Manisa’nın Soma ilçesine bağlı Yırca Köyü yakınlarında yapılacak termik santral nedeniyle kesilen zeytin ağaçları, topluma “ya zeytin ağaçları kesilsin, ya elektrikler …”gibi iki seçenekli bir çözüm önerisi sunuyor gibi gözükse de, zorunlu olarak tek seçenekli bir tercihe zorlamaktadır. Çünkü günümüz toplumu, elektrik enerjisi ağırlıklı yapılandırıldığından, sosyo-ekonomik koşullardaki küçücük bir enerji açığına bile tahammül edebilecek durumda değildir.
Oysa olması gereken “ne zeytin ağaçları kesilsin, ne de elektrikler…”
Bunu sağlamak mümkün mü? Elbette mümkün. Ancak bu hedefe ulaşmak için, ülkenin enerji politikalarının hangi önceliklerden oluşacağına karar verilmesi gerekmektedir. Bunun için Türkiye’ nin 2013 yılı elektrik enerjisi üretiminde kullandığı kaynak önceliklerine bir göz atmak, durumun anlaşılmasına önemli katkı sağlayacaktır. Türkiye Elektrik Mühendisleri Odası verilerine göre ülkemizde kullandığımız elektriğin % 26.3’ü kömür, % 43.8’i doğalgaz, % 1’i diğer petrol türevleri, % 24.8’i hidroelektrik, % 3.1’i rüzgar, % 0.6’sı jeotermal ve % 0.5’i diğer (atık vb.) gibi kaynaklardan sağlanmaktadır.
Türkiye Elektrik İletim A.Ş. Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Türkiye Elektrik Enerjisi 5 Yıllık Üretim Kapasite Projeksiyonu (2013–2017)’ na bakıldığında, başta kömür olmak üzere enerji sepetindeki kaynak bileşenlerinin yakın gelecek için büyük oranda değişmeyeceği görülmektedir. Bu ise ekoloji ve enerji arasındaki benzer çatışmaların artarak devam edeceğinin bir göstergesidir. Çünkü kömüre dayalı enerji kaynaklarını elde etmek ve kullanmak için oluşan talep doğanın taşıma kapasitesini çoktan aşmıştır.
Çözüm ise başta rüzgar ve güneş olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmektir. En az ekolojik etki ve sürdürülebilir bir enerji kaynağı için başka çaremiz yoktur. Almanya’nın geçtiğimiz yıl toplam rüzgar ve güneş enerjisi üretimi, 2013 yılı elektrik tüketiminin yüzde 13’ünü oluşturmaktadır. Ayrıca coğrafi konumu itibariye Almanya’nın ülkemize göre yıllık gün ışığından yararlanma süresi oldukça düşüktür. Buna rağmen güneş enerjisinde bir dünya lideridir. Neredeyse Almanya’nın iki katına yakın yıllık gün ışığından yararlanma süresi olan ülkemizde güneş enerjisinden elektrik üretim miktarı ise istatistiklere girecek bir değere bile sahip değildir.
Ne yazık ki; başta karar vericiler ve toplum, kullandığı enerji kadar enerjinin kaynağını da sorgular duruma gelinceye kadar bu filmi izlemeye devam edeceğiz…
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...