İl Milli Eğitim Müdürü Hakan Cırıt'ın görevinden alındığını öğrendik. Cırıt'ın yerine Beşiktaş İlçe Milli Eğitim Müdürü Nesrin Kakırman getirilmiş. Her iki isim için de ancak elbette ki Eskişehir eğitim camiası için hayırlısı olsun. Hakan Cırıt yaklaşık üç senedir Milli Eğitim Müdürlüğü yapıyordu ve döneminde türlü sıkıntılar yaşanmıştı. Şimdi ve durup dururken görevden alınması akıllara elbette ki son skandalı getirdi. Yani Alpu Ortaokulu ve Ertuğrulgazi İmam Hatip Okulu'nda yaşanan taciz skandalı. Bilindiği gibi okul müdürü Mustafa K'nın kız öğrencilere musallat olduğu iddiaları ayyuka çıkmıştı.
İddialar o kadar iğrenç ki, yazarken biz utanıyoruz. Kız öğrencileri evine davet etme, mahrem bölgelerine dik dik bakma, kızlara – sanki babacan bir tavır izlenimi vererek – elle dokunma ve niceleri. Üstelik aynı müdür hakkında daha önceden "Kişiyi cebren hürriyetinden yoksun bırakma" ve "Nitelikli cinsel saldırı" suçlamaları da varmış.
Yani ne idüğü gayet belirli bir kişi okul müdürlükleri makamına getirilmiş. Üstelik iddialara göre aralarında Alpu Kaymakamı'nın da bulunduğu pek çok devlet yetkilisi, aynı kişinin hakkında olumsuz açıklamalarda bulunmasına karşın. Yani birileri "Kaymakam da kim oluyormuş? Devlet de kim oluyormuş?" diyerek, yine bildiklerini okumuşlar.
Bu millet çocuğunu okula emanet ediyorsa, oradaki öğretmenlerin evladına bir anne ve baba gibi davranmasını bekler. Benim gözünde bir babanın öz kızına yan gözle bakmasıyla, okul müdürünün kendisine emanet edilen kıza yan gözle bakması arasında fark olamaz.
Şaşırtıcı olan bu tacizcinin arkasında nasıl bir 'torpil'inin olduğu? Bir sendika mı varmış? Paralel bir Milli Eğitim Müdürlüğü mü varmış?
Bütün Türkiye'de işçiler isyan ediyor ve maaşlarına zam yapılmasını istiyor. Halbu ki yeni maaş zamları geleli daha bir buçuk ay bile olmadı. Varın memleket ekonomisinin nasıl gittiğini siz hesaplayın. Son olarak işten çıkartılan Migros depo personeline destek amacıyla kurumun önüne siyah çelenk konuldu. Belediye işçileri ek zam talep etti ve motosikletli kuryeler, "Geçinemiyoruz" diye feryat etti. Her zaman olduğu gibi işçilerimizin yanındayız. Ancak işçi kardeşlerimiz şunu unutmasınlar ki, işverenin de durumu hiç iyi değil. İyi de kim haksız?
Bir kere işçiler haksız, işverenler de haksız. Ayrıca çiftçiler haksız. Bu ülkede doktorlar, öğretmenler ve memurlar haksız. Gazeteciler zaten en haksız. Ülkeyi terk eden gençler haksız. Muhalefet, balıkçılar, bankacılar ve aklınıza kim geliyorsa işte onlar haksız. Hatta kebapçılar bile haksız bizim memlekette. Özetlemek gerekirse Türkiye'de yaşayan 83 milyonun tamamı haksız.
Bir tek "Şahsım" haklı...
" bu tacizcinin arkasında nasıl bir 'torpil'inin olduğu? Bir sendika mı varmış? Paralel bir Milli Eğitim Müdürlüğü mü varmış " Bu konuyu dile getirmeniz çok güzel olmuş. tam isabet. lütfen devam edin. umarım ki bir SAVCI nın dikkatine çeker. Ha taciz etmişsin. ha tacizci ye ortam sağlamış, imkan vermişsin.
Bu işe çanak tutanlar da yargılansın
Aynı suçlamalardan cırt ta yargı lanmali çanak tutmuş