Mış, Muş Siyaseti

Bir gün bir yakını Sokrates‘e gelir ve "Falanca kişinin seninle ilgili söylediklerini anlatayım mı?" der.
Sokrates; "Öncelikle şunu öğrenmek istiyorum, bana söyleyeceğin şeyin doğru olduğundan emin misin?" diye sorar. Adam düşünür ve "Hayır" der.
Sokrates devam eder "Peki, söyleyeceğin şey iyi bir şey mi?" diye sorar. Adam; "Hayır aksine hoşuna gitmeyecek bir şey" der.
Sokrates ekler "Sana iki soru daha soracağım; birincisi söyleyeceğin şeyin bana bir faydası var mı, ikincisi ise sana bir faydası var mı?" diye sorar. Adam düşünür ve şöyle der; "Hayır ne sana ne de bana bir faydası var".
Adamın cevaplarını dinledikten sonra Sokrates “ Bana söyleyeceğin şeyin doğru olup olmadığı belli değil. Söyleyeceğin şey hoşuma gitmeyecek ve ne duyduğum için benim, ne de söylediğin için senin işine yaramayacak. O zaman bunu bana söylemenin amacı ne?
Son günlerde Eskişehir siyasetinde daha doğrusu başta CHP olmak üzere sosyal demokrat cephede yaşananlara bakınca aklıma Sokrates’in bu hikâyesi geldi.
Çünkü herkes başkaları hakkında birilerine bir şeyler söylüyor. Şu şunu dedi, bu bunu yaptı, onlar şuradaydı, bunlar şunu yapmıştı gibi hem söyleyenin hem söylenenin işine yaramayacak senaryolar ve bunlar üzerinden yapılmaya çalışılan Mış-Muş siyaseti CHP’ye gönül veren nicesini de rahatsız ediyor.
 
İş artık parti içi muhalefetten sokak kavgası kıvamına giden bir hale büründü. Hele ki örgüte liderlik etmiş, örgütte senelerdir aktif çalışmış isimlerin hem dedikodu üzerinden eleştiri yapması hem de partisinin belediyeleri arasında tarafgir söylem ve açıklamaları nahoş kaçıyor.
 
Ne yazık ki il kongresinden sonra ortaya çıkan fikir ayrılığı, Başkanlardan ziyade çevresinde mevzilenenler tarafından önce husumet şimdiler ise kan davasına dönüştürülmüş gibi kötü bir zeminde ilerliyor.
 
Durun siz kardeşsiniz diyenler var ama sesleri cılız kalıyor.
 
İnsanlar elbette kendi partisini ve belediyelerini eleştirebilmeli. Hele ki sosyal demokrat partilerde siyaset yapanlar bunu sık sık yerine getirmeli, en ufak itirazım yok.  Ancak bu eleştirilerin samimiyeti, ölçüsü ve eleştiriyi yapanların geçmiş performansı ve söylemleri de hesaptan kaçmamalı.
Özellikle eleştirilerin amacı ve nedeni ile ilgili samimiyet sorgusu çok kez eleştirileni değil eleştireni zorda bırakacağı için dikkatli olmakta fayda var.
 
Belki her zaman değil ama en azından zaman zaman Sokrates’in hikayesi ve öğretisi yol gösterici olabilir. Aklınızda bulunsun.