Nabi Hoca Ruhi Bey oyununu Eskişehir’de izler mi?

İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezi (AKM) binası yenilendi. Çabuk unutuyoruz, projenin öncüsü milletvekilimiz Milletvekili Nabi Avcı olmuştu.
Proje onun Kültür ve Turizm Bakanlığı döneminde başlamıştı…
Nabi Avcı, yaklaşık iki ay önce AKM’nin sembolik değeri, Türk modernleşmesindeki yeri ve İstanbul kültür-sanat hayatına yapacağı katkıyı  Anadolu Ajansı’na değerlendirmiş. Yoğunluktan kimi zaman böylesi önemli röportajları kaçırıyoruz.
Zeliha Eliaçık tarafından yapılan röportajda Nabi Avcı’ya şu soru yöneltiliyor:
- Bir kültür ve sanat insanı olarak Avcı, yeni AKM’yi hangi şairle irtibatlandırıyor?
Nabi Avcı’yı tanıyanlar bu yanıta aslında şaşırmıyor:
-İlla böyle bir benzeştirme yapmamız gerekirse, burası Mehmet Akif değildir. Belki Yahya Kemal ama o da biraz kenarından dolaşabilir. Ben bu binaya baktığımda, buranın muhtemel kullanıcıları, tüketicileri ve işlevine baktığımda aklıma hep Edip Cansever ve ‘Ben Ruhi Bey, Nasılım?’ şiiri aklıma gelir.
…/…
“Ben Ruhi Bey nasılım” şiiri seyirlik oyun haline de getirildi. Ancak oyun Edip Cansever’in sağlığında sahnelenemedi. Cansever yaşamını yitirdikten tam 18 yıl sonra İstanbul Devlet Tiyatrosu tarafından sahnelendi…
…/…
Şunun için yazıyorum. Nabi Avcı, Kültür ve Turizm Bakanlığı yaptı ama benim hatırladığım kadarıyla Eskişehir’deki hiçbir tiyatro oyununu ve senfoni konserini takip etmedi. Eskişehir Şehir tiyatroları Cansever’in “Ben Ruhi Bey nasılım” isimli oyunlaştırılmış şiirini sahneye koysa, belki Nabi hocamız, dayanamaz Eskişehir’deki AKM’ye gelir!
 

KUŞ SÜRÜLERİNDEN BİR DUVAR / EDİP CANSEVER*

Eskişehirli bir tüccar tanırdım, bıyıkları
Gereksiz konuşan bir adamın sakarlığında
Enfiye çekerdi, bahçesindeki gülleri anlatırdı
Çocuksu yüzler bırakırdı bir takım ambarlarda
 
Sonbahar böyle geçerdi, o tüccarın sıkıntısı gibi
Deniz kıyılarında, hayvan leşleri arasında
Kış sanki iyi geçecek, bakıp duracaksın
Yılbaşında eski bir sevgilinin gönderdiği bir karta
 
Niye mektup yazmıyorum eskisi gibi
Kahverengi bir şeyler oluyordu mektuplarda
Yaşlı bir korsanın öğle uykusu doluyordu
İçime ve uykusuzluğuma
 
Kaypak bir haritam var şimdi, önüme seriyorum
Birbirine karışıyor Avrupa ve Asya
Bütün kara yollarında ölüme yakın bir şey var
O kadar yaklaşığım ki şu ölüm duygusuna
 
Okyanuslardan hiçbir şey anlamıyorum
Küçük denizlerde yaşadım da ondan mı acaba
Değilse neden bir türlü ısınamıyorum
Yoksa büyük acıların kaptanları mı dolaşır okyanuslarda
 
Ey büyük kaptan, Bodrumlu sarmaşıkçı
Ey gün günden yüreğimi kanatan ada
Bir yer istiyorum üstünde, doğduğum bir yer olsun
Ve uzun yollarda hiç konuşmayan şoförlerin yanında
 
Ey orman yollarındaki su sarnıçları
Duyuyorum içinizdeki eski ses yüklü plaklarda
Ölümün bitmiş yasını, sevincin yok olmuş fırtınasını
Sözlerini çok değişik aşkların da
 
Eskişehirli bir tüccar vardı. Var mıydı
Duygular, zamanlar da bir çeşit insan mıydı yoksa
Kuş sürülerinden bir duvar
Hangi kuşu çeksem ölüyor avucumda.
*Edip Cansever, uzun yıllar Kapalıçarşı’da tüccarlık yaptı. Sanırım Eskişehirli tüccar şiirini de o yıllarda yazdı. Pek bilinmeyen şiirini paylaşmak istedim.
 

ALKIŞLIYORUZ HALAY ÇEKİYORUZ

İsmi önemli değil, liderin biri Bayburt'ta miting yapmış...
Kürsüye çıkmış...
Başlamış konuşmaya...
Alkışlar, alkışlar...
 -Yaşa varol,  tezahüratları...
-Türkiye seninle gurur duyuyor, sloganları...
Miting başlayalı bir saat olmuş!
Meydana geç gelen bir Bayburtlu, bir saattir lideri dinleyen arkadaşına sormuş:
- Babo... Bu lider ne söylir ki böyle alkışlarsınız?
- Acele etme gardaş... Dur hele... Daha ne söylediği belli deel!
.../...
Memleketimizde kimin ne söylediğine bakmıyoruz...
Alkışlıyoruz...
Alkışlıyoruz...
Başkada ses duymak istemiyoruz.
 

SEKS KASETİ Mİ BİLİM KİTABI MI?

Başlıktaki soruya Stephen Hawking'in sözleriyle yanıt vermek en doğrusu olacak.
-Hayatım boyunca büyük sorularla yüzleşmekten büyük zevk aldım ve onlara bilimsel yanıtlar vermeye çabaladım. Belki de bu yüzden Madonna'nın seks üzerine yazdığı kitaplardan daha çok kitap sattım fizik üzerine...
 

GÜNÜN SÖZÜ

Bir insanın sana neler yaptığını unutabilirsin; ama o insanın sana ne hissettirdiğini asla unutamazsın!" Freud
 

GÜNÜN KARİKATÜRÜ