Öyle tuhaf bir seçim ki, artık İstanbul seçimleri olmaktan çoktan çıktı. Mesela Sayın Ekrem İmamoğlu memleketi Trabzon'a gidip, İstanbul seçimleri için oy istiyor. Yine Sayın Binali Yıldırım Diyarbakır'a gidip "Kürdistan" ve "PeKeKe" diyor...
CHP İl Başkanlığında gerçekleştirilen bayramlaşmaya İstanbul seçimleri damgasını vurdu. Herhalde CHP'li İl yöneticilerinin bir başka şehirdeki yerel seçimler hakkında açıklama yaptığını daha önce görmemişsinizdir. Tarihin böyle bir olayı yazdığını düşünmüyorum. Ancak tarihi günler yaşadığımızı, şu anda milletçe tarih yazdığımızı da unutmayalım. Önce bir seçim yaptırıp, sonra o seçimi kaybedince mızıkçılık çıkartmak gerçekten tarihi bir olaydır.
Öyle tuhaf bir seçim ki, artık İstanbul seçimleri olmaktan çoktan çıktı. Mesela Sayın Ekrem İmamoğlu memleketi Trabzon'a gidip, İstanbul seçimleri için oy istiyor. Yine Sayın Binali Yıldırım Diyarbakır'a gidip "Kürdistan" ve "PeKeKe" diyor...
Nitekim İYİ Parti İl Başkanı Mehmet Ektaş 'PeKeKe' ve 'Kürdistan' sözleri üzerine zehir zemberek bir basın açıklaması yaptı. Ektaş, Binali Yıldırım'ın sarf ettiği sözleri bir HDP'li söylese, derhal hakkında tutuklama kararı çıkacağını, Başbakanlık yapmış bir kişinin böyle sözleri söylememesi gerektiğini belirtti.
Benzer bir milliyetçi tepkiyi MHP'li dostlarımızdan da bekleriz. Ama kendilerine de şu an kızamıyorum, MHP'liler şu sıralar, AK Parti'nin kendilerine attığı Emirdağ kazığını çıkartmakla meşguller. Öyle milliyetçilikle filan uğraşacak durumda değiller sanırım. Özetlemek gerekirse Eskişehir siyasetinin gündemine de İstanbul düştü. Yerel politikacılarımız İstanbul'la yatıp, İstanbul'la kalkıyorlar...
Eskişehirspor Yönetimi iyi gidiyor
Eskişehirspor'un yeni bir ödül ve ceza sistemine kavuşacağı bildirildi. Duyduğumuz kadarıyla yıllardır sisteme bağlanmayan ödül – ceza mekanizması yeniden yapılandırılacakmış. Eskişehirspor için hayarlı olsun. Yeni yönetimin gelir gelmez kolları sıvadığını görmek güzel bir şey. Ayrıca galibiyet pirimlerinin yüzde 50 oranında artırılacağına da çok sevindim. Aslında ben galibiyet pirimine karşıyımdır.
Bir futbolcunun zaten yapması gereken şey, çıkıp maçı kazanmak olmalı. Üstelik söz konusu pirimler de kulüplerin mali yapılarını sarsabiliyor. Yine de pirimlerin artırılacağını öğrenince sevindim, "Demek kulüpte para varmış" diye düşündüm çünkü... Yeni yönetim hakkındaki endişelerin dağılmaya başladığını da görüyorum. Yönetimin başarılı olması demek, Eskişehirsor'umuzun başarılı olması demektir.
Turistler Eskişehir'i sevdi
ES TV ekranlarında yapay plaja gelen iki İzmirli aileyi gördük. Eskişehir'i öve öve bitiremeyen İzmirli vatandaşlarımız, haliyle kolkutlarımızın biraz kabarmasına yol açtı. Şimdi "İzmir'den turistler akın akın Eskişehir'e geliyor" diyemeyiz. Muhtemelen bu iki aile münferit bir ziyarette bulunmuşlardır. Ancak Kütahya'dan, Afyon'dan, Konya'dan, Bilecik'ten ve hatta başkentimiz Ankara'dan akın akın turistin Eskişehir'e geldiğini biliyoruz. İşlerim dolayısıyla şu sıralar Ankara'ya çok sık gidiyorum. Sevgili Ankaralıların neden buldukları ilk fırsatta Eskişehir'e kaçıp nefes alma ihtiyaçları olduğunu çok iyi anlıyorum. Hele o plastik dinazorlar yok mu?..
Her neyse konumuz 'Garibim' Gökçek değil. Biz Yılmaz Büyükerşen yönetiminin Eskişehir'i nasıl kilometrelerce öteye taşıdığına dikkat çekmek istiyoruz. Açıkça görülüyor ki Eskişehir artık turizm kenti oldu. Kentimize bu bacasız sanayii kazandıranlara teşekkür ederiz. Ancak yaptıklarımızı da asla kafi görmemeli, daha az zamanda daha çok ve büyük işler yapmak için çalışmalıyız. Eskişehir muazzam bir arkeolojik hazinenin üzerinde oturuyor. Bu fırsatı da değerlendirirsek müthiş olmaz mı?