Görüşler
Nabi Avcı’ya özel mektup
Turgutlu'daki çocukluk arkadaşımız "Nuri Tuyun" ile görüştük yıllar sonra...
Ne günlerdi...
Bilecik'teki Edebali İlkokulu’nun son sınıfında verdiği ödevi yapmadığımız için öğretmenimiz "İsmail Türköz" hepimizi sıraya dizmişti...
"Açın ellerinizi..."
Hani ses getiren cetvelle acısa da "gül "bitti" derler ya, aynen öyleydi...
Eskişehir Ticaret Lisesi'ndeki tarih öğretmenimiz ".Yüksel Can" da bir gün sınıfı test ediyordu:
"Çaldıran olayını kim anlatacak?"
Çıt yok!
Bildiğimiz halde biz de "gık" diyememiştik!
Yanımıza kadar geldi Yüksel öğretmen:
"Sen de mi Brütüs?"
………
Milli Eğitim Bakanı "Nabi Avcı"nın, eğitimi tepetaklak eden, hala geriye götüren kararlarından anımsadık bu yılları...
Erdoğan, boşuna getirmemiş kendisini...
Daha komisyon başkanı iken, "4+4+4"lük eğitim sistemini 21 dakikada geçirip imzalamıştı...
Sonrasında liselere indi...
İlkokullara mescit yapacağı da söyleniyor!..
23 Nisan günü Ataşehir’deki anaokulu öğrencilerini gördük gazetelerde... Başları bağlı çocuklar…
“Medresede gibiydiler…”
………
"Nabi Avcı"ya öğretmeninden gelen mektubu anımsıyor musunuz?
Avcı'yı Eskişehir Maarif Koleji'nde 3 yıl okutan öğretmeni "Mehmet Halil Arık" neler yazmıştı?
"Bir aferin uğruna ve kaos ortamında 25 maddeyi 21 dakikada geçirip imzalamış. Ona 3 yıl emek vermiştim. Üzüldüm ve utandım..."
İsmail öğretmen okşamıştı... Yüksel Can "Brütüs" demişti ama, böyle bir mektup almadık hiçbirinden...
Keşke, Nabi Bey de artık kendine “dur” diyebilse!..
Hakim iradeye teslimiyet..
Bilimsel bir görüştür:
"Bir hakim irade vardır ki, o irade konuşunca verilen sözler unutulur..."
İnsan, o iradenin sesini duyunca kendi iradesini kaybeder...
Yıllar önce Ankara'da adamın biri çıkmış 10. kattan atlayacak...
Toplanan vatandaşlar, kararından vazgeçirmek için çalışıyor. Ancak adam kimseyi dinlemiyor...
Tam o sarada aynı yerden iki jandarma gediyor. Vatandaşlar çevirip yardım etmelerini istiyor...
Jandarmalar binanın altına geliyor, birisi yukarıya sesleniyor:
"Gir ulan içeri!.."
Öteki de atılıyor:
"Gir içeri dedik lan, daha ne bekliyorsun?"
Adam, bu komutlar üzerine tıpış tıpış içeri giriyor...
"İşte, hakim iradeye teslimiyet bu..."
Katılıyoruz bu "hakim irade"ye...
Ama daha ne iradeler var ki, dokunulmaz hafifliğine hayran kalırsınız!
K arısına söz vermiş adam:
"Bundan sonra içmek yok..."
Aynı gün işten çıkmış ve evine dönüyor...
Yolunun üzerindeki birinci meyhaneye şöyle bir bakmış ve yürümüş...
İkincisine, içinden selam vermiş...
Üçüncüsünün önünden "Ne haber lan?" deyip geçmiş...
Evine yakın son meyhanenin önüne gelince de durup kendi kendine kararını vermiş:
"Bu kadar iradeye içilir bel.."
Kolsuz Yaşar’dan
İsrail'deki organ mafyasının Türkiye'de de üssü varmış.
Eh artık!
“Organda da ölüm…”
“Yorganda da ölüm!”
Cuk
Tribine tribine bandım, bedafe mi sandın.
Resmen çaldım...
Yaşar Arda
Günün Sözü
Sözlerinizdeki hiddeti anlıyorum ama sözlerinizi anlamıyorum...
Shakespeare
Günün Balı
Türk olmak gençlikte iş, sonraları da eser demektir. Kalpleri cemiyet için çarpmayan insanları bir ağaçtan veya bir inekten ayırt edemeyiz.
Nadir Nadi (1938)
Kıssa-dan
Kızgın olduğum zaman, konuşmadan önce birden ona kadar sayarım, çok öfkeli olduğum zaman ise yüze kadar...
Betül Mardin
Günün incisi
Gül solar, yaprakları dökülür, ancak dikenleri hep kalır…
H. Benazus
Özdeyiş
Hayatı seviyorsanız, zamanınızı boşa harcamayın..
Hanri Benazus
Temel, kimleri kurtarmış?
Temel'in evinde henüz bilinmeyen nedenle büyük bir yangın çıkmış...
Daha itfaiye gelmeden komşuları da yardıma koşmuş ama ellerinden bir şey gelmiyormuş... Bunu gören Temel, “iş başa düştü" diye fırlamış evin içine...
Önce oğlunu yangının içinden çıkarıp dışarıda beklemesini söylemiş. Sonra tekrar dalmış ve ateş içinden kızını çıkarmayı başarmış... Ardından da karısını, köpeğini ve kedisini kurtarmış...
Daha sonra hiçbir şey getirmeden üç kez daha girip çıkmış.. Komşularından biri sormuş:
"Girip çıkıyorsun da niçin bir şey getirmiyorsun?"
Temel, "Kayınvalidem içeride" demiş:
"Arada bir girip çeviriyorum işte!.."
Akıllı çiçekçi
Adam çiçekçi dükkanına gidip "Karım için çiçek almak istiyorum" demiş.
"Derhal efendim" demiş çiçekçi: "Nasıl bir şey olsun?"
Adam, "Hımmm.. Valla" falan derken çiçekçi "Yardımcı olayım" diye atılmış:
"Nasıl bir halt ettiğinizi söyler misiniz?"
Günün Olayı
Ah keşke! Demokrasi tarihimizde üç muhalefet partisi ilk kez bir araya gelerek otoriter rejim sevdasında olan RTE'nin karşısına tek adayla dikilebilseler!
Günün Biberi
Anayasa Mahkemesi’nden beklenen, özgürlüklerden yana takındığı tutumu sürdürmesi, kanayan yaralara merhem olabilecek kararları geciktirmemesidir…
Mustafa Balbay
Günün Şiiri
Hayat bu
Dinle, yapraksız dal uçlarında
Bir fısıltı gibi sonbaharı
Şimdi bir nedamet
Bir hüzün bir akşamdır
On yedi yaş erginliğinin arzuları
Şimdi arzu, yaşamakla ölmek arası
Yaşamının ve ölmenin dışında
Şimdi kaderimiz aynı masaldır
Hayatın akışında
Unut yollarını beklediğimi
Ve balkonda seyrettiğim grubu
Şehzade masallarına benzemez ki
Hayat bu...
Vedat Belli (Varlık-1952)
TBBM'nin neresinde?
Uzun süredir yurtdışında yaşayan Prof. "Ülkü Azrak", iktidar ile Anayasa Mahkemesi başkanı arasındaki tartışmaları izlerken dayanamamış ve "Melih Aşık"a bir not göndermiş... Prof. Azrak, öncelikle Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın, "Anayasa Mahkemesi TBBM’nin üstünde değildir. Anayasa Mahkemesi’ni TBMM kurmuştur" sözlerine takılmış. Diyor ki:
- Hukuk ve Türkiye'nin yakın tarihinden pek habersiz olduğu görülen Adalet Bakanı’na sormak lazım.. Peki Anayasa Mahkemesi TBMM'nin neresindedir? Altında mıdır? Anayasa Mahkemesi de Cumhurbaşkanlığı gibi TBMM'nin yaptığı yasaların onay mercii midir?
Taç giyme töreninden
"Napolyon", Rus Çarı "1. Alexander"ın taç giyme törenine katılan "Talleyrand"a izlenimlerini sordu ve şu yanıtı aldı:
"Törende yeni çarın önünde büyükbabasının katilleri yürüyordu. Sağında ve solunda babasının katilleri vardı. Arkasında ise kendi katilleri yürüyordu..."