Muhalefet partisi nasıl olur gösterin

Ölmeden evvel bir şey yapmak isterdim. Bir parti kurayım. Bu parti seçimlerden ana muhalefet partisi olarak çıksın. Ben de muhalefet partisi nasıl olur, göstereyim.
…/…
Yukarıdaki sözler Celal Bayar’a ait. Bu sözleri aktaran kişi Türk siyasetinin ve gazeteciliğin önde gelen isimlerinden Cevdet Akçalı…
Akçalı Celal Bayar’ın bu sözlerini “bir planın değil bir özlemi” ifade ettiğini belirtiyor.  Bayar’ın  kendisine yönelttiği soruyu aktarıyor:
-Ben bunları yayınlansın diye söylemiyorum. Neden not alıyorsun? Ve gazeteci Akçalı, şu yanıtı veriyor:
-Sadece hatıratımda kalması için not alıyorum…
Celal Bayar, niçin partisinin muhalefet partisi olarak çıkmasını istiyordu?
O dönemde muhalefet hiçbir seçim sonucunu kabul etmiyordu, meşru bulmuyordu sürekli bir bahane üretiyordu…
O günkü muhalefet ile bugünkü muhalefet arasında doğrusunu söylemek gerekirse pek fark göremiyoruz. Demek ki CHP’nin, iktidar olabilmesi için 50-60 yıldan bu yana yaptığı muhalefet şeklini biraz olsun değiştirmesi gerekiyor…
Sağ partiler sürekli iktidar olurken, sol partiler neden iktidar olamıyor. Sanırım sorunun yanıtını muhalefet yapma şeklinde bulmak gerekiyor!

ŞİKAYETİN
SONU!

Türkmen köylüsünün tarla işi çok, beş vakit namazı günde ancak üç vakit kılabiliyorlar. Ancak üç vakitte fazla geliyor.  İçlerinden bir Mehmet seçmişler.
-Mehmet, müftüye git, ağır şartlarımızı anlat, de ki, “şu üç vakiti bir’e indirsin, işimiz kolaylaşsın.”

***
Mehmet kasabaya iner müftünün yanına çıkar. Anlatmaya başlar:
-Dağda bayırda işimiz çok üç vakit kılamıyoruz, şunu bir vakite indirebilir miyiz?
Müftü ve yanındaki adamlar, önce şaşırırlar.
-Senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu, derler.
Ardından da “Allah'ın beş vakit namazına bu nasıl sözdür” deyip bir araba dayat atmışlar.
***
Daha sonra da müftü yanındakilere talimatı vermiş:
-Geçmiş üç vakitlerin kazaları kılınacak. Neresiymiş bu köy? Bir Alim gönderilecek, köylüye beş vakit namaz iyice belletilecek.
Mehmet önde, imam arkada yola düşmüşler. Köye yaklaşınca, köylüler uzaktan Mehmet'i görüp bağırmışlar:
-Mehmet üçü bire indirdin mi?
Mehmet de köylülere bağırmış:
-Bir araba dayak attılar. Üçü de beşe bindirdiler. Bir de üstüme şu yanımdaki imamı verdiler.
***
Şunun için yazıyorum...
Kimi zaman şikayet etmek bize yarar değil, zarar getirir!

BAŞKANLIK!  
Erbakan'ın başbakanlık koltuğuna oturduğu 1997 yılı...
 O tarihte Amerikalılar bir açıklama yapmıştı:
-Türkiye için en iyisi başkanlık sistemi.
Ardından yorum yapılmıştı:
-Bu aciz muhalefet varken, Erbakan başkanlığı da ele geçirir.
Aradan 21 yıl geçti...
İktidara mı bakmalı, muhalefete mi?
Yoksa, başkana mı?

YAKIŞIKLI!
Vatandaş, uyuşturucu ticareti yapmak suçundan yakalanmış. Polis tarafından adalet önüne çıkartılıyor…
İşte tam o sırada gazeteciler sanığın fotoğraflarını çekiyor…
Sanık, gazetecilerin pek de alışık olmadığı bir üslup kullanıyor:
-Çirkin çıkanları sil!
Hakaret edeni gördük…
Saldıranlar epey fazlaydı…
Dik Dik bakanlar da vardı…
Ama “Çirkin çıkanları sil” diyene yeni tanık oluyoruz. İHA’dan Ersin Gökdağ, kardeşimizin fotoğraflarını gördüm…
Hepsi güzeldi!

İLERLE  
Önce uçmayı
Uçamazsan koşmayı
Koşamazsan yürümeyi
Yürüyemezsen sürünmeyi dene
Nasıl yaparsan yap
Mutlaka ilerle...
(Martin Luther King)

GÜNÜN SÖZÜ! 

Yoruldum; ayağımın değil, yüreğimin götürdüğü yerlere gitmekten. Sustum; dilimdekileri değil, yüreğimdekileri söyleyememekten. Maksim Gorki