Neresi ve hangisi?

Yaşamın İçinden

Neresi ve hangisi?

Telefonda arkadaşı ile konuşan adam, söylediği sözcüğü bir türlü anlatamayınca, kodlamaya başlamış:

“Yaz. Ankara’nın A’sı. ”

Arkadaşı sormuş:

“Tamam anladık ta hangisi?”

--//--

Gerçekten ilginç.

Kurban Bayramı’nı kutladık.

Sıra Cumhuriyet Bayramı’nı kutlamaya geldi.

Cumhuriyet’in 89’uncu kuruluş törenlerinde, Ankara’ya gidecek vatandaşlar sormaya başladı:

“Ankara’nın A’sı var. Tamam da hangi A’sı?”

T.C.’nin başkentine girişler yasaklandı çünkü.

Törenlere katılanlara polis biber gazı sıktı.

Ne zaman?

“29 Ekim günü. ”

O zaman sormak gerekiyor:

“Ankara’yı hangi A ile anacağız?”

--//---

Eskişehir gene, Cumhuriyet’e, Cumhuriyet’in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e inancını gösterdi.

29 Ekim 2012 günü, bir tarih yaşandı ilimizde.

Ankara’nın hangi A’sının kullanılacağı belli olmasa da, Eskişehir’de on binlerce kişinin hedefi belliydi. Copların sallanmadan aynı duyguda birlik oluşlarını izledik.

Üniversiteli gençleri ve hocalarını bu güzel ortamda görmek, bebek arabasını “Laik Türkiye” diye yürüten anneleri izlemek ne güzeldi.

Derneklerin, siyasi partilerin, köylülerin, emeklilerin, ev hanımlarının, işçilerinin “İzindeyiz Atam” diye yeri göğü inletmeleri bazılarını korkutsa da yüzleri güldü insanların.

Kırılan umutları diken diken “Umut” olarak dikildi bedenlerinde.

Yürekleri serinledi.

Bazıları “hasım” gözüyle baksa, Ankara’ın “A”sı belli olmasa da, doğrusu Cumhuriyet yürüyüşü yakıştı Eskişehir’e.

Düzenleyenleri ve katılanları kutluyorum.

 

 

Günlerin getirdiği

Henüz konuşulmamış ama…

CHP’de her ne kadar Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen tekrar büyükşehire adayım ya da aday değilim demese de vatandaş kendisini aday kabul ediyor ve seçimler sırasında alınacak sonucu buna göre yorumluyor.

Hatta bırakın CHP’lileri başka partilerden olduğu bilinen insanlar görüşleri sorulduğunda “Yılmaz Hoca aday olursa başka…” yanıtını veriyorlar.

Kurban Bayramı’nda ziyaretine gittiğim evlerde en çok sorulan sorulardan birisi Yılmaz Hoca oldu. Özellikle hanımlar ve gençler hocanın adaylığını merak ediyorlar. Her neyse. Sorulan bir başka soru ise Yılmaz Hoca’nın karşısına, AKP’den kimin çıkarılacağı. AKP’li olduğunu bildiğimiz sokak komşumuz, rengini belli etmese de, yapılan hizmetleri inkar etmeyip “Yiğidi öldür ama hakkını” ver diyor. Çok ilginç olan bir başka konu ise, Eskişehir’de seçime asılacak olan AKP’de, büyükşehir belediye başkanlığına kimin aday olacağı. Partililer konuşmuyor, yöneticiler sessiz, milletvekilleri hiçbir yorumda bulunmuyorlar. AKP’li bir meclis üyesinin söylediği gibi bu konuda tek yetkili genel merkez galiba. Araştırmalar yapılıyor, ama gizli saklı. Dahası belediyelikleri kalkacak olan 13 beldede bile hoşnutsuzluk yaşandığına dikkat çeken partililer “Bekleyip göreceğiz”diyorlar. Hepsi bu.

 

Nuray Akçasoy hep aynı

Nuray Akçasoy bir dönem DSP’den, bir dönemde CHP’den olmak üzere; birincisinde Tepebaşı, ikincisinde Odunpazarı Belediyelerinde iki dönemdir belediye meclis üyesi olarak görev yapıyor. Çok ilginçtir, Nuray Akçasoy’un politika hocası J. Nur Süllü’dür denebilir. İlk dönemde birlikte geldiler, son dönemde ise gene J. Nur tarafından sıralamanın ilk yerlerinde kendisine yer verildi. Gene çok ilginçtir, Nuray Akçasoy, tam bir görev hanımıdır. Verilen görevin kolaylığına ve zorluğuna bakmadan çalışır, gereğini yapar. Nuray Akçasoy ile J. Nur Süllü’yü hangi şartlarda olursa olsun birlikte görürsünüz. Denebilir ki, Nuray Alçasoy, J. Nur Süllü’nün, J. Nur Süllü, Nuray Akçasoy’un hem dert, hem de sır ortağıdır. J. Nur Süllü’nün belediye başkan adaylığını hep yanında olan Nuray Akçasoy, politik geleceği kendisi için değil J. Nur için istemiştir. İyi niyetli, güler yüzlü ve ekip çalışmasına önem veren Akçasoy için “Politik yaşamına nerede ve nasıl son verebilir?”diye merak edenlere hemen yanıt verelim: Şimdilik bu karar Nuray Hanım’ı aşmış durumda. Biraz daha beklemek, gelişmeleri görmek gerekir.