Nabi Bey’in avcılığı!..

Nabi Bey’in avcılığı!..

13 Aralık 2013 09:56
A
a
Sütiş Eskişehir

Görüşler

 

 

Hani yüzüne şekline bakınca "yorulur" diye düşünmüştük ama...

Bakan "Nabi Avcı" durmak bilmiyor!

Daha koltuğuna oturmadan "4+4+4" eğitim sistemini 25 dakikada komisyondan geçirmişti...

Yani işe küçücük çocuklardan başladı...

“Yalnız çocukları değil, pek çok ana-babayı da perişan etti!..”

Sonra sınıflara girdi...

Pek çok dersi kaldırdı...

"Dini eğitime doğru gaza bastı!"

Yeter artık, falan derken...

Ya komutanı "Durmak yok!" dedi, ya da yolu açık görüp "devam" etti!..

Sıra dershanelere geldi...

Kanal kanal gelip dershanelerin kapatılmasının gerektiğini anlattı...

İnandırmaya çalıştı...

Ama baktı ki..

"Hamam, Erkekler’den daha sıcak!"

Karşısında Cemaat...

Hem de öyle dikine geliyordu ki, üstüne üstüneydi oklar!..

Ortalıkta "Firavun" sözcüğü uçuştu!

İşler tersine gidince, ya komutanı "biraz dinlensek iyi olur" dedi, ya da Pensilvanya'dan "beyaz mendil" salladılar…

"Erteledim" dedi...

Ama durmak yok ya..

"Sıra öğretmenlere geldi..."

Yeni bir proje ile 20 yıllık öğretmenin bile görev yeri değişecek...

"4 yıl zorunlu şark!.."

İstersen "Yüce Atatürk" de...

Şırnak'ta alırsın soluğu!..

“O 4 yıl bitmez, tükenmez!..”

…….

Bakan olunca sevinmiştik "Nabi Avcı" için...

"Nur yüzlü , babacan biri!"

Bırakın Eskişehir, Türkiye’ye “yeşil ışık” saçmaya başladı!..

Unutmayın, kendi öğretmeni bile uyarmıştı Nabi Bey’i:

“Yapma, utanıyorum!”

Hiç aklından geçiyor mu acaba?

“Tarih onun için neler yazacak!..”

 

 

Günün Şiiri

 

Tarlaya kar yağmıştı

O kadar güzel sürülmüştü ki tarla

Her çizgisinde öyle ışık vardı ki

Bir türkü bırakmış ardından traktör

Toprağın ve göğsünden tütüyordu

Beni diyordu binlerce yıl sürdüler

Derininde, topraklarında, imkanlarında

Dokunuldu mu açan bir çiçek vardır

O çiçek açasıya sürdüler beni

Ben yitirmem emeğinizi, ben anayım

Ürettiğim dallar güllerle beraber

Nasıl olsa günün birinde bana dönecek

Sürerken kendinizden bir parça bulacaksınız

Şimdi örtündüğüm aşk sıcacık

Üzerime kar yağdığında bakmayın

Bahar ayları bana dönenler vardır

Ben ise beyaz gelinlere dönerim...

Ceylan Kansu (Varlık-1955)

 

 

 

 

Ne oldu o kıza?

 

Hapishanelerden çok sayıda mektup gelirken bazılarına karikatür iliştiriyor gençler...

Çizgi olarak çok mükemmel olmasa da içerik olarak çok anlamlı hepsi...

Mesela , bir yaşlı kadın Adliye Sarayı’nın önünde bir elinde kılıç, ötekinde teraziyle dikilen bir adama soruyor:

"Oğlum burada bir kız vardı, şöyle gözü bağlı, temiz yüzlü, o tutardı bu kılıcı teraziyi... Ne oldu ona?" Adam yılışarak cevap yeriyor:

-Onun gözünü açtık, başını bağladık teyze... Üç çocuk doğursun otursun evinde.. Sen bir şey mi istemiştin?

"Yok yok sağol..."

Bu karikatürler çoğalırsa bir sergi açmayı da düşünüyoruz...

Çoğalırsa...

Melih Aşık

 

 

 

 

Venedik'teki gondolcu

 

Adam Venedik'te fakir bir gondolcuymuş.. Her gün "O Sole Mio" şarkısını söyleyerek kanallarda turist gezdirirmiş.. Bilimsel çalışmalar yapan bir beyin cerrahları ekibi, adama çok paralar vererek kandırıp ameliyatla beyninin yarısını almışlar.

Epey sonra işine dönen gondolcu tamamen iyileşmiş..

Sadece   "O Sole Mio"nun tamamını söyleyemiyor, "O Sole" deyip kalıyormuş. Cerrahlar, çalışmalarında beynin bir kısmına daha ihtiyaç duymuşlar ve yine gondolcuya başvurulmuş.,

Mal-mülk verip                almışlar. Çeyrek beyni kalan gondolcu artık sadece "D SO"   diyor, şarkının gerisini getiremiyormuş. Para hırsı bu kez onu cerrahlara götürmüş ve kalan son çeyreğini de kendisi aldırmış.

Kafayı dikmişler, iyileşmiş, hatta eskisinden daha neşeli bir şekilde işine dönmüş.. Ama bu kez kürekleri çekerken, şarkısı değişmiş:

"Çayelinden öteye giderum yali yali!.."

 

 

 

Plajdaki manzara

 

Temel, sabah saatlerinde eşiyle birlikte plaja gitmiş, deniz kenarında dolaşıyorlarmış...

Kadının biri güneşten yararlanmak için kumsalda upuzun yatmış, kocası da hemen yanında şınav çekiyormuş..

Temel bu manzarayı görünce gülerek "Fadime, şu kerize bak" demiş:

"Karısı altından kaçmış haberi yok!.."

 

 

Kont Breust ve Gallmayer

 

Almanya'da yıllar önce ünlü bakanlardan "Kont Breust", bir yemekte ünlü aktris "Pepi Gallmayer"le   birlikte oturuyor..

Sohbet sırasında aktris hanım punduna getirip bakana “Arz etmek isterim ki ekselans" diye başlayarak oltayı atıyor:

"Tiyatro ile politika birbirine çok benzer. İkimiz de   komedi oynuyoruz.. Ama fark şurada, siz çaktırmıyorsunuz!.."

 

 

Günün Olayı

 

"Türkiye İran olur mu?"

Bir zamanlar "yetmez ama evet!" durağında tezgah açan ve "Korkmayın canım, asla olmaz " diyenlerin sayısında büyük düşüş olmuş...

“Tehlikenin farkına varmışlar!..”

 

 

Günün Biberi

Üzümde alkol yoktur, şeker vardır...

O şekeri de belli koşullar altında bazı organizmalar alkole çevirir. Bu organizmaların beyni yoktur..

"İşte onlara bakteri denir..."

Dr. Balthör

 

 

Kolsuz Yaşar’dan

Nasılsa hazır odun ve kömür..

N’olacak yani, al biraz da sen sömür..

Göbeğini kaşıyan adam..

"Çek sifonu sona ersin şu ömür!..

 

 

Cuk

Evrenin en büyük yıldızı ömrünü tamamlamak üzereymis..

“Işıklar içinde yatsın…”

 

Günün Sözü

Ömür boyu koyun olmaktansa..

"Olabilirsen bir gün aslan ol ve gerçekten öl!"

 

Günün İncisi     

Seçilmiş, tanrının parmağıyla duvara yapıştırdığı kişidir.

Jean Paul Sartre

 

2. Kayseri Seferine hazır mıyız?

Geçtiğimiz pazartesi günü yine bu köşede, "1. Kayseri Seferi" diye söz etmiştik Erciyes maçından...

Ve de eklemiştik:

"Puanlarla döneceğiz..."

Dileğimiz oldu, geç de olsa üç puanı alarak döndük Eskişehir’e...

Sırada bu kez Kayserispor var...

O da Erciyes gibi tehlikeli bölgede yer alıyor...

Eğer bu maçtan da üç puanla ya da yenilmeden dönersek, önümüzdeki maçlara gerçekten daha büyük umutla bakacağız...

Takımı, taraftarı yöneticileri ve teknik ekibi ile ES ES'imize yine güveniyoruz...

 

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi