Ne olacaktı ki?

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç seçimlere gülerek girdi ve gülerek çıktı. Tam 15 sene boyunca Tepebaşı ahalisinin sevgisini kazanan Ataç'ın seçimleri kazanacağını çok kişi tahmin ediyordu zaten. Ancak yüzde 15, 24'lük oy farkını – ne yalan söyleyeyim – ben de beklemiyordum.

Peki bu muazzam oy farkı nasıl ortaya çıktı? Bana kalırsa bunun 4 sebebi bulunuyordu.

1 – Ahmet Ataç çok iyi çalıştı.

2 – Ahmet Ataç çok iyi çalıştı.

3 – Ahmet Ataç çok iyi çalıştı.

4 – Diğer sebepler...

Şimdi diyeceksiniz ki "Anladık kardeşim Ahmet Ataç çok iyi çalışmış. Peki diğer sebepler nelerdir?"

Mesela rakibi Sayın Hasan Tuç'un Ataç yönetimini eleştirme yerine, daha ziyade Büyükerşen yönetimini eleştirmesi Ataç'ı rahatlattı. Ayrıca Tuç ve arkadaşları yeni projelerle halkın gönlünü kazanamadı. Projeler ya halk tarafından küçük görüldü yada yeteri kadar iyi tanıtılmadı.

Bu arada Sayın Tuç'un aday olma şekli de sıkıntı yarattı. Hasan Tuç AK Parti'ye çok emek vermiş bir kişi. Tepebaşı Bölgesi'ne aday gösterilmesi de normaldi. Ancak baştan Sayın İbrahim Yılmaz Kaynarca'nın aday gösterilmesi ve son dakika operasyonuyla yerine Hasan Tuç'un getirilmesi de sıkıntı yarattı.

Sonuç olarak Ahmet Ataç rahatın da ötesinde bir seçim kazandı. Ne olacaktı ki?

Buradan bir ders çıkartmak gerekir sanırım... Sizin hayır sandığınızda şer, şer sandığınızda hayır olabilir. Doğrusunu Allah bilir... Muhtemelen Sayın Kaynarca adının silinmesi karşısında çok üzülmüştür. Ancak zaten seçimleri kazanacak bir adayın karşısına çıkmamak da, ona seçim mağlubiyeti yaşatmadı. Şimdi Kaynarca'nın "Ben dememiş miydim?" diye dolaşma vakti. Ben kendisinin yerinde olsam, şimdiden 5 sene sonraki seçimlere çalışmaya başlardım...

Kazanan CHP ve MHP 

İttifaklarla girilen seçimde kazanan taraflar CHP ve MHP oldu. Bir önceki seçimde 'AK Partinin istepnesi' olarak görülen MHP, arslan payını kaptı. Bahceli'nin ülküdaşları pek çok büyük şehir ve kentte ipi göğüsledi. O kadar ilginç bir seçim oldu ki, MHP'nin AK Parti'yi desteklediği illerde MHP seçmeni AK Parti'ye oy vermekte çekingen davrandı. Ancak AK Parti seçmeni MHP'yi açıkça destekledi.

Benzer bir durum CHP ve İYİ Parti arasında da yaşandı. İYİ Parti seçmeni – tereddütsüz – CHP'yi desteklerken, Denizli ve Uşak gibi illerde CHP seçmeni İYİ Parti'yi desteklemedi. İyi Parti – tıpkı AK Parti gibi – seçimlerin kaybedenleri arasındaydı.

Bir diğer kaybeden taraf da HDP idi. HDP seçmeni batı illerinde kısmen AK Parti'yi destekledi. Ancak oylarının büyük bir kısmı da CHP'ye gitti. Ancak aynı HDP seçmeni İYİ Parti'nin adayının olduğu illerde, "Aman başımıza Türk Milliyetçisi gelmesin" diyerek AK Parti'yi destekledi. Sonuç olarak HDP de belediye sayısını azalttı.

Seçimlerin kazananı Millet ittifakının büyük ortağı CHP ve Cumhur ittifakının küçük ortağı MHP idi. AK Parti, İYİ Parti ve HDP ise kaybeden taraftaydı...

Ezberler bozuldu

Yerel seçim neticeleri, bir takım 'Ezbere söylenen' fikirlerin, yerle bir olmasına neden oldu. Bu ezberlerden biri de – özellikle – sürekli seçim kaybeden CHP'lilerin "Bunlar seçim kazandırmaz ağbi" görüşüydü. Yıllardır söylerim; Türkiye'deki seçim sisteminde oy çalınması mümkün değildir. Ancak yenilen taraflar sürekli "Oylarımız çalındı" demeye devam ettiler. Neticede CHP İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Adana, Mersin, Eskişehir ve Hatay gibi çok büyük illerde ipi göğüsledi.

Demek ki oylar çalınmıyormuş...

Bir diğer ezber de, "Bu köylü tayfası CHP'ye oy vermez" görüşüydü. Ancak özellikle Eskişehir'de kırsal kesimde CHP oylarını ciddi bir şekilde yükseltti. Demek ki çalışıldığı zaman oy alınıyormuş...

Karabacak neden kaybetti?

İYİ Parti adayı Salih Karabacak, Odunpazarındaki oyların yüzde 3,8'ini alarak seçimleri kaybetti. Daha önceki seçimlerde yüzde 13,6 oy alan İYİ Parti'nin oylarında 10 puanlık bir düşüş oldu. Bu durumu İYİ Parti'nin kurmaylarının değerlendirmesi gerekir.

Bana kalırsa Sayın Karabacak'ın seçimleri kaybetmesinin bir kaç sebebi bulunuyordu. Bunları sıralayalım;

1 – Seçimler büyük bir kamplaşma içinde gerçekleşti. Pek çok İYİ Parti seçmeni, "Aman Volkan Doğan kazanmasın" diyerek CHP adayı Kazım Kurt'u destekledi. Bu kamplaşma konusunda İYİ Parti'nin yerel yöneticilerinin yapabileceği bir şeyleri yoktu tabii. Türkiye'nin genel durumunu Eskişehir'den değiştirmek imkansızdır.

Ancak Eskişehir teşkilatının yanlışları da oldu elbette.

2 – Mesela Sayın Karabacak seçimlere son derece küçük bir bütçeyle katıldı. Seçim demek tanıtım demektir. Bu işi yapabilmek için de ciddi bir bütçeye ihtiyaç duyulur. Bu bütçeyi temin etmek de yerel teşkilatların sorumluluğundadır.

3 – İYİ Parti seçimlere çok geç girdi. Bir tarafta 4 buçuk senedir seçimlere asılan Volkan Doğan ve çalışma arkadaşları bulunuyordu. Diğer tarafta da 5 senedir belediye başkanlığı görevini yürüten Kazım Kurt vardı. 4 buçuk – 5 senedir çalışan isimlere karşı son dakikada ortaya çıkıp, komik denecek bir bütçeyle yarışmak imkansızdır.

4 – Son olarak İYİ Parti'nin yeni kurulmuş bir parti olduğunu, teşkilatlarının da birbirine alışmadığını eklemek lazım. Ancak bu seçimler İYİ Parti teşkilatlarının kendisini değerlendirmesine fırsat yaratır.

Özetlemek gerekirse yenildiğiniz bir seçim bile sizin için hayırlı olabilir. İYİ Partililerin başarısızlığın sebeplerini değerlendirip, kendilerini geliştireceklerine eminim...