Ne olacak bu Hamamyolu?

17 Ocak 2017 09:28
A
a
Sütiş Eskişehir
Ne olacak bu Hamamyolu?
 
Kendimi birden Ahmet Vardar’a benzettim.
Ne tavır, ne üslup, ne de duruş anlamında zerre ilgimi çekmeyen ve asla benzemek istemediğim bir insan, ‘neden benzettin o zaman?’ diyorsunuz biliyorum. Hemen açıklayayım lafı uzatmadan…
İlhami Ercan adlı okurumuz (takipçimiz), “Başka Türkiye Yok” başlıklı köşe yazımın altına kinayeli bir yorum yapmış. Sevgili İlhami Bey kardeşime arife tarif gerekmez sözcüğünü anımsatarak önce kinayeli yorumunu paylaşacağım…
“Hocam çok güzel de birkaç gündür takip ediyoruz Hamamyolu’nda kesilen ağaçlar için tek kelime etmediniz, anlayalım hele şu işi gereken kişilerin bi kulaklarını çekiverin bakalım…”
İşte “bi kulaklarını çekiverin bakalım” sözcüğünü okuduğumda Ahmet Vardar ablak yüzü ile benim ablak yüzüm yer değiştiriverdi birden!
Biliyorum ki değerli kardeşim bana, ağaç kesenler aleyhinde yazı yazıp yazamayacağım konusunda sınama yapmakta. “Oraya, buraya, şuraya çakıyorsun Şinasi Hoca, hadi bakalım sıkıyorsa bi de Odunpazarı Belediyesi’ne çak da görelim yiğitliğini” demeye getiriyor. Kimileri de arada bir yoklama çeker bana; Yılmaz Hoca’ya (dolayısı ile Büyükşehir Belediyesi’ne) neden çakamıyorsun gibilerinden yorumları ile. E tabii ki gülüyorum, yemin ederim hiç kırılmadan üzülmeden sadece gülüyorum. Sıkı takipçilerim (sevmeyenler ve bir kaşık suda boğmak için açığımı bekleyenler de dâhil buna) gayet iyi gözlemlediler ki hiç ama hiçbir Allah kuluna kalemşorluk etmek benim lügatimde yazmaz. Yılmaz Büyükerşen Türkiye genelinde bir fenomen arkadaşlar. Kim fesatlık fitne fücurluk etmeye kalkar ise komik durumlara düşer sadece. 81 vilayetin daha onunu gezmemiş, oturduğu yerden ahkâm kesen köşe kadılarına baktığınızda durum elbette ki birilerinin istediği gibi görülür ya da gösterilir. Ama gidin sorun soruşturun; yemin ediyorum ki Türkiye’nin her ilinde yüzlerce hayranı var hocanın. CHP’nin Cumhurbaşkanlığı yoklamasında Ekmeleddin’i dayatanlar çok iyi bilirler ki seçimle büyük bir farkla Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen ismi çıkmıştır iddialaşmayın benimle boş yere…
Ha onu eleştiremezsin diyenleri, ivedilikle gazetemizin arşivine bodoslama dalmalarını öneriyorum. Dominant yanını, kendi yerine günü geldiğinde gençleri yetiştirmek üzere bir misyonu olmayışını, sokak köpeklerine ilgisizliğini, hayvanat bahçesi ile kendisi ile aynı görüşte olmadığımı, Cumhuriyet değerlerinin halkımıza benimsetilmesi adına olması gereken etkinliklerin yetersiz kaldığını gerek köşe yazılarımda gerekse sosyal medya sitemde aslanlar gibi defalarca dile getirdiğimi göreceksiniz…
Benim kime ne diyet borcum var ki, Sayın Büyükerşen’e olsun saygın okurlar? Onun Eskişehir için yaptıklarını (emeklerini) görmezden gelmemi, bazıları gibi nankörlük etmemi istiyorsanız valla kusura kalmayın. Ben babamın oğluyum, kadir bilirim ve gönül gözüm açıktır çok şükürler olsun…
Hemen her yerini gezip gözlemlediğim ülkemin insanlarına sorun; Eskişehir deyince aklınıza gelen ilk çağrışım nedir diye. Ya da Yılmaz Büyükerşen deyince aklınıza ilk gelen çağrışım nedir diye. Yanıt ortada işte! Eleştirmek ayrı, harislik-kıskançlık-dibi düşercesine hizipleşmek ayrı anlatabildim mi?
Ha gelelim Odunpazarı Belediyesi’ni eleştirebilir misin Şinasi Hoca sorusunun yanıtına. And olsun ki; değil Odunpazarı Belediyesi’ni, değil Tepebaşı Belediyesi’ni, değil Büyükşehir Belediyesi’ni; babamın oğlu olsa hayatta en çok güvendiğim yârim de olsa hak ettikleri an aslanlar gibi eleştirmezsem 61 yıllık ömrüme yazıklar olsun!
Bakınız, neler yaşadığımı bilmeyen bazı arkadaşlar!
Geçtiğimiz yıl Odunpazarı Belediyesi yöneticilerinin hoşuna gitmeyen bir yazımdı demek ki; yedi sekiz bin kişilik Odunpazarı Belediyesi sevenler gurubunda yazım yayınlanmadı. Bu kadarla da kalmadı olacaklar! Gerisini de “ne olmuş acaba” diye merak edenler (beni Ahmet Vardar emmiye benzetenler) araştırsın…
Bununla kalmadı tabii, yine Tepebaşı Belediyesi sevenler gurubunda da geçtiğimiz aylarda bir yazımı yayınlamaktan çekindi yönetici arkadaşlar. Demek ki onların da duymak istemediklerini yazabiliyormuşum anlayacağınız üzere! Peki, ne mi yaptım?
İki Belediyenin gurubunu da protesto ederek guruplarından ayrıldım. Çok şükür zaten 5000 arkadaş var profil sayfamı takip eden. “Sosyal Gazete” gurubumuz da 7000’e yakın takip edenimiz var.
Daha ne olsun, kimselere minnetimiz ve ihtiyacımız yok yani…
“Ne olacak bu Hamamyolu” sorumuzun yanıtını bekleyen saygın okurumuza çok kısa ve net yanıt veriyorum bakınız!
Hamamyolu Projesi’nin bittiği anları görenler, yahu biz neden kraldan çok kralcı olduk ya da gaz geldik de sırf muhalefet olmak adına saçma sapan işler yaptık diyecekler. Alın buyurun bu yazımı, günü geldiğinde gazete kupürü halinde haksız çıkana yedirelim var mısınız?
Ağaçlar kesiliyor çığırtkanlığına gerek yok, amigoluğa gerek yok, gaza gelip figüranlık etmeye gerek yok. Ağaçların kesilmesine örnek mi istiyorsun? Görmezden geldiğimiz HES’lere, çevre yollarına, boğaz köprülerine, yeni açılacak olan AVM arazilerine şöyle bir baksak yeter. İşgüzarlık, ya da sanal bir GEZİ yaratma sevdası sadece komik durumlara düşürür bazılarını inanın. Kesmek öldürmek demektir bakın bunu iyi anlayın, kesmek öldürmektir bir ağacı katletmektir. Adam olanak bulduğu her ortamda (Kazım Kurt) bangır bangır bağırıyor adeta. Biz bu ağaçları kesmiyoruz, söküyoruz diye çığlık atıyor. Yani söktükleri ağaçların bir tekini bile öldürmeden bir başka yere dikiyorlar, kesip öldürmüyorlar Türkçesi bu! Hiçbir projelerini alkışlamadım, açılışlarına dahi gitmedim nice yerlerinin. Ama şunu söylemeyi de erdem sayıyorum kardeşim; Hamamyolu Projesi, Odunpazarı Belediyesi’nin Eskişehirlilere bırakacağı yegâne güzellik olarak her daim anılacak.
Halep ordaysa arşın burada!
“Yani ağaç kesiyorlar” çabaları, Eskişehirlilerce desteklenmez…
 
 
OZANCA
 
 “CAM KIRIĞI YALNIZLIĞIM”
 
Cam kırığı yalnızlığım
Paramparça darmadağın
Seni bekler boş yatağım
Ne gün biter hangi yarın…
              Ah be canım, ah be gülüm
              Can ateşim söndürdüğün,
              Çözülür mü bu kördüğüm.
              Yüreğimde sonbahar.
İçimde ki çocuk yasta
Gittin dünyalara küstü
Aşkım çok mu geldi yoksa
Yüreğin mi çok küçüktü… Yalçın BENLİCAN
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon
Misafir 23 Ocak 2017 15:18

Gazete küpürlerini bir yere koyun diyenler; 40 yıl önce hamamyolu deresinden su akıyordu. Dere ıslah edildi, su nerede? Ağaçları söküp götürüyoruz, kesmiyoruz anlatımı sadece palavra. Niye söküyorsun? yerine çay ocağı yapmak için mi? Yalakalığın da bir sınırı olmalı değil mi?

0 0 Cevap Yaz
reha mutlu 18 Ocak 2017 01:24

peki gezide derdiniz neydi.iki yuzluluk yapmayin memleketi yakip yikanlara atac uc ogun kumanya dagitti unutmadik unutturmayacagiz bu can bu bedende oldugu surece bilmeyenlere anlatmak gorevimiz guruh bey tabir senin kusura bakma.

0 1 Cevap Yaz
Şinasi Kula

Güruhun parçaları doğal olarak yazılarımdan rahatsızlık duyacaklardır elbet.Ama bu BİAT kültürünün gariplerine doğruları haykırmama asla engel olmayacak...

0 1
yorumcu 17 Ocak 2017 10:47

Herhangibir siyasi ideolojiye bakilmaksizin, kentimize maddi ve manevi deger katacak her calisma ve proje desteklenmelidir.Salt kucuk menfaatler karsiliginda yapilan gereksiz engelleme gayretleri bence bu sehire ihanettir.Dediginiz gibi ,bugun kraldan cok kralcilik yapanlar yarin proje bittiginde utanmayida bileceklermi acaba

0 10 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi