Memleket Partisi kuruldu. Genel Başkan Muharrem ince ve başkanvekili Gaye Usluer ile iyi bir çıkış yaptılar.
Şu anda sahada en iştahlı çalışan siyasi parti diyebilirim.
Ama tepedeki çalışmayı tabanda görmüyoruz.
Biraz daha gayretli olmaları gerekir.
İl başkanlığına Eskişehir’de Ahmet Çetin atandı. Kendisini tanımıyorduk, tanışma fırsatımız da olmadı.
Ama gördüğümüz siyasete Memleket Partisi’nden başlıyor.
Yönetiminde siyasetin tecrübeli isimleri vardı, mutlaka onlardan yararlanıyordur.
Gazeteci arkadaşlarımızın yazdığına göre
ilk basın toplantısında basınla takıştı. Yine bizim Soner Yüksel yazdı…
Karşısına aday çıkacaklara şöyle mesajlar attığını ileri sürdü:
-
Kazanmak için her şeyi yapabilirsiniz ama sonuçlarınıza katlanacaksınız! Aradan epey zaman geçti. Yüksel’e bir yanıt gelmediğine göre bu dili doğru kabul etmeliyiz…
Bunları yazma nedenim
Ahmet Çetin’i eleştirmem değil! Tam aksine kendisini haklı bulmam! Memlekette siyaset zaten böyle yapılmıyor mu?
Nasıl yaparsan yap rakibini alt et ve kazan!
Basına ver veriştir! Nasıl olsa arkasını arayan soran olmaz!
Eleştirenlerin tam aksini düşünüyorum. Ahmet Çetin doğru yerden başladı. Bence kongrede hakkı teslim edilmeli ve görevine devam etmeli.
Memleket nasılsa memleket partisi de öyle olur!
AŞI OLALIM TAMAM DA!
Eskişehir’de şu sıralar herkes aşı çağrısı yapıyor…
Sağlık yöneticileri, belediye başkanları, sivil toplum örgüt temsilcileri…
-Aşıları olalım!
Hakları var olalım! Ama zaten Eskişehir aşılama oranlarında ilk sıralarda yer alıyor…
Eskişehir’de farklı bir oran var.
Diğer şehirlerde aşılamayla birlikte hasta oranları düşüyor. Eskişehir’de ise aşılama
oranları yükseliyor ama hastalığa yakalananların oranı düşmüyor…
Sağlığı yönetenler bu istatistiği bize açıklaması gerekiyor.
Acaba diyorum kamu
hastanelerinde “yatak yönetiminde” bir hata mı yapılıyor. Sadece soruyorum. Bir yetkili kamuoyunu aydınlatır diye bekliyorum…
KİME ÖZENİYORUZ!
İnsanın gelişmesi ile zenginleşmesi farklı kavramlar.
Ama biz Türkiye’de ikisini karıştırıyoruz.
İlkokul ortaokul çocuklarına bakın! Pek çoğu “zengin olmak” istiyor…
Sanatta, kültürde, edebiyatta, sporda kendini geliştirmek isteyenlere pek az rastlıyoruz. Sanırım son yıllarda tüm bu alanlarda pek de başarılı olmayışımızın nedeni bu…
Sanırım geride kalan son
10-15 yılda Araplara özenmemizin nedeni de bundan kaynaklanıyor.
Ve dikkat ediyor musunuz
artık bilim insanlarına, sanatta edebiyatta önemli eserler vermiş öne çıkmış isimlere saygı duymuyoruz. Bunun yerine bol parası olan, devlet katında nüfuzlu olan kişiler saygı duyuyoruz…
Bu gidiş gelecek kuşaklar açısından gerçekten çok kötü…
Pek az kişi zengin olacak ve kendisini geliştirememiş insanımız çok olacak!
BİR CÜMLENİN GÜCÜ!
Kafka’nın şu sözü çok bilinir…
-Beni üzecek gücü sana verdiğim için kendimden özür dilerim.
Üzerinde uzun süre düşünebilecek bir söz! Kafka çok yakın arkadaşıyla tatsız bir olay yaşadıktan sonra kuruyor yukardaki cümleyi…
GÜNÜN SÖZÜ!
Düşünceli olmak bazı insanların tabiatında yok. Üstelemeyin.
İvan Gonçarov
GÜNÜN KARİKATÜRÜ