Sadi Seda yazdı
Anayasa değişikliği paketi için 16 Nisan’da yapılacak olan referanduma 38 gün kaldı…
Yani bir ay 8 gün sonra sandık başına giderek “evet” veya “hayır” oyu kullanacağız…
AK Parti ve MHP’ye gönül verenler “evet”, CHP ve diğer muhalefet partileri “hayır” diyor…
“MHP ikiye bölünmüş” diye yazıyorum…
MHP İl Başkanı sevgili kardeşim Kadir Bıyık,“Neden iki de bir MHP ikiye bölünmüş diye yazıyorsun” diyerek bana bozuluyordur!
Ben durup dururken yazmıyorum…
Bana ulaşan, mail gönderen veya yolda karşılaştığım MHP’liler konuşuyor, bende onların anlattıklarını yazıyorum…
***
Dün de Eskişehir’de iki önemli sivil toplum örgütünde önemli görevi olan emekli bir öğretmen ile karşılaştık…
Anayasa değişikliği paketine destek vermiş olmasından dolayı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi eleştiriyor…
Kendisini çok eskiden beri tanıdığım emekli öğretmen bakın neler dedi:
“Sadi Bey yazılarınızı takip ediyorum. Ben Emirdağlıyım. Ortaokul çağlarından beri Ülkücü ve MHP’liyim. Bu güne kadar MHP dışında hiçbir partiye oy vermedim. Yarın seçim olsa partinin başında yine Devlet Bahçeli olsa, sandığa gider ve demokratik hakkımı kullanır, boş oy atarım. Bahçeli’nin gerek 7 Haziran gerekse 1 Kasım seçimlerindeki söylemlerini unutmuş değiliz. O sözleri hala kulaklarımda çınlıyor. Bugün ne oldu da Bahçeli AKP’ye yanaştı. Dün Anayasa değişikliği için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için demediği kalmadı. Bugün o söylediklerini unutmuş olacak ki, AK Parti’nin bile umudunu yitirdiği bir anda Devlet Bahçeli, Anaya değişikliğine destek verdi. Hatırlıyor musunuz, yeni kimlik kartları yılbaşından itibaren dağıtılmaya başlandığında Başbakan Binali Yıldırım, Devlet Bahçeli’ye yeni kimlik kartını ayağına kadar giderek vermişti. O zaman aklımıza bir soru takılmıştı. Demek ki kimlik kartını Başbakan Yıldırım’dan alan Bahçeli, bu jestin karşılığında Anayasa değişikliği paketine destek vererek jest’e karşı jest mi yaptı? Diye kafamızda soru işareti takılmadı değil. Bu nedenle biz hem Ülkücü kökenli hem de MHP’liler olarak 16 Nisan’da Anayasa değişikliği paketine ‘hayır’ oyu vereceğiz.”
***
Ben “evet” veya “hayır” diyenlerle aynı uzaklık veya yakınlıktayım…
Bu nedenle “evet” veya “hayır” diyenlerinde söylemlerini köşemde yansıtmaya çalışıyorum…
Takdir elbette ki seçmenin…
***
Dün AK Parti Milletvekili Harun Karacan ile Emine Nur Günay’ın ile neden “evet”i savunduklarını yazmıştım…
Bugünde CHP Milletvekilleri Gaye Usluer ve Utku Çakırözer’in neden “hayır” dediklerini yazacağım…
***
CHP Eskişehir Milletvekili Gaye
Usluer “neden” evet diyor?
* Bütün yetkileri tek adamda toplamak diktatörlüktür. Bu bizim keşfettiğimiz bir şey değil. Peki, bütün yetkiler nasıl tek adamda toplanıyor? Partisinin genel başkanı olduğu için milletvekili listelerini kendi yapıyor. İstediği zaman OHAL ilan edip muhalefetin seçim çalışmalarını engelleyebiliyor. Doğal olarak seçimi kendi partisi kazanıyor. Yani milletvekillerinin çoğunu kendisine bağlı olmuş oluyor. Yetmiyor, dışarıdan başkan yardımcısı ve bakanlar atıyor, ülkeyi kendi memurlarıyla yönetiyor. Yüksek yargı organlarının üyelerini ya kendi seçiyor ya da kendi emrinde olan milletvekilleri seçiyor. Yani yargı bağımsızlığı bugünkü halinden bile kötü duruma geliyor ve ortadan kalkıyor. İşin özü bütün kuvvetler ayrılığını tek adam birliğine dönüştürüyor. Bütün bunları yaptıktan sonra, eğer beğenmezse seçimleri iptal edip meclisi feshedebiliyor. Bu kadar yetki tek bir insana verilemeyecek kadar fazladır. Bu milli iradeye saygısızlıktır. 80 milyonun kaderini tek bir kişi belirlememelidir. Bunu düşünerek bu yetkileri babamın oğluna bile vermem demiştim hala da öyle düşünüyorum! Bu yüzden HAYIR.
“ORDU İTİBARSIZLAŞTIRILDI”
*Biliyorsunuz bugün askerimiz El Bab’ta. Gelen şehit haberleri içimizi yakıyor. Biz zamanında Ortadoğu savaş bataklığına girmeyin dediğimizde AKP bizi vizyonsuzlukla suçladı. Tamam, güçlü ülke, güçlü devlet bölgesine duyarsız kalamaz. Ülkenin güvenliği için böyle operasyonlar yapılabilir. Ancak üç aydır merkezinin nüfusu 60 bin olan, tabiri caiz ise bir kasaba, kontrol altına alınamadı. Hani dünya liderliği? Hani büyük güç Türkiye? Bu söylemlerin içinin boşluğunu görüyoruz. AKP döneminde ordu o kadar rezil edildi ki, Ergenekon, Balyoz davalarıyla ordunun asli unsurları itibarsızlaştırılınca meydan 15 Temmuz’da görüldüğü gibi maalesef darbecilere kaldı. En nihayetinde bu operasyonda ordunun durumunu hep birlikte görüyoruz. Bu ülke bunu hak etmiyor. Bu kadar can kaybını, bu kadar şehidin hesabını hiç kimse veremez! İşte bu yüzden HAYIR. Ortadoğu bataklığından çıkalım. Cihatçı örgütlerle aramıza mesafe koyalım ve bombalı eylemleri, can kayıplarını artık durduralım. Suriye politikası baştan yanlıştır deyip, hala bu yanlışa devam edenlere daha fazla yetki verilmez. Bu halk hayır oyu verecek çünkü IŞİD tarafından iki Türk askerini yakarak öldürülmedi mi? Bunun açıklamasını hala yapmadılar? Görüntülerdeki IŞİD’linin iki kez silahlı şekilde yakalanıp, serbest bırakıldığı ortaya çıktı. Bu rezalet bile hayır demeye yeter. Bu yetkiler kimseye verilemeyeceği gibi iki tane askerinin hesabını soramayanlara hiç verilemez. Bu yüzden “HAYIR”.
***
CHP Eskişehir Milletvekili Utku
Çakırözer neden “hayır” diyor:
“CUMHURBAŞKANI
TARAFLI OLACAK”
*Önümüze getirilen bu yönetim değişikliği halkın sorunlarına çözümler bulmak yerine, Türkiye’de tüm yetkileri, sorgusuz, sualsiz ve denetimsiz biçimde tek kişiye verilmesini öngörüyor.
Bu anayasa değişikliğine birinci karşı çıkma gerekçemiz, tüm halkın Başkanı olacak bu kişinin tarafsızlığının olmaması. Hem cumhurun başkanı, hem de partisinin genel başkanı olacak.
Borissia Dortmund-Manchester United maçında hakemin Borissia Dortmund’lu olması neyse hiç farkı yok.
“MECLİSİN TASFİYESİNE HAYIR”
Seçilen Başkan hem hükümet olacak, hem Meclis çoğunluğu olacak, hem Anayasa Mahkemesi, Hakimler Savcılar Kurulu olacak. Yani tüm yargı organlarının başı olacak. Tek adam her şey olacak ve her şeye sınırsız hükmedecek.
Aynı maç benzetmesinden gidecek olursak, Borissia Dortmund-Manchester United maçında, hakemin yanı sıra futbol federasyonunun, disiplin ve tahkim kurullarının başkanlarının ve tüm üyelerinin de Borissia Dortmund’lu olması neyse yaşanacak olan da odur. Bu paket ile egemenlik millet iradesinden alınıp, tek bir kişiye verilmekte. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e dahi verilmeyen millet iradesini temsil eden bu yetkilerin şimdi ister Sayın Erdoğan olsun, ister Sayın Bahçeli isterse Genel Başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu olsun, tek kişiye verilmesine “Hayır” diyoruz.
“GELECEĞİMİZİ İPOTEK
EDENLERE HAYIR”
Bu referandumda “Evet deyin ekonomi düzelsin, istikrar gelsin” diyenler halkımızın aklıyla alay etmektedir. 15 yıldır ülkeyi tek başına yönetenlerin ekonomiyi getirdiği nokta ortada: Üç gençten biri işsiz! Dolar fren tutmuyor! Esnaf siftahsız kepenk kapatıyor! Asgari ücretliler ve emekliler açlık sınırını altında maaş alıyor. Çiftçi alın terinin karşılığını alamıyor. Ne içeriden ne de dışarıdan kimse bu ülkeye güvenmiyor, yatırım yapmıyor. Bir tane yeni fabrika açılmış değil. Tüm bunlar yetmezmiş gibi Eti Maden, PTT, Ziraat Bankası, Halk Bank gibi ülkemizin öz varlıkları Varlık Fonu adı altında ipotek edilerek, yarınlarımız tehlikeye atılıyor.
İki günde hem AK Partili hem de CHP’li Milletvekillerinin neden “evet” veya “hayır” dediklerine köşemde yer verdim…
Elbette ki 4 milletvekilinin verdikleri cevaplar yayınladıklarım kadar değildi…
Ancak bana ayrılan yer bu kadar olduğu için önemli gördüğüm bölümleri aldım…