Ömer Duru yazdı
Ülkemizde yaşanan olaylar için:
“Tek adam yorumu yapılıyor.”
Cumhuriyet’te sayın Nuray Mert şöyle diyor:
“Son zamanlarda yaşanan gelişmeler bu sistemin demokratik yol ile değişimi çabasının fazlası ile dışına taşmış durumda. En son yaşadığımız, bu olağanüstü halin, bir eşik daha atlayarak, tek adam rejimini pekiştirme yönünde yapılan bir müdahaledir. Ama adı konmamıştır. AKP’liler ve Davutoğlu da bu durumu davaya sadakat adına içlerine sindirebilirler. Ancak bunun adı da “ülkenin felakete sürüklenmesine ortak olmaktır. Dün çok saygı duyduğu adamlardan kuşkulanan davanın aslı faslı nedir? Nedir paylaşılamayan? Ülke nereye sürükleniyor? Bilen var mı? Sormak hakkımız değil mi?”
“İktidar siyasetinin muhalifi olabiliriz. Ama ülkede fazladan siyasi kriz çıkmasının bedelini hep birlikte ödeyeceğiz. Dahası, siyasi kriz göze alınarak pekiştirilmeye çalışılan “tek adam rejimi” projesi karanlık bir gelecek vaadinden başka bir şey değildir.”
--//--
İlginç değil mi?..
Bir yanda:
“Halkoyu ile seçilmiş Cumhurbaşkanı…”
Diğer yanda:
“Bir siyasi partinin Genel Başkanı ve Başbakan.”
Ve hepsinden öte yanda:
“Saraylarda hükümet kurma ve oluşturma çalışmaları.”
Gelin de çıkın işin içinden…
Ve, demokrasi adına bu gelişmelerin:
“Adını ne koyarsanız koyun.”
--//--
Ülkede sorunları saymaya gerek yok…
İçte ve dışta “öbek öbek” bekliyor…
Bizde ise:
“Başbakan ayrılmak için” gün sayıyor...
Üstelik dar siyaseti sevenler:
“Düğün bayram yaparak gelişmeleri alkışlıyorlar.”
Doğu ve Güneydoğu’dan gelen şehitlerin arkası kesilmiyor.
İç ve dış piyasa allak bullak…
Başbakan Davutoğlu için bazı gazeteler:
“Saray tarafından azledildi” yorumunu yapmış.
Vatandaş soruyor:
“Hükümet içte ve dışta sorunlarla mücadele ederken bu değişikliğe ne gerek vardı?..”
CHP Lideri Kılıçdaroğlu:
“Bunun adı Saray darbesidir” dediği açıklamasında şöyle diyor:
“Kaçak Saray’daki görüşme ile darbe gerçekleşti. AKP’nin 4 Mayıs Saray darbesini benimsemesi demokrasi için acı bir tablodur.”
HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ise gelişmeleri:
“Davutoğlu Saray’ın bütün kirli işlerini yapmıştı. Partinizi de hükümeti de götürüp Saray’a teslim ettiniz. Şimdi tek adam tüm ülkeyi teslim almıştır” diye yorumladı…
İlginç değil mi?
Varın gerisini, siz yorumlayın…
Ülkenin nereye götürülmek istendiğine karar verin…
-Gidecekler belli. Kimler kalacak?—
Ahmet Davutoğlu gün sayıyor… Başbakanlığı bırakıyor yani… Yerine kimin geleceği ise net olarak belli değil. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ deniyor… Süleyman Soylu deniyor… Berat Albayrak deniyor… Ve en çok da Binali Yıldırım deniyor… Deniyor denmeye de; atamanın nasıl ve kim tarafından yapılacağı konusunda yorum yapan yok… Ve çok ilginç “gelecek isimler için farklı yorumlar yapılıyor.”
Dün bir okurum “Davutoğlu ayrılacak bu kesin. Peki yerine kim ve nasıl atama yapılacak?” diye sordu.
Gerçekten ilginç… Yeni başbakanın nasıl atanacağı yolunda kimse bir yorumda bulunamıyor. Bir önemli konu da “Davutoğlu ile birlikte hangi bakanların” değişeceği. Şimdilik kimse bir yorumda bulunamıyor. 22 Mayıs’ta AKP’nin kongresi var. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı gelişmeler hakkında şimdiye kadar olduğu gibi “sessiz kalmayı” tercih ediyor. Diğer milletvekilleri Emine Nur Günay’dan ve Harun Karacan’dan gelişmeler konusunda tek satırlık bir yorum duyulmadı… Bir önemli konu da “Davutoğlu kabinesinde kimler kalacak, kimler” gidecek? Kabineye yeni bakan olarak kimlerin atanacağı.” Dün bu konuyu sorduğum arkadaşlar “İşler karışık. 23 Mayıs’a kadar kimse bir yorum yapamaz” dediler. Göründüğü kadarı ile haklı bir yorum… Bu konuda AKP’den görüş bildiren tek kişi duyulmadığına göre, en iyisi beklemek lazım… İlkin kongre. Ardından Davutoğlu’nun istifası. Yeni Genel Başkan seçimi… Ardından yeni başbakanın atanması. Hükümet kuruluşu, güven oylaması v.s. Dedik ya… En iyisi 22 Mayıs’ı beklemek galiba?.. Beklemek ve AKP’deki gelişmeleri görmek… Kimler gelecek, kimler kalacak?..