Bu buluşmaların Eskişehir’e neler kazandırdığını geçmişte Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın Eskişehir Milletvekilliği döneminde yaşadık.
Eğer Unakıtan sağlık sorunu yaşamamış olsaydı, belki onun döneminde kazanılan yatırımların daha fazlası gerçekleşebilecek idi.
2011 Milletvekili Genel Seçimlerinde Eskişehir Milletvekili seçilen, 2013 yılında ise Milli Eğitim Bakanı olan Prof. Dr. Nabi Avcı da Eskişehir Milletvekillerini sayısını tam bilmiyorum toplamaya çalıştı.
Bu toplantılar önce “Kravatlılar” olarak toplandı. Daha sonra resmiyetten çıksın diye “kravatsızlar” toplantısına dönüştürüldü. Böyle olunca da şehrin sorunları değil özel sohbet toplantısına döndü.
Bir gündem maddesi olmadan yapılan “kravatsız” adı altındaki toplantılardan bir sonuç çıkmayınca iptal edildi.
Geçmişte bu toplantılara katılanlardan birisine sordum. Bu tür toplantıların ne kadar önemli olduğunu vurguladı ve şunları söyledi:
“Kemal Unakıtan döneminde toplantıların gündemi olurdu. Bir de sekreter yası. Toplantıda ne konuşuldu. Ne karar alındı. Hangi konu hakkında kimin kapısı çalınacak gibi konular not alınır. Sonra kim kim ile görüşecekse gereken görüşmeyi yaptıktan sonra toplantıların sekretaryalığını yapan kişiye bilgi verir. Bir sonraki toplantıda bunlar toplantıya katılanlara rapor olarak verilirdi. Hangi konu hangi safhada olduğunu görürdük”.
Geçmişte bu toplantılara katılmış olan kime sorsam bu toplantıların öneminden bahsettiler.
Seçim öncesi CHP Milletvekilli adaylarına, ”seçimden sonra Eskişehir Milletvekillerinin bir araya gelerek şehrin sorunlarının masaya yatırılması ve çözüm yollarının konuşulmasını nasıl bulursunuz?” diye sormuştum:
Başta Gaye Usluer olmak üzere Utku Çakırözer’de, ”Eskişehir’in yararına olacak her toplantıyı önemseriz. Öncülüğünü kim yaparsa yapsın biz varız” demişlerdi.
Aynı soruyu Emine Nur Günay ile Harun Karacan’a da sormuştum.
“Eğer millet bize yine iktidar yolunda yürümeyi nasip ederse CHP’den seçilen milletvekillerimiz ile her zaman bir araya gelerek şehrimizin sorunların çözümü konusunda birlikte hareket etmek isteriz” demişti.
AK Partili Milletvekilleri ile CHP’li Milletvekilleri bu konuda samimi olup olmadıklarını Cuma günü öğreneceğiz.
Bakalım Milli Eğitim Bakanı ve Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı’nın “şehrin sorunlarını görüşelim” çağrısına kimler “evet” diyecek?
*-********
Üç önemli isim daha çıktı
Dünkü yazımda, Eskişehir’in en büyük ilçesi olan Sivrihisar ile Mihalıççık İlçe kökenli milletvekillerini yazmıştım.
“Mihalıççık’ın fendi, Sivrihisar’ı yendi” başlıklı yazım ilgi görmüş olacak ki, okurlarım telefon ettiler.
Aslında dünkü yazımı yazmadan önce Sivrihisar ve Mihalıççık İlçelerinden yetişmiş ve uzun yıllar siyaset ile haşır neşir olan büyüklerime telefon ettim.
“Ağabey Sivrihisar’da veya Mihalıççık’ta yetişmiş ve milletvekili seçilmiş isimler kimler? Benim bildiklerim bunlar. Benim unuttuklarım veya hatırlayamadıklarım var ise hatırlatır mısınız?” diye de sordum.
Onlardan aldığım teyit üzerine yazımı yazmıştım.
Ancak “bazen insan en yakınındakini görmez” derler ya.
Bu sözün ne kadar doğru olduğunu dün telefon ederek hatırlatma yapan dostlar sayesinde bir kez daha net bir şekilde öğrenmiş oldum.
“Sivrihisar’da yetişmiş Eskişehir’de isim yapmış ve AK Parti’nin kurucusu ile Eskişehir’in ilk AK Parti Milletvekillerinden olan Fahri Keskin listenizde yok” diye hatırlattı kendisi de Sivrihisarlı olan bir yakın dostum, kardeşim.
Haklı. Hem de geçmişte çok sık görüştüğüm isimlerin arasında yer alırdı Fahri Keskin. Kendisinden özür diliyorum.
Sivrihisarlı Ahmet Bican Atmaca’da dün telefon etti.
“Sadi kardeşim dün aklıma gelmedi. 22 dönem AK Parti’den seçilen Fahri Keskin ile 1969-1973 arasında Adalet Partisinden seçilen Mehmet Şemsettin Sönmez’de var. Onları da ilave et. Söz uçar, yazı kalır. Bir gün birileri de senin gibi bir yazıda bahsedecek olursa eksik kalmasın” dedi.
Anadolu Gazetesin de çalışma masa komşum Osman Cemoğlu’da elinde bir fotoğraf ile yanıma geldi.
“Sadi bu fotoğraftaki şahsı tanıyor musun?” diye sordu.
Fotoğrafa baktım. Ancak tanıyamadım.
“Adalet Partisi’nin 14’ncü dönem Eskişehir Senatörü Hasan Ergeçen. Eşimin akrabası. Aynı zamanda Mihalıççıklı. Bugünkü yazında Hasan Ergeçen’in adı da yok” dedi.
Hasan Ergeçen’in olmaması normal. Çünkü ben milletvekilleri arasında bir kıyaslama yapmıştım. Meclis çatısı altında görev yaptığı için Cemoğlu’nu haklı gördüm ve Mihalıççık’a önemli hizmetler yapan merhum Hasan Ergeçen’i böylece anmış oldum.
Yine de kayıtlara bir kez daha geçmesi açısından yazdım.
*-*******
‘Babam çok duygulandı’
Dün sabah saat 08.30 suları idi. Cep telefonum çaldı. Ekrana baktım, arayan AK Parti Milletvekili Harun Karacan idi.
“Sadi abi sabah sabah rahatsız etmedim inşallah. Babam ile ilgili yazmış olduğun yazı için teşekkür ederim. Sabah babam senin köşendeki kendisi ile ilgili yazını görünce birkaç satır okuduktan sonra gerisini okuyamadı. Çok duygulanmış. Gözleri doldu. Şirketin muhasebe sorumlusuna okuttu yazının devamını. Babam o kadar çok mutlu oldu ki. Allah da seni de mutlu etsin. Ben babam ile ilgili bir yazı yazmaya kalksam senin yazdıkların kadar yazamazdım” dedi.
Harun Karacan anlatırken bende duygulandım doğrusu. Hemen kendi babam gözümün önüne geldi.
Babamı 40 yıl önce kaybetmiştim. Doyasıya ‘baba sevgisi’ yaşayamamıştım. Allah gani gani rahmet eylesin. Nur içerisinde yatsın.
Hacı Ali Karacan’ı çok eskiden beri tanırım. Daha o zamanlar Harun Karacan ile samimiyetimiz yoktu.
Aynı oğlu Harun Karacan kadar Eskişehir sevdalısı olan bir isim. Allah kendisine daha uzun ömürler versin.
Tekrar ediyorum. Bir babanın oğluna karşı, bir oğlun da babasına karşı göstermiş oldukları bu sevgi saygı benim uzun yıllardır dikkatimi çekiyordu. Bir gün bu sevgiyi yazıya dökmek istiyordum. Kısmet dün oldu.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...