Önceki gün Cumhuriyet’te Bekir Coşkun yazmış.
“Bütün konuşmalarında iktidarın karşısında, bütün oylamalarda iktidarın yanında.
Hem kızıyor.
Hem onaylıyor.
Saydık.
AKP 27 kez çuvallamış.
MHP 27 kez kurtarmış.
MHP için “yedek lastik” diyen de var “koltuk değneği” diyen de.
Ya da ‘AKP’nin çekme, kurtarma aracı’ diyen.”
---//---
Yazının konusu MHP.
Türkiye’de üçüncü büyük parti. Milliyetçi cephenin savunucusu.
Bu yazıyı okurken, son günlerde Eskişehir’de yaşanan olaylar geldi aklıma.
Eskişehir çalkalanıyor.
Yerel medya kaç gündür veriyor.
Densizin bir gelmiş Eskişehir’i fuhuş yuvası olarak suçlamış.
Büyük küçük herkes tepkili.
Ama densizi konuk eden AKP’nin yetkilileri sessiz.
Onlar sessiz kaldığı için benzeri konularda duyarlı olduğunu bildiğimiz MHP’nin yöneticileri de sessiz.
Ne günlere kaldık değil mi?
“Bütün konuşmalarında iktidara karşı.
Bütün oylamalarda iktidara destek. ”
Bu da yeni bir MHP politikası galiba?
Onun dedim:
“MHP’yi anlamak zor.”
---//-
Bir okurum sordu
“Sol ya da sosyal demokrat kişi veya kesimden,
‘Eskişehir fuhuş yuvası olmuş’ suçlaması gelseydi ne olurdu?”
Yanıtı kolay:
İktidar partisi başta olmak üzere bütün partiler ayağa kalkardı.
Hatta mahallelerde toplantılar yapılır, mitingler düzenlenirdi.
Kim bilir camilerde vaazlar bunun üzerine kurulurdu.
Peki, şimdi sözünü ettiğimiz kesim rahatsızlığını neden açık açık dile getiremiyor?
CHP’ni n dışındaki partiler neden suskun?
İşte olay bu.
MHP kadar onları da anlamak zor.
Günlerin getirdiği
-Bankamatik vekiller—
Demokrat Parti’nin genç Genel Başkanı Gültekin Uysal demiş ki: “Demokratik ortamda halkımıza kendimizi anlatmaya çalışıyoruz. Belli hesaplar için DP’yi, terk edenler eninde sonunda gerçeği görüp yuvaya döneceklerdir. Şimdilik iktidar cazibesi, onlara çekici geldi. Kimseye partiye dönün diye çağrı yapmıyoruz.” DYP bitti. Geride DP kaldı. DP Genel Başkanı Gültekin Uysal devam etmiş: “Biz, kurduğumuz bir komisyonla TBMM’ndeki çalışmaları takip ediyoruz. Bu araştırma sonucu öğrendik ki, seçildikten sonra TBMM’de hiç konuşmayan 15 milletvekili var. Yani, bunlar bankamatikten maaş alıp işlerine bakıyorlar. Yaptığımız araştırmada Bankamatik Milletvekillerinin 13’nün iktidar Partisi AKP’den, birinin CHP’den, birinin de BDP’den olduğunu öğrendik. Bu arkadaşlar işaretle seçilmişler.
Seçmenle, partiyle alakaları yok.” Bu konuda Eskişehir rahat olmalı. Çünkü tam olarak sayısını bilemiyoruz ama vekillerimizin hepsi şöyle ya da böyle kürsüye çıkmış olmalı. DP’nin durumuna gelince… Bu siyasi parti sayesinde milletvekili, Başbakan, bakan ve başkan olanlar çekildi bir kenara. Hüsamettin Cindoruk bile son ana kadar direndi. Sonunda “Benden bu kadar deyip çekildi” bir kenara. Belirttiğim gibi. Bakalım Gültekin Uysal işi nereye kadar götürecek?
--DSP ve Bekler—
Kim ne derse desin, siyasi olaylarda tutarlı kişilere saygı duymak lazım. İşte bunlardan birisi DSP İl Başkanı Hüdaver Bekler. DSP’den gidenler gitti. Kalanlar ise bir bir sıkıntı içinde politikalarına devam ediyorlar. Tepebaşı Belediye Meclisi’nde Mustafa Poslu, Halil Sümerli, Erdal Ersoy ve Semra Kandırmaz görevlerini aksatmadan, demokratik ortamda, alınan kararlarda Başkan Ahmet Ataç ve ekibi ne destek vermeye devam ediyorlar. Ve çok ilginç, DSP’den seçilip, daha sonra CHP’ye geçenlerle bir kırgınlıklarını gören olmamıştır. Hüdaver Bekler’i tanırım. Mevki ve makam sahibi olmadan politika yapan ender isimlerdendir. DSP’ye destek vermiş, ama partiden bir şey beklememiştir. Kolay gelsin diyorum kendisine. Ve Odunpazarı Belediyesi’nin düzenlediği toplantıda konuşan Yusuf Ziya Cömert’in kullandığı “fuhuş “suçlamasına hem şahsı, hem partisi adına gösterdiği duyarlılıktan dolayı kutluyorum. Hüdaver Bekler’in şahsında DSP’den “olayı kınayan açıklamayı” kamuoyu bekliyordu.
.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...