Sadi Seda yazdı
Epeydir MHP’lilerle görüşmüyordum…
Daha doğrusu referandumdan sonra MHP’li dostları ziyaret edememiştim…
Dün Ülkü Ocakları’ndan yetişmiş, MHP’de de geçmişte il yönetiminde uzun süre başkan yardımcısı olarak görev yapmış bir ağabeyimin ofisine uğradım…
Öğle saatleri idi…
Ofis’te kendisinden başka 6 MHP’li dost daha vardı…
Onlarda ziyaretine gelmişler…
Pazar günü yapılacak olan genel kurulu konuşuyorlardı…
MHP’ye büyük hizmetleri geçmiş ağabeyime, “Bildiğim kadarıyla Kadir Bıyık tek aday. Bugüne kadar ikinci bir isim kulağıma gelmedi. Başka bir liste çıkma ihtimali var mı” diye sordum?
Soruma,“Kadir Bıyık tek aday, ikinci bir liste yok. Sadece Eskişehir değil. Pazar günü Eskişehir dâhil 41 ilde aynı saatte birden kongreler yapılacak. 2018’de yapılacak olan olağan kurultay delegeleri de bu kongrelerde belirlenecek” diye cevap verdi…
***
MHP’ye yıllarca hizmetleri geçmiş dostları bir arada bulunca kendileriyle referandum sonrasını ve bundan sonra MHP’de neler yaşabileceğini, Meral Akşener’in Milliyetçi Türkiye Partisi’ne geçip geçmeyeceğini ve geçtiğinde MHP’den ciddi oranda bölünmenin söz konusu olup olmadığını sordum…
***
MHP’li dostlara,”Referandumda ‘evet’ mi, ‘hayır’ mı oy’u kullandıklarını, Meral Akşener’in “Milliyetçi Türkiye Partisi”ne (MTP) üye olmasından sonra partinin başına geçmesi halinde bölünme yaşanıp yaşanmayacağını da sordum…
Yıllardır tanıdığım ağabeyim ile MHP’li dostlar çok samimi cevaplar verdiler…
“Meral Akşener İç İşleri Bakanlığı ve TBMM Meclis Başkan Vekilliği yapmış önemli bir isim. Her ne kadar Ülkücüyüm diyorsa da kendisinin Ülkü Ocakları’nda kaydına rastlanmadığı konuşuluyor. Kardeşlerinin Ülkücü olduğu söyleniyor. Bu tarafı bizi fazla ilgilendirmiyor. Önemli bir isim. Keşke partimizde kalabilseydi. Ancak partiden ihracı da MHP’ye çok fazla zarar vermez. Eğer MTP’ye geçer bu partinin de genel başkanı olursa MHP tabanından en fazla 1, hadi bilemedin yüzde 2’lik bir kitleyi götürebilir. MHP’yi bölmeye gücü yetmez. MHP kitle partisidir. Bizim lider sorunumuz yok. Sayın Devlet Bahçeli kendi ayrılmak istemediği sürece partimizin genel başkanıdır. Rahmetli Alpaslan Türkeş’ten sonra partimizin ilkelerini en iyi savunan, memleketin çıkarları, vatan, millet söz konusu olduğunda iktidarda kim olursa olsun gereken desteği vermekte. Yani Sayın Bahçeli, gerektiğinde taşın altına elini koyuyor.”
***
“AK Parti Anayasa’yı değiştirmek istiyordu. Ancak parlamentoda grubu bulunan CHP ve HDP’den gereken desteği bulmadı. MHP’de 15 Temmuz darbe girişimi öncesi destek vermedi. 15 Temmuz’daki kalkışma sonrası, Başkanlık sistemine ilişkin Devlet Bahçeli şu çağrıyı yapmıştı: “Adalet ve Kalkınma Partisi başkanlık sistemiyle ilgili inadını sürdürecekse yine karşımıza iki seçenek çıkacaktır. İlk olarak AKP, hazırda tuttuğu veya üzerinde çalıştığı bir anayasa hazırlığı varsa, mutabık kalınan daha önceki maddeleri de ihtiva etmek kaydıyla TBMM'ye getirmelidir. Milletvekilleri, ilkeleri ve inançları doğrultusunda vicdanlarının sesini dinleyerek oy kullanacaklar, bir karara varacaklardır. İkinci olarak bu anayasa değişiklik teklifi TBMM Genel Kurulunda ya 367 sınırını aşarak kanunlaşacaktır. Ya da 330 eşiğinin üstünde kalarak referandum yoluyla milletin kararına sunulacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi Türk milletinin vereceği her karara saygılı ve sonuna kadar bağlıdır”.
“Eğer Bahçeli destek vermemiş olsaydı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi TBMM’den geçmezdi. Bu karara MHP tabanı karşı çıktı. Karşı çıkmalarının nedeni de geçmişte ‘Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı başkan yaptırmayacağız. AK Parti’nin istediği şekliyle başkanlık sistemi olmaz’ söylemleriydi. Ne oldu da Sayın Bahçeli Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne destek verdi?” diye sordum…
“Sadi Bey, 15 Temmuz kalkışmasını gördük. 15 Temmuz gecesi kalkışmaya engel olan, tankların önüne yatanların çoğu Ülkücü gençlikti. Ülkeyi bölmek, parçalamak isteyen FETO diye bir örgüt var. Bu örgütle baş etmek için Anayasa değişikliği gerekiyordu. Sayın Bahçeli’de bir vatansever olarak ülkenin parçalanıp, bölünmesine engel olmak için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne destek verdi. Milletvekillerini ve parti tabanına ‘illaki destek verin’ diye baskı yapmadı. Referandumdan iki gün önceki konuşmasını dinlediniz mi? O konuşmada tabana gereken mesajı verdi.”
***
“2019’da yapılacak olan genel seçimlerde Meral Akşener’in MTP’ye geçmesi halinde MHP’nin baraja takılacağı iddia ediliyor” dediğimde,”Anayasa değişikliği oylaması bir seçim değildi. Bu seçimde partilere oy verilmedi. Ama 2019’da herkes partisine oy verecek. İşte o zaman gerçek Ülkücüler ve MHP’ye gönül verenler yine partilerine sahip çıkacak, oylarını MHP ambleminin üzerine basacaklarından hiç şüphemiz yok. MHP’yi kimse bölemez. Yüzde 1 veya 2’lik kayıp yaşansa da MHP yine TBMM çatısı altında olur. MHP’yi bölmeye kimsenin gücü yetmez” diye cevap verdiler…
***
Bu görüşmeden çıkardığım şu; MHP’de ciddi oranda bölünme yaşanmayacak…
MHP’nin kemikleşmiş yüzde 8 oyu var… Yüzde 8’lik kısım ellerini bağlasanız bile, ayak parmaklarıyla MHP ambleminin üzerine mührü basarlar…
Kemikleşmiş bir kitle bunlar…
MHP’li dostların bu düşünceleri, gerçeği ne kadar yansıtıyor 2019 seçimlerinde hep birlikte göreceğiz...
*-******
Cesaret Biterse!
Bir Hint masalına göre, kedi korkusundan devamlı endişe içinde yaşayan bir fare vardır. Büyücünün biri fareye acır ve onu bir kediye dönüştürür.
Fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacağı yerde bu kez de köpekten korkmaya başlar.
Büyücü bu kez onu bir kaplana dönüştürür. Kaplan olan fare, sevineceği yerde avcıdan korkmaya başlar.
Büyücü bakar ki, ne yaparsa yapsın farenin korkusunu yenmeye imkan yok. Onu eski haline döndürür. Ve der ki, "Sen cesaretsiz ve korkak birisin. Sende sadece bir farenin yüreği var. O yüzden ben sana yardım edemem."
Shakespeare, bu konuda söyle diyor :
"İnsanların çoğu Sevmekten korkuyor, kaybetmekten korktuğu için..
Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.
Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için.
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için.
Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için."
--------
Hayati bilmeden, zamanın farkında olmadan yaşamak gibi.