Türkçe sözlükte hem mütevazı hem de tevazu sahibi olmak “alçak gönüllülük” anlamına gelmektedir. Mütevazılık, ülkemiz insanı içinde çok değerli olduğu gibi benimde insanlarda kıymet verdiğim bir duruş biçimidir.
Ancak bazı insanların sahip oldukları vücut anatomileri ve yüz hatları, bu özelliğe sahip olmadıkları konusunda ön yargıda bulunulmasına da yol açabilmektedir.
Siz ne kadar mütevazı olduğunuzu düşünürseniz düşünün, hakkınızdaki karar karşınızdakinin anlayışına göre değişebilmektedir.
Dolayısıyla mütevazılığınız konusunda bir yargının verilmesi, sizin dışındaki insanlara bağlıdır…
Genellikle de safa yatanların hep karlı çıktığı görülür, bu konuda…
Sahip olduğunuz değerlere sahip değilmiş gibi davranmakta, toplum içinde mütevazılık gibi algılanmaktadır.
Oysa kişinin kendine hak ettiği değeri vermemesi mütevazılık değildir. Sahip olduğu değerlerin bilincinde olarak tevazu sahibi olabilmektir, samimi olan…
Çok beğenerek aldığınız bir elbise için birisi size “elbiseniz ne kadar güzelmiş” dediğinde “teşekkür ederim bende çok beğenerek aldım. Sevindim beğendiğinize” demek yerine, “ yok canım, ne bileyim, öylesine aldım işte, pahalı bir şey değil, indirimden…” yaklaşımını mütevazılık sanıyoruz…
Bana göre gerçek mütevazılık, üzerinizdeki o elbise ile arkadaşınızın elinden düşen kalemi ondan önce yerden alıp ona verebilme samimiyetinizdir.
Yani sahip değilmiş gibi yapmak yerine, sahip olduklarınızı başkalarıyla paylaşmaktan mutlu olduğunuzun karakterinizde olduğunun hissedilmesidir…
Hissettirme çabası yerine kendiliğinden hissedilebilmektir...
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...