Mehmet Şimşek’in akıbeti belli oldu

14 ay önce muhaliflerin bile umutla karşıladığı Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ekonomi politikaları duvara tosladı. Sayın Şimşek’in ülkeye mali disiplin getireceği, enflasyonu dizginleyeceği ve tünelin ucundan ışığın görüleceğini zannediyorduk.
Açıkçası ben de aynı kanaatteydim. Yanıldığım için çok üzgünüm.
Sayın Mehmet Şimşek göreve geldiğinden bu yana ne tasarruf sağlandı ne enflasyon düşürüldü. AK Müteahhitlerin borçları silindi, bedeli de vatandaşa elektrik – doğalgaz zammı olarak yansıtıldı.
Yani Şimşek zamanında AK Müteahhitler servetlerine servet katarken, millet bir lokma ekmeğe muhtaç hale geldi.
Son olarak TÜİK’in açıkladığı verilere göre Temmuz ayı enflasyonu 3,23 olarak açıklandı. 
Böylece Mehmet Şimşek 22 yıllık AK Parti iktidarının en kötü ikinci Temmuz ayı enflasyonunun altına imza atmış oldu. Unutmadan hatırlatalım; 22 yılın en kötü Temmuz enflasyonunu da geçen sene yine Mehmet Şimşek yönetiminde almıştık.
Henüz 14 aydır görevde olan Şimşek’i tebrik ederiz. Bu kadar kötü bir maliye bakanı olmak kolay bir iş değil.
Ben Sayın Bakan’ın bakanlıktaki son bir – iki ayını yaşadığını düşünüyorum.
Peki sonra ne olacak?
Dün Mehmet Şimşek’e hakaretler eden, bugün “Asrın Maliye Bakanı” diyen AK Troller, yarın yine kendisine hakaretler edecek. Yeni bir Maliye Bakanı gelecek. 
Tabii bu arada eski masallarla millet yine uyutulmaya çalışılacak. Mesela Marmara’da doğalgaz bulduğumuz, Toros Dağlarından petrol fışkırdığı haberleri basına servis edilecek ve her şey eskisi gibi devam edecek.
Tek farkla ki; AK Müteahhitler daha zengin olurken, Türk Milleti daha da fakirleşecek.

Kötü günler geçti, daha kötüleri geliyor

Amerika’da açıklanan işsizlik rakamları, ülkenin bir durgunluğa gireceğinin işareti olarak yorumlandı. Bu arada İsrail’in İran’ı bombalaması ve devam eden Ukrayna – Rusya savaşının bitecek gibi görünmemesi gibi etkenler de birleşince piyasalarda kriz yaşandı.
Öncelikle, pazartesi gününe ilk uyanan ülke olan Japonya’da borsa çöktü, Kriz Avrupa ve Amerikan borsalarını da fena vurdu. Elbette İstanbul Menkul Kıymetler Borsası da bu kasırgadan nasibini aldı.
Bu büyük krizin de sonu gelecek. Dünyada her 6 – 7 yılda bir para piyasalarında böyle krizler olur. Bu belayı ilk atlatanlar da üreten ve demokratik ülkeler olur. Hatta gelişmiş ülkeler bu tip krizlerden sonra daha da güçlenirler.
Gelişmemiş, borcunun faizini ödeyemeyen, sosyal medya hesaplarını yasaklayıp saraylarda sefahat çeken yöneticilerin bulunduğu ülkeler ise iyice sürünür.
Türkiye’nin hangi tip ülkeler arasında olduğunu size bırakıyorum.
Ancak öyle görülüyor ki 2025 yılında, bu seneyi özlemle anacağız. Çünkü işler o kadar kötü gidiyor.