Prof.Dr. Alper Çabuk

Mucize İnsanlar

Pek öyle dizi film izleme alışkanlığım yoktur, hatta dizi filmlere çok tahammülüm de yoktur.

11 Kasım 2019 08:08
A
a
Sütiş Eskişehir
Pek öyle dizi film izleme alışkanlığım yoktur, hatta dizi filmlere çok tahammülüm de yoktur. Ancak son dönemde yayınlanan “Mucize Doktor” isimli bir dizi film oldukça ilgimi çekti. Denk geldikçe göz ucuyla takip etmeye başladım. Bu dizi, bir köyde hayata gözlerini açan Ali isimli otizmli bir çocuğun, çocukluğundan itibaren yaşadıklarını ve doktor olma hikayesini flashback (geçmişe dönüş) sahneleriyle anlatıyor. Küçüklüğünde abisi ve annesi dışında herkes tarafından dışlanan ve kötü davranılan, en sevdiği kişi olan abisini çocukluğunda kaybettikten sonra doktor olmaya karar veren ve üstün zekası ile tıp fakültesini birincilik ile bitiren dizideki Ali karakteri, İstanbul’da bir hastanede asistan olarak çalışmaya başlıyor. Ali’nin otizm ve savant sendromlu olmasına karşın sahip olduğu yetenekleri ve üstün zekasıyla bir doktor olarak yaşadıklarını konu alan dizi, otizm konusunda farkındalık yaratıyor. Ali, diğer insanlardan farklılıkları, üstün yetenekleri ve zekasıyla, köşemde sık sık dünyayı değiştirecek kişi olarak bahsettiğim 16 yaşındaki iklim aktivisti, otizmli Greta Thunberg gibi, neredeyse mucize sayılabilecek çok önemli başarılar elde ediyor. Bizlerden farklı olarak sahip oldukları üstün yetenekler nedeniyle tıpkı süper kötülerle savaşan bir süper kahramanlar gibi…
Bunları neden yazıyorum, geçen hafta pek çoğumuzu üzen bir olay yaşandı ülkemizde. Aksaray’da bir okulda otizmli öğrencilerin diğer çocukların velileri tarafından ‘yuhalandığı’ iddiası ulusal basına yansıdı. Bu iddianın ardından Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) müfettiş görevlendirdi ve okul müdürü açığa alındı. Sonrasında, bu benzeri pek çok olayın ülkemizde yaşandığına dair başka iddialar da ortaya atıldı. Örneğin okula alınmadığı için 12 yaşına kadar 8 okul değiştirmek zorunda kalan otizmli Rüzgar’ın annesi bugüne kadar yaşadığı sıkıntıları yayın organlarıyla paylaştı. Ulusal basından derleğim kadarıyla Rüzgar’ın annesi bu konuyla ilgili olarak şunları ifade etmiş: “Eğitimde zorlanmamızın sebebi bu çocuklara karşı öğretmen ve velilerin tahammülünün düşük olması. Veliler çocuklarının otizmli öğrencilerle aynı okulda okumasını istemiyor. Bu çocukların eğitim hakkı engelleniyor. Eğitim ile ilgili biz de çok sorunlar yaşadık. Okulda darp bile gördük. Çorlu’da devlet okulunda 6’ncı sınıftayken sınıf arkadaşları tarafından darp edildi. Okulda güvenlik kamerası kayıtlarına yok dendi. Diğer veliler okulun önünde toplanıp bizim doğru söylemediğimizi, çocuğun yalan söylediğini iddia ettiler. Şehir değiştirmek zorunda kaldık. Çocuğumu alıp İstanbul’a taşındım. Bununla ilgili davamız devam ediyor. Buradaki okulumuz bizi çok güzel karşıladı. Velileri çok güzel yönlendirdiler. Rüzgar şu an Şehit Er Ersin Güner Ortaokulu’nda 8’nci sınıfa gidiyor. Yönetici ve öğretmenlerin tavrı çok önemli. Burada da veliler ilk başta istemedi. Okul idaresi toplantı yaptı. Çocuğun eğitim hakkı olduğunu açıkladı. Rehberlik servisi uyum içinde çalıştı. Ailelerle ilişkimiz çok iyi. Karnesini sınıf arkadaşları tarafından alkışlanarak alıyor. Okulda hiçbir vukuatı yok. Arkadaşlarıyla uyum içinde.” Yine daha önce köşemden yazmıştım; afet yönetimi konusunda çalışma arkadaşlarımızdan olan Doç.Dr.Onur Kurt’un danışmanlığında Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü’nden Arş. Gör. Dr. Erkan Kurnaz, “Otizmli Çocukların Sosyal İletişim Becerilerinin Geliştirilmesi” konusunda yaptıkları doktora teziyle YÖK’ün verdiği Sosyal ve Beşeri Bilimler Kategorisindeki üstün başarı ödülü kazanmıştı. Gerçekten sadece otizmli bireylerle ilgili değil, genel olarak farklılıkları olan bireylerle ilgili de çok önemli çalışmalar yapıyor bu merkez. Benim kanaatimce otizmli bireyler, doğru yaklaşılırsa ve doğru şekilde eğitilebilirse, mucize insanlar… Dolayısıyla birçoğuyla tanışma fırsatım olmuş olan Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü’ndeki meslektaşlarımı verdikleri emeklerden dolayı kutluyorum. Onlar “mucize insanlar” yaratmak için çalışıyorlar. Ama her şeyden hepimizin anlaması gereken bir şey daha var; otizm bir hastalık değil, bir farklılık…
Farklılıklara saygı duyan bir toplum olma dilekleriyle, herkese iyi bir hafta dilerim.

 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon
Nebat 15 Kasım 2019 07:47

Travma geçirmiş insanları da araştırmak lazım, hayat kurtarmak çok önemli ve toplumun yüzde kaçın da olduğunu bilen varmı? Yada karşılaştığımız insanları anlamayıp değerlendirme yaptığımız hakların da, toplumun önemli bir bölümünü oluşturan varsaydığım böyle si durumlar sağlam köklü bir toplum olma yolun da tümün tekamülünü etkiliyor olması da göz önüne alınırsa muasır medeniyetler seviyesi ne yaklaşmak uzanıp ta tutama ya benzer. Yani her birey özel önem ister ihtimam ister Nebat

0 0 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi