Görüşler
Musa Hoca Tunceli’de
Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nden, "Şırnak"a gitti...
Sonra da Tunceli Üniversitesi’nde Rektör Yardımcısı oldu Prof. Dr. "Musa Şenel..."
Halen de Rektör vekili...
Dedeler bitti, torunları bile okutuyor...
Akademi, İstasyon’un olduğu yerdeydi...
Bir gün derse gittik, kapıyı açar açmaz, "Heeyyy sen" diye bağırmıştı :
"Çık dışarı, derse benden sonra girilmez!"
Bir daha gidilir mi?
Nasıl olsa devamsızlık da yok!
Ya bugün?
"Örgün bölümün anlamı başka..."
……………..
Anadolu Üniversitesi’nin bir fakültesinde geçen olaydan anımsadık öğrencilik yıllarımızı...
öğretim üyesi profesör devamsızlıklar üzerine konuşmuş:
"Derslerinizi kaçırmamaya bakın, gelin..."
Kendinden de örnek vermiş:
"Hiçbir dersi kaçırmamıştım..."
Öğrencilerden biri kalkmış:
"Hocam sizin zamanınızda Iphone var mıydı?"
-Yoktu…
"Ya Ipad?"
-Yok..
"Peki, internet, laptop falan?"
- Yoktu tabii...
Aynı anda bir öğrenci daha fırlamış yerinden:
"Barlar Sokağı var mıydı hocam?"
……………
Musa Hoca’nın Genel Matematik sınavının gecesiydi ve bir arkadaşın evinde anastra oynuyorduk… Erkan ve Varol adlı iki arkadaşımız da harıl harıl çalışıyorlar… Gece yarısı ayrılırken Erkan "Hiç değilse şu soruyu al, belki gelir" dedi ve uzattı kağıdı...
Ezberimiz iyiydi... Son rakamına kadar yuttuk, soru aynen gelmez mi!..
"İyi günler Musa Hoca’ya, geçtik..."
………………
Yanlış anlaşılmasın. "Barlar Sokağı" olayı eğlence için değilmiş…
O sınıftaki öğrencilerin çoğu sokakta çalışıyormuş…
Iphone, Ipad, internet ve de laptop’u katarsak...
“O profesör de yeniydi galiba!..”
"O zaman Gaffar Okkan" vardı
- İlkokul sıralarında kartpostallardan tanıdığım "Nazım Hikmet, Ahmet Arif ve Hasan Hüseyin"in şiirlerini okumaya başlamıştım. 1986 yılında Eskişehir Anadolu Üniversitesi'ne girdim. Üniversitede 1986 yılında yapılan ilk öğrenci eylemlerine katıldım.
"O zamanın Eskişehir’inde Ali İsmail’i sopalarla öldüren polislere benzer polisler yoktu..."
Vicdanlıydılar. Bizim o dönem Eskişehir’de Siyasi Şube Müdürü "Gaffar Okkan"dı. Onunla Emniyet'te tanışıklığımız vardır. O zamanki polisler gözümüzü korkutmaya çalışıyor, takip falan ediliyorduk ama sokak ortasında öldüresiye dövmüyorlardı...
…….
Yukarıdaki sözler, Malatya CHP Milletvekili "Veli Ağababa"ya ait...
Cumhuriyet’te "Miyase İlknur"la yaptığı söyleşiden aktardık...
Veli’yi, Eskişehir'deki öğrencilik yıllarında tanımıştık... Yakın arkadaşı "Kenan Tuncay"la birlikle arasıra "Şamdan"a gelirdi...
"Gaffar Okkan"ı anlatmaya gerek yok...
Bir noktada öyle birleşirdik ki, çekemeyenler bile katılırdı...
Ortak noktamız "İnsan olmak"tı...
İşte Türkiye'de onlarca cezaevini dolaşan, rapor tutan ve çok kirli olayları ortaya çıkaran "Veli Ağababa" da öyle bir İnsan...
Ne diyor?
"O zaman Eskişehir’deki Ali İsmail’i sopalarla öldüren polislere benzer polisler yoktu..."
Küçük bir karıştırma
5 katlı binadaki yangında üst kattaki adamcağız, uykuya daldığı için kaçamamış. Alevlerin binayı iyice sardığını görenler "Adamı nasıl kurtarırız?" diye çırpınırken, birisi atılmış:
“Bana uzun bir halat bulursanız, ben kurtarırım..."
Hemen halatı bulmuşlar. Kurtarıcı, halatın bir ucunu elinde tutarak yukarı fırlatmış ve "Halatı beline sıkıca bağla" diye bağırmış. Adamcağız halatı beline bağladıktan sonra, kurtarıcı halatı hızla aşağı çekmiş ve adam beton zemine çakılarak ölmüş. Durumu görenler, kurtarıcının etrafını çevirip, öfkeli bir sesle sormuşlar;
"Hani kurtaracaktın, baksana öldü!"
Kurtarıcı, şaşkın vaziyette kafasını kaşıyarak, kendi kendine "Ben bir defasında birini beline halat bağlatıp kurtarmıştım ama" demiş:
"Aşağıdan yukarı mı,yoksa yukarıdan aşağı mı çekmiştim, işte onu karıştırdım!.."
" Niye döndünüz lan?"
2 deli hastaneden kaçmak için günlerce çalışıp plan yaparlar ve bir gece tüyerler.
Ama sabaha karşı geri dönerler...
Arkadaşları "Niye döndünüz lan?" diye sorunca delilerden biri " Sadece prova yaptık" der:
"Asıl yarın kaçacağız!.."
Günün Balı
İnsanın çevresi, kendisinin yansımasıdır…
Kıssa-dan
Nitelikli insan yetiştireceğimize, geniş kitleleri niteliksizleşmeye özendiriyoruz. Hem de bunu kişisel politik çıkarlarımız için yapıyoruz.
"Türkiye için asıl tehlike burada.”
Öztin Akgüç
Cuk
Dün "Ortadoğu’ya sıfır sorun..."
Bugün "ODTÜ'yle sıfır sorun!.."
Kamil Masaracı
Günün Sözü
"Gelecek nesilleri hiç düşünmediğimiz için onlar bizi biç unutmayacaklar.
Henrik Tikkanen
Günün İncisi
Cesaret, söz ile değil, tehlikeler karşısında alınan tavırla belli olur...
Özdeyiş
Yerinde susmasını bilmek, en büyük hitabettir.
Hanri Benazus
Günün Şiiri
Kara dut
Kara dutum çatal karam çingenem
Nar tanem nur tanem bir tanem
Ağaç isem dalımsın salkım saçak
Petek isem balımsın oğulum
Günahımsın vebalimsin
Dili mercan dişi mercan dizi mercan
Yoluna bir can koyduğum
Gökte ararken yerde bulduğum
Kara dutum çatal karam çingenem
Daha nem olacaktın bir tanem
Gülen ayvam ağlayan narımsın
Kadınım kısrağım karımsın...
B.Rahmi Eyüboğlu (Varlık-1946)
Günün Olayı
Eğer Balyoz kararı, çelişik ve çürük kanıtlara dayanmışsa, "Mithat Paşa Davası’ndan 132, "Dreyfus Davası"ndan 119 yıl sonra yaşanan yeni bir “Dreyfus ve Mithat Paşa" davalarını yaşadık demektir.
Sami Selçuk
Günün Biberi
Hep karanlıkta gelirler. Ya akşamın karanlığında, ya sabaha karşı gelirler. Ağaç kırma makineleriyle, kelepçeleriyle gelirler, Işığı hiç sevmezler, zamanları gecedir onların...
Güray Öz
Orası da bir üniversite!..
Malatya İnönü Üniversitesi'nde öğretim görevlisi kadrosu için yapılan sınavı Rektör Prof. "Cemil Çelik"in kızı "Elif Çelik" kazanmış...
Çünkü Elif Hanım sınava zaten tek başına girmiş...
"Müjdat Gezen"in bu konuda bir şiiri vardır:
"Kendi kendimle yarıştım, birinci oldum..."
Elif Hanım da o hesap...Yarışmış birinci olmuş…
Malatya'da böyle şeylere tenezzül etmeyen bir rektör vardı, "Fatih Hilmioğlu..."
Şimdi hapiste... Ağır hasta olduğu halde tahliye edilmiyor…
Kabahati cetvel gibi düz olması... Dürüst olmayan yollarda gezinmemesiydi.
Melih Aşık