Prof. Dr. Alper Çabuk yazdı
Geçen hafta yazımda tüm medeniyetimize rağmen, her geçen gün yaşam imkanlarımızı sınırlayan küresel ölçekte baş edemediğimiz pek çok sorun gibi, baş edemediğimiz açlık sorunundan bahsetmiştim.
Bugün itibarıyla dünya nüfusunun neredeyse yarısı internet kullanıcısı olmasına, her gün yüz milyonlarca megawatt saat elektrik tüketiyor olmamıza ve tüm medeniyetimize ve gelişmişliğimize rağmen dünya nüfusunun neredeyse beşte biri elektrikle hiç tanışmamış durumda… Her geçen günde milyarca dolar kamusal sağlık harcaması yapılmasına, örneğin her gün sadece ABD’de kilo kaybetmek için yüz milyonlarca dolar harcanmasına rağmen, Dünya nüfusunun en az onda biri açlık ve açlıkla ilintili hastalıklarla mücadele ediyor, yine yaklaşık onda birinin içecek temiz suya erişim imkanı yok ve her geçen günde binlerce insan suya bağlı hastalıklar yüzünden hayatını kaybediyor... Dünyada her gün ortalama 3-4 milyar dolar kamusal eğitim harcamaları yapılırken, dünya genelinde her gün ortalama bunun yarısı kadar askeri harcamalar yapılıyor.
Kalkınma yaklaşımımız, kalkınmaktan çok gezegenimizi tüketmeye hizmet ediyor. İnsanların yaşam kalitesini yükseltmek için gerekli olan kalkınma ve teknolojik gelişimler, yol açtıkları küresel çevre sorunları ve insanları maruz bıraktıkları afet riskleri nedeniyle insanların yaşam kalitesini düşürüyor. Benim kişisel fikrim kalkınmanın neye hizmet etmesi gerektiğini çoktan unutmuşuz. Bugün itibarıyla bilimimizin ulaştığı nokta, doğru nokta değil ve bilim insanlığa hizmet etmek kadar, insanları yok etmek için de kullanılıyor…
İşte bu kadar çelişkilerin yaşandığı bir devirde, her şeye rağmen yine de sığınabileceğimiz tek şey bilimimiz ve teknolojimiz… Bilimimiz ve teknolojimiz bir fark yaratabilir, tabii doğru kullanılırsa…
Yine sayılardan bahsetmek gerekirse, Prof.Dr.Şükrü Ersoy’un 2015 Yılının Doğa Kaynaklı Afetleri “Dünya ve Türkiye” kitabında belirtildiği üzere “EM-DAT 2015 yılında yayınladığı makalede verilen bilgilere göre, 1994 ile 2013 yılları arasında yani 20 yıllık bir dönemde küresel ölçekte meydana gelen 6,873 doğa afetinde 1.35 milyon insanın hayatını kaybettiği görülmektedir. Bu değer yılda hemen hemen 68,000 insanın öldüğünü göstermektedir”.
Doğa kaynaklı afetlere bağlı afet risklerini ve zararlarını azaltmak, ortaya çıkan can ve mal kayıplarını azaltmak bilinciyle halen çalışmakta olduğum Anadolu Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü olarak Üniversitemizin katkılarıyla bu yıl düzenleyeceğimiz 4.Uluslararası Deprem Mühendisliği ve Sismoloji Konferansına ülkemizden 72, yurtdışından 22 olmak üzere 94 üniversiteden, özel 30 kurum ve kuruluştan toplamda 432 katılımcı kayıt yaptırmış, gönderilen bildiri sayısı 362’ye ulaşmış. Bu ilginin oluşmasını sağlayan ve ilgi duyan herkese, süreci başından beri başarıyla yöneten başta Rektör Yardımcımız Prof.Dr.Yücel Güney olmak üzere, Üniversite Yönetimimize ve tüm Organizasyon ve Bilim Komitesi üyelerine, bilhassa tek başına kimi zaman bir reklam ajansı, kimi zaman bir organizasyon şirketi gibi olağanüstü bir performans gösteren Enstitümüzden Yrd.Doç.Dr.Muammer Tün hocamıza sonsuz teşekkürler..
Biraz önce ifade ettiğim gibi bilim ve teknoloji Dünyamızı yaşanabilir kılmak için bir fark yaratabilir, doğru kullanılırsa… İşte biz bu bilinçle çalışmaya devam ediyoruz…