Napolyon'un alfabesi

Haklı da olabilir!..

İşte tarihten bir örnek...

-Fransa'da devrimden 15 yıl sonra "Napolyon" kendini imparator ilan eder. Avusturyalı prensesle evlendikten sonra, İsviçreli düşünür "Pestalozzi" kendisiyle görüşmek ister...

Yaşamının büyük bölümünü halkı eğitmek ülküsü ile geçiren Pestalozzi'yi Napolyon uzun süre oyalar. Nihayet Avrupa'daki yağma savaşlarından kendine göre zaferle döndüğü gün kabul eder...

Pestalozzi, daha ağzını açmadan da sert konuşur:

"Benim alfabeyle uğraşacak zamanım yok!" Gerçekten o tarihlerde Napolyon'un alfabeyle

uğraşacak zamanı yoktu!   Boğa hormonları ile beslediği cinsel güdüsü bambaşka işlerle

uğraşmaktaydı!

"Peki, koca Bastil'i yakan halk neredeydi?" Yanıtını eğitimci düşünür "Condercet" vermişti: "Bozuk düzenlik ve kara baskı, işte uyandırılmadan önce özgür olan ulusların gerçeği..."

Condercet’in daha anlamlı bir sözü vardır: "Öğrenimsiz özgürlük ve eşitlik, düşten başka bir şey değildir..."

…..

Fransa'nın yaşadığı o yıllar, çok şarap içmenin "kahramanlık", tavanı basık ilkel kahvelerde oturup çene çalmanın "yurttaşlık" sayıldığı bir ortamdı...

Halkına bindirdiği sürekli vergilerle, tarihe "Para-para-para" sözü ile geçen Napolyon’sa rolünü benimsemiş bir aktör gibiydi...

Daha kolay yolu seçti : "Uyanmamış Fransa'nın taze çiçeklerini yok etmek ve Avrupa'yı yangın yerine çevirmek..."

Ne dersiniz?

Böyle bir Fransa'nın örneği bugün dünyada var mıdır?

"Yok" diyen "kahraman" çoktur!

Maria'nın insan hakkı savaşı

Bir "İnsan Hakları Günü" daha geldi geçti...

Biz de 2013 yılında yitirdiğimiz "Maria Becket" insan hakkı savaşını özetleyelim...

Tarih, ona da ayrı bir sayfa açtı: "Yaratıcı bir demokrasi ve insan hakları savaşçısı..."

Maria, Atinalı bir işadamının kızıdır.

2. Dünya Savaşı’nda Atina, Alman işgalindeyken SS görevlilerinin babasını gözlerinin önünde öldüresiye dövdüklerini hiçbir zaman unutmamıştır…

Maria, yıllar   sonra evlenip Cenevre'ye yerleştiğinde yurdunda iktidara gelen "Cunta"nın yaptıkları , ona Alman işgalinde gördüklerini anımsatır... Kalkar, demokrasi açısından duyarlı sandığı İskandinav ülkelerine gider. Yetkililere "Cunta"nın cinayetlerini anlatır, bu yönetimle ilişkilerini kesmelerini ister, ancak sonuç alamaz.

Cenevre'ye döndükten kısa bir sonra bir otelin resepsiyonunda otuz kadar pasaportun bulunduğunu görür, otel katibi bir an için yerinden uzaklaşmıştır. Pasaportları çantasına atıp kaçar...

Maria, bu pasaportlara ülkesinden yollanan fotoğrafları yapıştırarak , Cunta'nın aradığı birçok kişinin Yunanistan'dan kaçabilmesini sağlamıştır... Bu pasaportlardan biriyle de "Mihri Belli"nin sıkıyönetim varlığında Türkiye'den kaçmasını sağladığı bilinir...

Cunta'nın varlığını sürdürdüğünü gören Maria, bu kez "Yaser Arafat'a gider... 100 Yunanlı genci gerillacı yetiştirmesini ister. Amacı bu gençlerle Cunta’ya karşı silahlı isyanı başlatmaktır...

Bu arada kendisi de eğitim görür ama Türkiye Kıbrıs'a çıkınca Cunta düşer...

"Savaşa gerek kalmaz..."

Maria'nın ataları, Yunanistan'a Türkiye'den gitmişler...

Bu kadının yılmadan alt etmeye çalıştığı faşizm, bu gün de yeryüzünde birçok yerde vardır...

"Genç eylemciler, onu örnek alsın, öykülerinden esinlensin..."

Menemen Başkanı

Gericiler tarafından 85 yıl önce şehit edilen Asteğmen "Mustafa Fehmi Kubilay"

ve arkadaşlarının 23 Aralık'ta Menemen'de yapılacak anma töreninde Menemen Belediye

Başkanı'nın konuşma yapması yasaklandı.

Yaklaşık 50 yıldır Menemen halkını temsilen "başkanların söz aldığını, kendisinin de son 16 yıldır "laiklik" vurgulu ve yolsuzluk karşıtı konuşmalar yaptığını anımsatan Başkan "Tahir Şahin" bu karara çok üzüldüğünü belirterek, "Sanırım konuşmaları ideolojik bulmuşlar. Olayın kendisi ideolojik zaten" diyor.

İzmir valileri her yıl bir mazeret bulup, anma törenine katılmıyor. Cumhuriyet nesli "Kubilay"ı katledenlere "gerici" diyorsa da, bugün iktidarda olanların gözünde o gericiler "ilerici" sayılıyor.

Günün Şiiri

Semaver

Kaynıyor ateşte su

Kaynıyor semaver gibi halk

Aydınlık bir bardağa

Akacak umudu sımsıcak

Kaynıyor ateşte su

Kaynıyor semaver bak

Demli bir sabahın tadına varmak

Köy kuyulara ışığı doldurmak için

Kaynıyor semaver yüreğindeki ateşle...

Ayhan Kırdar (Varlık-1976)

Kimi tebrik edeceksin?

Askeri  tatbikatın en can alıcı safhasında "Mavi Kuvvetler"in komutanı Albay John, muharebe

cihazları bozulunca çaresiz kalmış. Bunu gören şoförü "Merak etmeyin komutanım" demiş:

"Ben sizi karargaha yetiştiririm." Ve de imkansızı başararak olumsuz arazi koşullarına aldırmayıp   süratle   Albay’ı çadırına ulaştırmış.  Kapıda onları bekleyen General, "Sizi tebrik etmek istiyorum Albay" demiş.

Albay da şoförünü göstererek, "Beni değil onu tebrik edin efendim. Benim hiçbir katkım yok, ne yaptıysa kesinlikle o yaptı" diye karşılık vermiş...

General, bu kez şoföre dönüp, "Seni tebrik ederim evlat" demiş şaşkınlığını gizlemeye çalışarak: "Biraz önce Albay John'un karısı bir kız doğurdu.

Nerede o günler?

İdris'le Fadime bir gün yine kavgaya tutuşmuşlar.

Fadime, "Sen benim gibi kadını omuzlarında taşımalısın" demiş. İdris de "İnşallah karıcığım" diye yanıt vermiş:

"Allah bana o günü de gösterir inşallah!"

Kıssa-dan

Demokrasi, bir kalabalık yasasından ibaret olup, yüzde 51'lik çoğunluğun geriye kalan yüzde 49'unun haklarının gaspına yarar.

Thomas Jeferson

Özdeyiş

Kendi dertlerini unutmak için başkalarının dertlerine ortak ol...

Hanri Benazus

Gerilim

Bir zamanlar umutlarını, sevinçlerini bölüşen toplum, bugün ölümleri bölüşüyor.

"Gülün ölüm yıldönümünde" doğduk sanki

Hikmet Çetinkaya

Günün Sözü

Ufak işler için kendini büyük gören ki genelde büyük işler için küçüktür.

Jacqes Tati

Günün İncisi

Siyasetçinin en büyük silahı, halkın hafızasının zayıflığıdır...

Balthör

Cuk

Gerektiği yerde durmasını da bilin ki, arkanızdan gelenler ara sıra size yetişsinler

Günün Olayı

Sibirya'dan dondurucu soğuk hava dalgası geliyormuş!

Sınır ihlaline izin vermeyelim! "Sınırdan içeri girdiği anda vurup düşürelim!"

Günün Biberi

İstikrara oy vermiştik. Maliye Bakanı Şimşek,

istikrar yolunda bir başarı daha müjdeledi:

"Rusya kriziyle 9 milyar dolar kaybedebiliriz."

Tezcan Temelkuran

Yaşar’a “Mabel” ödülü!

"Maria Becket"e bir "Nobel Ödülü" verilmesi için çok uğraş veren olmuş...

Ama mümkün mü?

Nobel ödülünün bugün nasıl verildiğini dünya çok iyi biliyor!..

Kulakları çınlasın bizim "Kolsuz Yaşar"ın... Bir gün demişti ki: "Ne Nobel'inden bahsediyorsun abi. Bize Mabel sakızını bile vermezler!..”