Merak ediyorum…

18 Temmuz 2016 09:01
A
a
Sütiş Eskişehir
Eminim, ülkemin cahil bilgeleri bu yazı başlığını okur okumaz yanındakine sararmış dişlerini gösterircesine sırıtıp şu klasik cümleyi sarf edecek. Ve diyecek ki; “adamın başına ne gelirse ya meraktan, ya da çomaktan gelir…”
Ben çomak kısmı ile onların ilgilenmesini tercih ederek merak kısmını dilimin döndüğünce siz saygın okurlarımla paylaşmayı isterim…
Evet, merak ediyorum ve bunu yerelden genele örneklemek istiyorum. Öncelikle yerel bazdaki yazılı ve görsel medya bünyesine böylesine tarihi bir ana tanıklık ettiğimiz şu günlerde neler yazılıp çizilecek?
Malumunuz; bu kentte herhangi bir konu gündem oluşturduğu an itibarı ile ben diyeyim bir yıl, siz deyin iki yıl yazılır çizilir. Temcit pilavı gibi ısıtılır ısıtılır medya sofrasına konur. Yiyen yer, yemeyen de yereli ciddiye almaksızın yaygından yana tercihini kullanır…
Yine TÜLOMSAŞ konusuna yarım kaldığı yerden devam edilir mi?
Kısa bir reklam arasından sonra yine konuya döndük sayın seyirciler ya da okurlar diyerek o haklı, bu haksız türünden yargıçlığa soyunma işi mi sürdürülür? Eskişehirspor’un ligden düşmesinin baş sorumluları şoku atlattıkları an itibarı ile sütten çıkmış ak kaşık olup yeni yönetimi karalamayı (bu doğrultuda yazıp çizmeyi) erdem sayar mı?
İftar sofraları; kim daha çok insana yemek verdi konusu yeniden cilalanmaya devam eder mi? Hatta çok daha önemlisi, tartışmaya bile henüz doyamadığımız şu konu mu yeniden alevlenir? 2019’daki Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığına kim aday olur? Yılmaz Büyükerşen beşinci kez adaylığını koyar mı acaba? O koyarsa “bize yağmurlu havada bile su yok” paniğine kapılan cenah kimi destekliyormuş gibi yapıp onun safında yer alır? Ya da kim icazet (el) verilir umudu ile doğmamış çocuğa don giydirmek üzere hayaller kurmaya devam eder?
Merak ediyorum…
Böylesi tarihe tanıklık ettiğimiz çok önemli günlerde kimler tarihe cesurca notlar düşecek? Sağa sola yalpalamadan, son nefesini vereceği günde torunlarının yüzüne utanmadan bakabileceği günlerin empatisini kurup, başı dik ölmeyi kimler diler?
15 Temmuz 2016 Cuma.
Bu gün Türkiye Cumhuriyeti tarihinin çok önemli günlerinden birinin yaşandığı gün! “Demokrasi Bayramı” ilan edildi zaten olayın saatler sonrasında. Önceleri kamera şakası izler gibi izledik yaşananları. Küçüklüğümüzde “komencilik” oynardık ya kendi aramızda! Aynı onun gibi; flaş flaş başlıkları ile televizyon haber kanallarında Boğaz Köprüsü’nün bir tank, elli küsur er ile trafiğe kapatıldığını izlemeye başladık. Doğal olarak köprüye bomba koydu yine şu IŞİD ya da PKK çakalları diyerek önlem alındığını düşündük (ben dâhil)…
Ama bariz bir tuhaflık vardı!
Kameralara yakın çekime yansıyan erler (ya da uzman erler) sanki komencilik oynuyorlar, ya da tatbikattalar psikoloji içerisindeydiler. Aa, o da ne Ankara’da Türkiye büyük Millet Meclisi binasının vurulduğu, TRT’nin askerlerce kuşatıldığı, muhtelif yerlerde çatışmaların olduğu ve askerin darbe yaptığı haberi yayıldı.
Aklıma ilk takılan soru şu oldu; yahu hangi geri zekâlı komutan Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde kurulan ve Cumhuriyetimizin simgesi olan Meclis binasını vurdurup prim yapacağını zannedebilir ki? Yemin ederim rahmetlik Levent Kırca’nın parodilerinde dahi, insanları güldürmek adına bile böyle sığ esprilere yer verilmezdi! Yani bu şaka bile olamazdı. Olsa olsa kimlerin maşasıyım sorgulamasından dahi yoksun maşaların kirli bir senaryoya figüranlık etmesiydi sadece. Evet, darbe adı altında tarihin karanlık sayfalarında çürüyüp gidecek olan bu karanlık güruh öncülüğünde maalesef bu kirli oyun sabah saatlerine dek sürdürüldü.
Yüzlerce can yandı, kan aktı. Kardeşkanıydı bu akan da…
Darbe tezgâhtarları tabanları yağlayıp helikopterle Yunanistan’a kaçarken, daha hala tatbikatta olduğunu düşünen er-erbaşlar ise hayatlarının en pahalı dersini alıyorlardı. Davul zurna eşliğinde kına yakılarak asker ocağına gönderilen bu fakir halk çocukları toplumsal linçe uğruyorlardı. İçlerinden bir tanesi de IŞİD usulü boğazı kesilerek cezalandırılıyordu. Demokrasiye sahip çıkan topluluklar, paralelcilere (ve hatta arada bazı sesler de) laiklere ders verildiğini haykırıyordu sloganlar eşliğinde!
Paralelcilerin canı cehenneme!
Fethullah Gülen’in canı cehenneme!
Bu haykırışları bazıları gibi yeni atmıyorum ben. On yıl aynı yolda yürüyüp “ne istediniz de vermedik” pişmanlığını yaşayanlardan da olmadım asla! Yazılarımı ve televizyon programlarımı arşivlerden bulup izleme zahmetine girenler görecekler ki on küsur yıldır yedi ceddine okuyorum Fethullah Gülen’in. “Türkçenin olimpiyatı olmaz ey akıl yoksunları” şeklinde köşe yazılarımla alay ediyorum alayı ile.
Tüm darbe ve darbecilerin Allah belasını versin!
Hatta en demokratı diye göklere çıkardıkları 27 Mayıs ihtilalının da Allah belasını versin. Bu da şu sıralar bazı yağdanlıkların yaptığı gibi moda söylem değildir benim için. Yıllardır yiğitçe savunduğum ve Ulusalcı geçinen Vatan Partililerin de tepkilerini aldığım konulardandır. Cumhuriyet kurulduktan ve Mustafa Kemal Atatürk sonsuzluğa kavuştuğu an itibarı ile askerin teşebbüs ettiği hiçbir eylem bu vatanın ve Ulusun yararına olmamıştır kardeşim bu kadar! Ordunun demokrasiye her müdahalesi on yıllarca geri götürmüştür ülkemizi. Bu yüzden bu kutsamayı kendilerine görev sayan aklı evvellerle aynı oksijeni koklamamak adına yolumu ayırmayı erdem sayanım…
Merak ediyorum!
Bu ülkede o darbecilerin anayasasına % 92 EVET diyen millet nereye gitti? Benim gibi % 8’likler ayan beyan ortalarda ama 92’si nerede bunu kim yanıtlar?
Merak ediyorum!
Eğer TSK olmasaydı biz bu darbe girişimini önleyemezdik. TSK teslim olmadı, milletle ve polisle bastırdı diyen Doğu Perinçek
Amerikancı-Fethullahçı darbe kalkışması bastırılacak. Hepsi teker teker ezilecek diyen İlker Yücel; Vatan Partisinin yakın gelecekte solun umudu olacağını düşleyerek mi bu söylemleri yaptılar? İyi de daha gül verme fotoğrafının vicdanlardaki açıklamasını yapıp binde üçleri tırmanamadılar ki!
Merak ediyorum!
Bu kalkışım-girişim-teşebbüs diye nitelenen aşağılık darbe denemesi sonunda kim karlı çıktı ve 15 Temmuz 2016 Cuma neyin miladı?
Merak ediyorum!
Neden bu darbeci bozuntuları, eylemlerini gerçekleştirmek adına Perşembe gecelerini tercih ederler?
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi