Bu ay sonunda yapılacak olan CHP Tepebaşı İlçe Kongre tarihi yaklaşırken adaylar delegeleri etkilemeye çalışıyor. Dün Mamure Mahallesi delegesi Gençlik Kolları’ndan beri CHP içerisinde mücadele veren Nazmi Kurtyılmaz gazeteye geldi.
Elinde A-4 büyüklüğünde kağıda delegelere hitaben yazılmış bir mektup vardı. Ayaküstü sohbet ettik. Daha sonra elindeki kağıdı bırakarak gitti.
Kağıda göz attığımda Tepebaşı İlçe Başkanlığı için “kesin adayım” diye bir ifade yer almıyor. “Destek ve önerilerinizi bekliyorum. Başkanlığa aday olmayı diliyorum” diyor. Bunun ne anlamına geldiğini doğrusu anlamış değilim.
“Adayım” demiyor direk. Bana göre bu ifadeler, sol eliyle sağ kulağını göstermeye benziyor.
Direk “adayım” derse, kesin olacak. Ancak delegelerin desteğini alamaz ise, o zaman aday olmaktan vaz geçecek sanıyorum. Bu nedenle kesin “adayım” diyemiyor.
Eski bir CHP’li dostuma telefon ettim ve sordum.
“Nazmi Kurtyılmaz Tepebaşı İlçe Başkanlığı’na aday mı?” diye.
“Vallahi haberim yok. Senden duyuyorum. Hemen hemen her gün görüşüyorduk. Bir haftadan beri yanıma uğramadı. Demek ki nabız yokluyor”dedi.
Mart ayının son günü yapılacak olan CHP Tepebaşı İlçe Kongresi’nde mevcut başkan Vural Yörük ile Ersen Yeniceli adaylıklarını açıkladılar.
CHP’li dostuma Nazmi Kurtyılmaz da aday olması halinde üç ismin başkanlık için yarışacağını, kimin şansının daha yüksek olduğunu da sordum.
“Vural Yörük duruşu, her partiliye eşit mesafede olması ve yaptığı başarılı çalışmaları ile delegelerin gönlüne girmiş bir isim. Ersen Yeniceli her seçim öncesi aday olur, daha sonra bir gurupla birleşir. Muhtemelen Nazmi Kurtyılmaz ile birleşerek seçime tek listeyle girerek Vural Yörük’e karşı mücadele verirler. Ancak Vural Yörük seçimi çok rahat kazanır”dedi.
Her ne kadar kafa yapılarımız bir olmasa da Vural Yörük’ün icraatlarını ve kendisini yakın takip eden ve beğenen, başarılı bulan gazetecilerdenim.
Ben de seçim sonunda sandıktan Vural Yörük’ün güven tazeleyerek çıkacağını tahmin ediyorum.
Uçak seferleri durabilir
Türk Hava Yolları tarafından başlatılan “İstanbul-Eskişehir-İstanbul” seferleri, yeterli yolcu olmayınca zarar göreceği gerekçesiyle iptal edilmişti.
Uçak seferlerinin iptal olmasından sonra herkes, AK Parti’ye yüklenmeye başladı.
Ağzı olan, uçağa binen de binmeyen de seferlerin durmasını eleştirmeye başlamıştı.
Eleştirenler; “Türk Hava Yolları Devlet Kuruluşu. Zarar etse de sineye çekecek. Başka illerden kazandığı parayla Eskişehir’in zararını telafi edecek” diyordu.
Şu tezatlığa bakın.
Yıllardır “Zarar eden kuruluşlar niçin yaşatılmaya çalışılıyor. Devletin sırtına kambur oluyorlar. Kapatın daha fazla zarardan kurtarın” diyenler, “THY zarar da etse İstanbul-Eskişehir-İstanbul” uçak seferleri devam etmeli. AK Parti milletvekilleri bir uçağa bile sahip çıkamadılar” diyerek acımasızca eleştirdiler.
Sonunda bu eleştiriler altında kalmamak adına Milletvekili Nabi Avcı, Eskişehir’e yeniden uçak seferlerinin başlatılması için epey gayret sarf etti.
Nabi Avcı, 28 Aralık'tan itibaren Türk Hava Yolları'nın (THY) alt kuruluşu Anadolu Jet’in, Eskişehir-İstanbul ve Eskişehir-İzmir karşılıklı uçak seferlerine başlayacağının müjdesini vermişti. Arkasından da 28 Aralık'tan itibaren Anadolu Jet 66 kişilik uçaklarla haftada üç gün olmak üzere Eskişehir-İstanbul ve Eskişehir-İzmir karşılıklı uçak seferlerini başlattı.
İlk günler uçağa binenlerin sayısı 40-45 hatta 50’ye çıktığı oluyordu. Ama bugünlerde doluluk oranı yarı yarıya düşmüş. Buna rağmen Anadolu Jet, belki bahar ve yaz aylarında talep artar düşüncesiyle zararına da olsa seferlerini devam ettiriyor.
Eğer bahar ve yaz aylarında da doluluk oranı yeniden yüzde 80-90’ları bulmaz ise Anadolu Jet’in de seferlerini durdurabileceği konuşuluyor.
Netice itibariyle THY ve Anadolu Jet ticari kuruluşlar. Dolayısıyla zarar eden bir hattı uzun süre muhafaza etmeleri beklenemez. Yöneticilerine de Eskişehirliler olarak “zarar ederseniz edin ama bizim prestijimiz için Eskişehir'e mutlaka uçak uçurun” dememiz çok haklı bir talep olmaz.
Dün “Uçak seferleri iptal olamaz. Bir uçağa bile sahip çıkamadılar” diye bağıranlar hani nerede?
O günlerde bağıranlara soruyorum.
Hanginiz kaç kez uçağa binerek İstanbul’a gittiniz?
Yarın Anadolu Jet’te yeterli yolcu sayısı olmadığı gerekçesi ile seferlerini iptal ederse hiç kimsenin yeniden bağırmaya hakkı yok.
Bağıracağınıza uçağa sahip çıksaydınız derler o zaman adama.