Görüşler
Neymiş? Pasolig…
"Pinochet", darbeyi yapıp "Allende"yi de öldürdükten sonra, binlerce aydın ve sanatçıyı Şili Stadyumu’nda toplamıştı...
Kimi katledildi, kimi işkence gördü...
Bunların arasında Şili'nin en önemli sanatçılarından devrimci yeni türkü hareketinin kurucusu "Victor Jara"da vardı...
Şarkı söylemeyi sürdürdü, gitar çalan elleri kırıldı ve öldürüldü...
Cinayetleri yapanlar yargılandı...
"Şili Stadı'na onun adı verildi..."
…………
1936 Berlin Olimpiyatları'nda yaşananları da biliyorsunuz...
Alman ırkının üstünlüğü üzerine yapılan büyük hazırlığı Afrika kökenli "Jesse Owen" yıkmıştı...
100 metre 200, uzun atlama ve bayrak yarışındaki başarısı "Hitler"i çok kızdırmış olacak ki, tebrik bile etmeden stadyumu terketmişti..
“Bugün nasıl anılıyor Hitler!”
……………..
Ve 2014 Türkiye'si...
Maça gitmeden önce parayla kredi kartı alacaksın. O banka kimin? Milyonlarca taraftarın alacağı kartlarla, paranın hesabı yok!
Sonra e-bilet. Bilet değil, sülalene kadar kimlik!
“Ana-baba adı, T.C. Kimlik numarası, hangi takımı tuttuğun, statta nereye oturacağın, ne yediğin, ne içtiğin hepsi yazılı…”
…………………
Eskişehirspor’a yine iki maç üst üste seyircisiz oynama cezası verildi... Diğer takımlara da ardı kesilmiyor... Kadınlar alınmasın, sahada seyirci yok... Para da yok…
Neymiş Pasolig...
"1930’larda mıyız ne!.."
Türk Erkeği ve Diğer Mucizeler
Pek çok kitabı yayımlandı Prof. Dr. "Erkan Yüksel"in... Bize göre en önemlisi "Medya ve Habercilik" adını taşıyordu...
19 Temmuz 2010 tarihinde imzalamıştı Erkan:
"Müdürüm, hocam, abim, babam...
Ondan çok şey öğrendim..."
…………..
Geçenlerde bir yenisi de İstanbul'dan ve "Murat Toklucu"dan geldi...
"Türk Erkeği ve Diğer Mucizeler" adını taşıyan kitabını şöyle imzalamış Murat:
"Meslekteki ilk ustam, sevgili ağabeyime..."
Neden iki kitap ve neden iki insan?
İkisi de, "öğrencimiz" demeyelim, birlikte çalıştığımız güzel insanlardı...
“Öyle yerlere geldiler ki, onur duyuyoruz...”
………..
Murat'ın kitabını, inanın aynı gün bitirdik…
50 yıl önceki gazeteleri karıştırmış ve bugüne yoğurmuş Toklucu...
Nostaljiyi yaşadık ve zevkle okuduk...
Yandaki kupürdeki olayla noktalamak isterken, iki genç yazardan da daha nicelerini bekliyoruz:
- Eskişehir'de babasıyla birlikte esnaflık yapan "Mustafa Çanakçı" adlı bir genç, Hürriyet gazetesinin ifadesiyle "içine düştüğü sefahat ve içki aleminin çıkar yol olmadığı telkin edilince elindeki şarap şişesini törenle kırmış" ve bir daha içki içmemeye karar vermiş.
Bunun üzerine bir işadamı Hacca göndermiş kendisini.
Döndükten sonra da "Yeşilay" toplantılarına katılmış.
Ancak kısa bir süre sonra yeniden içkiye başlayınca "Yeşilay" yöneticileri ayağa kalkmış. Kampanya başlatmışlar ve meyhaneleri bayileri tek tek dolaşıp uyarmışlar:
"Mustafa'ya içki satmayın..."
Günün Şiiri
İsyan
Beni bu çepçevre hudutlar öldürüyor
Ben ayaklarıma dolanmış zincirler
Benden bir şeyler yitiriyor
Bıktım diyorum bu ölçülerden
Evren başladığınca hür olmalı
Beni bu ölçülü yaşamalar bitiriyor
Kaçmak istiyorum,uzak, daha uzak
Sıyrılıvermek bir çırpıda
Cümle kaygılardan
Başım üstünde artık martılar dönüyor
Uzak maviliklere gönül vermişim
Alın götürün bu tutsak düşünceleri
Özgürlük üstüne benim türküm
Günün uyuyan saatlerinde dirilişim
Ben esenliklere kanat germişim...
Ertuğrul Üçler (Varlık-1959)
Kopuk bakanlar!
Enerji Bakanı Taner Yıldız diyor ki:
"Kuraklık yüzünden elektrik üretiminde sorun olabilir. İran, Gürcistan ve Bulgaristan'dan ithal edebiliriz."
Aynı anda Su işleri Bakanı "Veysel Eroğlu" da diyor ki:
"Su sıkıntısı yok. Barajlardaki doluluk oranı yüzde 50'den fazla. İstenildiği kadar enerji üretilebilir."
Bir gazeteci soruyor:
"Enerji Bakanı da, elektrik üretiminde sorun olabilir diyor..."
Veysel Bey, "Onu ben bilmem" diyor:
"Elektrikten sorumlu değilim, ben barajlardan sorumluyum."
Anlaşılan, iki bakan arasında hatlar kopuk, birbirinden elektrik almıyorlar!..
Kocanızın ölmemesini istiyorsanız
Adam karısı ile birlikte doktora muayene olmaya gider. Muayene biter, doktor odasından çıkarak kadının yanına gelir ve "Kocanızın ölmemesini istiyorsanız şu kağıda yazdıklarımı uygulayacaksınız" der:
1. Sabahları güler yüzle bir kahvaltı hazırlayın ve işe mutlu gitmesini sağlayın,
2. Öğleleri eve geldiğinde güler yüzle karşılayın. Günün geri kalan kısmını da iyi geçirmesine
yardım edin.
3 . Akşamları eve geldiğinde yemek özellikle güzel olmalı. Dinlenmesini sağlayın, hatta ayaklarına masaj yapın.
4. Haftada en az 3 kere akşamları beraber gezin.
Eve geldiklerinde adam karısına sorar:
"Doktor sana ne dedi?"
Kadın "Hiiiç!" der:
"Sadece, ölecekmişsin..."
Üzülecek ne var ki?
Maçın en heyecanlı yerinde Temel birden bağırır:
"Eyvahlar olsun, gördün mü tersliği Dursun? Ofisten çıkarken kasayı kitlemeyi unutmuşum..."
Dursun, bir sağına bir de soluna bakar ve "Ula ne var bunda üzülecek?" der:
"İkimiz de burda değil miyiz!"
Günün İncisi
Bir şey bitiyor diye üzülmeyin, zamanında başladığı için sevinin.
G.G. Marquez
Cuk
Toplumdaki "Kütük"ler değişmez. Kütük, tersten okunsa da "Kütük"tür!
Rahmi Turan
Kıssa-dan
"Severiz yaratılanı, Yaradan'dan Ötürü" demek kolay. Ama bunu söyleyenin, Yaradan’ın bütün yarattıklarına, gerçekten sevgi ve saygı göstermesi gerek...
Ali Sirmen
Günün Sorusu
"Bütün Türkiye Silivri mi oldu?"
Hani adalet?
Hani demokrasi?
Duyamıyorum, "Kalıcı barış" mı dediniz.
Emre Kongar
Günün Olayı
Erdoğan emekçilere "1 Mayıs için Taksim'e değil, Yenikapı'ya gidin" diyor.
İçkiye karşı olmasa,
“Kumkapı'ya gidin kafayı çekin” diyecek.
Akif Kökçe
Günün Biberi
Marmara Üniversitesi'nin değerli arazileri elinden alınacakmış.
Devlet üniversitelerinin değerli arazileri elinden alınacak ki, sonradan yandaş üniversitelere bedelsiz olarak verilebilsin!