Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, 850 – 900 bin doların üzerinde dövizi olan işletmelere kredi verilmeyeceğini duyurdu.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, 850 – 900 bin doların üzerinde dövizi olan işletmelere kredi verilmeyeceğini duyurdu. Daha ziyade orta ve büyük işletmeleri ilgilendiren bu kararın ardından döviz kurunda belirgin bir gerileme yaşandı. Lafı hiç uzatmadan söyleyeyim; Bana kalırsa BDDK doğru bir karar aldı... İktidar uzun süredir kamu bankaları aracılığıyla şirketlere enflasyon rakamlarının altında kredi imkanları sunuyordu. Bunun amacı da yatırımların artması ve büyümenin teşvik edilmesiydi. Ancak baştan beri bütün ekonomistlerin dediği gibi bu kadar yüksek enflasyonda büyüme filan gerçekleşmiyor. Işadamları aldıkları kredileri bir güzey dövize çevirdiler. Üstüne de Kur Korumalı Mevduata geçerek paranın dibine vurdular. Hükumetin iyi niyetini suiistimal ettiler. Uzun lafın kısası, "Faiz Lobisi" sevgili hükûmetimiz sayesinde köşeyi döndü ve bunun bedelini de dar gelirli vatandaş ödedi. Bu duruma "Dur" demenin zamanı gelmişti. Şimdi bankalardaki bu dövizleri sattırmak hayırlı bir gelişmedir. Ancak dövizdeki düşüş geçici olmak zorunda. Yarım trilyon dolar borcu olan, borcunun faizini ödemek için Arap çöllerini arşınlayan bir ülkede dövizi kalıcı olarak düşüremezsiniz. Nasıl ki Aralık ayında halay çekenler şimdi ortalıkta gözükmüyor, bu düşüşün de kalıcı olması mümkün değil. Türkiye'de ya iktidarın değişmesi gerekiyor, ya da iktidarın kafayı değiştirmesi gerekiyor. Bu zihniyetle iki arşın yol kat edemedik, kat edemiyoruz ve kat edemeyeceğiz... Artık ekonomiyi damat bakandan veya manifaturacı bakandan alıp, işi ehil ellere vermenin zamanı geldi de geçiyor bile... Bana kalırsa faizleri artırıp, "Bunlaaaar faizleri zorla indirdileeeerrrr" diyerek suçu CeHaPe İYİP zihniyetinin üzerine atmanın zamanı gelmiştir. Çünkü "Faiz sebeptir, enflasyon sonuçtur" saçmalığıyla iki yakamız bir araya gelmiyor. Ekonomi cahilleri yüzünden sürüm sürüm sürünüyoruz...
Yüzde 40 zam bekliyorum
İşverenlerin nasıl oluyor da sendikası oluyor anlamış değilimdir. Benim bildiğim sendikalar emekçilerin kuruluşudur. Elbette işverenin de kurumları olur. Ancak bunlara dernek veya başka isimler verilir. Her neyse... Bizim memlekete özgü garipliklerden biri diyelim ve geçelim. Türkiye İşveren Sendikası Konfederasyonunun ülkemizin önemli işveren temsilcilerinden olduğu gerçek. Son olarak TİSK, asgari ücrete zam yapılmasını olumlu olarak karşıladıklarını açıkladı. TİSK yöneticileri çok iyi biliyorlar ki bir ülkedeki dar gelirlilerin alım gücü ne kadar yüksekse, kendilerinin de o kadar geniş bir pazarı olur. Dolayısıyla 19'uncu yüzyıldan kalan marksist ideolojilerin iddia ettiklerinin aksine, işçi ve işveren aslında aynı geminin içinde. Ben asgari ücrete yüzde 40 civarında zam bekliyorum. Zira bu zam işverenin işletme maliyetini yükseltir. Ancak dar gelirlinin rahatlamasıyla birlikte piyasayı hareketlendirir ve işverenin gelirlerinin de artmasına neden olur.
Türkiye bizi takip etti
Eskişehirspor'un 57'inci yaş günü kutlamaları, görkemli görüntülere sahne oldu. Porsuk kıyısındaki kutlamalara Eskişehirspor yönetimi tam kadro katıldı. Türkiye'de bu kadar coşkulu taraftara sahip olan çok az takım var. Elbette borçlarımız çok fazla ancak, bardağın dolu tarafına da bakalım. Böyle bir taraftarı olan kulübün sırtı yere gelmez. Kutlamaları CNN ve NTV gibi saygın haber kanalları da yayınladı. 3'üncü ligde böyle bir taraftar bulamazsınız çünküb Ben Eskişehirspor'un bütün dertlerinin bir çırpıda çözüleceğini iddia etmiyorum. Önümüzde zorlu bir süreç var. Önümüzde daha çok acılar, daha az mutluluklar var. Ancak kesin olan bir şey var ki o da Eskişehirspor'un batmayacağıdır. Bu taraftarla bu takım batmaz