kocası ile 'Şiddetli geçimsizlik' sebebiyle ayrılan Arslan'ın başına gelenlere, "Türkiye için çok sıradan bir hâdise" diyebiliriz. Önce bir kadın kocasından ayrılır. Sonra eski koca, "Ya benimsin, ya kara toprağın" der. Kadın korkarak adalet mekanizmasına sığınır ve eski kocası hakkında uzaklaştırma kararı aldırır. Koca ise daha çok sinirlenip av tüfeğiyle çocuklarının annesini öldürür. Sonra mahkemede kravat takarak ceza indirimi alır... Gerçi bu kez işler biraz değişik olmuş. Eski koca av tüfeği yerine daha 'Geleneksel' bir silahı, satırı tercih etmiş. Ayşe Tuba Arslan ise – mucize kabilinden – hayatta kalmayı başarmış. Ancak saldırganın kravat takarak ceza indirimi alma ihtimali hâlen mevcut... "Neyse ki cinayet haberi yapmadık. Zavallı kadıncağız hayatta kalmayı başarmış" diyerek kendi kendimizi avutuyoruz. Ancak çok yakında bir başka ruh hastasının, bir başkta zavallı kadını öldüreceğinden de eminiz. Eskişehir'de olmaz belki, ancak en geç bir iki hafta içinde Türkiye'de böyle bir olayın gerçekleşeceğini hepimiz biliyoruz. Tabii kravat satışları da giderek artıyor memleketimizde. Yakında uyanık bazı müteşebbisler, adliye sarayları önünde 'Ceza indirimi garantili' kravat kiralarsa şaşırmayız... Konu hakkında bir basın açıklaması yapan Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Betül Duman, adli makamların kadınlara yönelik saldırılarda yeterli özeni gösteremediğini belirtmiş. Duman ve meslektaşları, "Kolluk kuvvetleri 'Kocandır babandır abindir olur böyle şeyler' dedikleri için, kadınlar İstanbul Sözleşmesi uygulanmadığı için ölüyor" ifadelerinde bulunarak, davanın takipçisi olacaklarını belirtmiş. Kadın avukatlara teşekkür ederiz. Dişi arslanların yüreğine sahipler. Varlıkları bir nebze olsun yüreğimize su serpiyor
Beton yol yaygınlaşmalı
Büyükşehir Belediyesi beton yol uygulamasına devam ediyor. Yetkililer son olarak Yazılıdere – Yenikent ve Büyükdere Mahalleleri arasındaki ana yolu genişletiyor. Beton yol uygulaması basit bir uygulama olarak görülse de çok önemli. Birincisi asflttan yapılan yolların ömrü kısa oluyor. Betona göre sanki daha ucuzmuş gibi görülen asfalt yollara en çok üç sene içerisinde yama yapmanız gerekiyor. 5 – 6 sene sonra ise o asfalt yol yama tutmaz hâle geliyor ve yeniden söz konusu yolu asfaltlamanız gerekiyor. Üstelik asfaltın hammaddesi olan petrol, memleketimizde üretilmediği için yaptığımız her yolda cebimizden çıkan paralar, yabancı petrol şirketlerinin cebine giriyor. Oysa beton tamamen 'Yerli ve Milli' hammaddeye dayanıyor. Büyükşehir Belediyesinin söz konusu uygulamasının yaygınlaşmasını diliyoruz.
İktidar omuz verirse
İYİ Parti İl Başkanlığı Milli Hızlı Tren'in Eskişehir'de üretilmesi için bir kampanya başlattı. TÜLOMSAŞ kökleri 19'uncu yüzyıla dayanan önemli bir sanayi kuruluşu. Bir Eskişehirli olarak bu kurumla hep gurur duymuşuzdur. Ancak son yıllarda kurumun gerilediğini de görmezden gelemeyiz. Bir zamanlar Türkiye ve Eskişehir ekonomisinin lokomotifi olan bu kurumun aktif olması temennimiz. Tabii bu arada 'Milli Tren'imizin yapılan ihaleye göre yüzde 15'inin 'milli' olacağını da hatırlatalım. Sanırım iktidar mensupları, "Milli ve yerli' diyerek oylarını artırmayı hedefliyor ki, önlerine ne gelirse, "Milli" diyor. Yüzde 85'i yabancılar tarafından yapılacak bir lokomotifin ne kadarı millidir orasını sizlerin takdirine bırakıyorum. Her neyse; "Yüzde 15, yüzde sıfırdan evlâdır" diyerek, yazımıza devam edelim. Yüzde 15'i Türkiye'de üretilecek olan projenin bile iptal edildiğini hatırlatan İYİ Parti İl Başkanı Mehmet Ektaş, Eskişehir'in yatırım alma kapasitesinde Türkiye'nin 32'inci şehri olduğunu hatırlatarak, bu durumun düzeltilmesini temenni etmiş. "Eskişehir’in yatırıma, istihdama, Eskişehirlinin işe ve aşa ihtiyacı vardır. Eskişehir, birikimi, heyecanı ve motivasyonu ile “demiryolu yatırımlarını” hak etmektedir" diyen Ektaş, bir takım müteahhitlere yapılan teşviklerin küçük bir kısmının Eskişehir'e yapılmasını istemiş. TÜLOMSAŞ bu yapısıyla yeni projenin altından kalkabilir mi? Bu konuda şüphelerim var. Ancak iktidarın biraz 'Omuz vermesi' koşuluyla TÜLOMSAŞ'ı yeniden eski günlerine döndürmek mümkün.