Daha bir yıl önce şöyle bir kampanya başlatılmıştı:
-Montrö bize tam egemenlik tanımıyor! Bu anlaşmayı iptal etmeliyiz. Biz boğazı istediğimiz devlete
açıp, istediğimiz devlete kapatmalıyız.
Daha da ileri gidiyorlar ve “Kanal İstanbul” projesi ile Montrö’nün delinebileceğini söylüyorlardı…
Emekli amiraller “
Aman Montrö anlaşmasına dokunmayın” deyince adeta vatan haini ilan edilmiş, yargılanmaya başlamışlardı.
Karadeniz’e kıyısı olan iki ülke Ukranya ve Rusya arasında savaş balayınca Montrö sözleşmesinin önemini anladık…
Montrö bize büyük avantajlar sağladı…
Ukranya bizden ne istedi?
-Rus gemilerini boğazdan geçirmeyin!
Rusya ile de Ukranya ile de ilişkilerimiz iyi!
Ortak çıkarlarımız var. Montrö olmazsa zor durumda kalacaktık.
Şimdi ne diyoruz?
-Bizim elimizde değil Montrö var!
Olmasaydı ne olurdu? Yukarı tükürsek bıyık aşağıya tükürsek sakal! Bir de ABD var, İngiltere var, Fransa var…
Onlar da “Biz de Karadeniz’e çıkmak istiyoruz” derlerse ne diyecektik.
Şimdi diyoruz ki “Montrö var”
Montrö, bizim vermemiz gereken yanıtları otomatik olarak veriyor.
AVRUPA’NIN AYRILMAZ PARÇASIYIZ!
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Donbass bölgesi ayrılıkçı cumhuriyetleri tanıdığına dair yaptığı konuşmada Osmanlı’ya değinmiş ve şöyle demişti:
-
Geçmişte 18. yüzyılda Karadeniz kıyıları Türkiye ve Osmanlı'ya mücadele alanı olarak kullanılmıştı. Şimdi bu ismi yok etmek istiyorlar. Ünlü komutanların çalışmalarını yok etmek istiyorlar.
Karadeniz'e erişimimizi yok etmek istiyorlar. Geçmişte zaten oluşturulan bir yapı vardı" ifadelerini kullanmıştı.
Putin’in bu konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da güvenlik zirvesi sonrası bir açıklama yapmıştı. Ancak detayına pek dikkat edilmedi…
Erdoğan da Osmanlı’ya gönderme yaptı:
- Kendi köklerine, tarihlerine, medeniyet değerlerine sıkı sıkı sarılan vatandaşlarımızın yaşadıkları topraklarla aynı iradeyi göstermelerini önemli görüyorum.
Türkiye, Osmanlı'nın ilk asrından itibaren bir Avrupa ülkesidir. Bugün de tarihi ve sosyal bağlarımızın ötesinde bölgemizle Avrupa kıtasının ayrılmaz bir kısmını oluşturuyoruz.
ABD KESENİN AĞZINI AÇTI!
Evrensel Gazetesi yazarı Yücel Özdemir, pek çoğumuzun dikkat etmediği bir olaya değiniyor…
-Putin neden bu kadar rahat hamle yapabiliyor? Sorusuna yanıt arayan Özdemir şu tespitleri yapıyor:
-AB, ABD ve diğer iş birlikçi ülkeler tarafından Rusya’ya karşı ardı ardına yaptırım kararları ilan ediliyor
. Hepsini toplansanız Rusya’ya diş ağrısı verecek düzeyde bile değil.
-Rusya, ABD’ye en fazla petrol satan üçüncü ülke durumuna geldi. Avrupalı müttefiklerinin boğazını sıkarak Rusya’dan gaz almamalarını dayatan
Washington, Rus petrolü almak için kesenin ağzını sonuna kadar açmış.
TAM OLARAK RUSYA-UKRANYA SAVAŞI DEĞİL!
Bir savaş var…
Görünen Rusya ile Ukranya savaşıyor. Ancak gerçeğin o şekilde olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz…
Bir tarafta ABD, Avrupa Birliği ve NATO var…
NATO’nun amacı doğuya doğru genişlemek…
Rusya, NATO’nun bu genişleme isteğine sert yanıt vermiş oldu. Olay sadece iki ülke arasındaki bir sınır çatışması, sınır anlaşmazlığı değil!
GÜNÜN SÖZÜ!
Herbert Hoover:
-Yaşlı adamlar savaş ilan eder ama savaşması ve ölmesi gerekenler hep gençler olur.
GÜNÜN KARİKATÜRÜ