Önder Baloğlu yazdı
Rahmetli "Sabahattin Günday"ın zamanında öyle bir belediye meclisi vardı ki...
Hop oturup, hop kalkılırdı... "Feyyaz Arsezen" in "Üç silahşörler" adını taktığı bu üç üye yetiyordu :
"Fehmi Büyük, Hikmet Erol ve Ethem Arda..."
Hepsi Adalet Partisi’nden...
"Günday da öyle..."
Ama sanki muhalefet partisinden gibiydi "Üç silahşörler..."
Günday, halk meclise gelmesin diye "Belediye Tiyatrosu"nu açtı ama...
"Tercih yine meclis tiyatrosuydu..."
……
Meclis Tiyatrosu sürüp gidiyor...
Son oyunun adı da...
"100 Otobüs”
Belediye Başkanı yetki istiyor, muhalif meclis üyeleri vermiyor...
Halkın tepkisi üzerine "Evet" diyorlar...
6 ay önce "Evet" deselerdi, bugün belki otobüsler Eskişehir’deydi ve ulaşım büyük ölçüde rahatlayacaktı...
Hem de oy birliği ile...
"Bir Reis de Eskişehir’de mi vardır ne!.."
…..
AKP'li üyeler denilince iki kişiden başkası bilinmiyor...
"Ahmet Yapıcı ve Mustafa Birsen..."
Ya diğerleri?
1945 yılının sıcak günlerinden biri...
TBMM'de önemli bir konu gündemde... Konuşmalar, öneriler sürüp giderken arka sıralardan bir parmak kalkıyor... Başkan, hemen ona dönüp söz veriyor... Çünkü meclisteki o milletvekili, yeminden sonraki üç yıl içinde hiç söz almamış ve konuşmamış biri...
Kalkıyor vekil ve "Sayın Başkanım" diye başlıyor:
"İçerisi çok sıcak, şu camları açtırsanız…”
Belki “Mahmut” biraz “Süzmeye” çalışıyor ama
Meclis’teki CHP’li üyelerin de pek sesi çımıyor…
Örneğin, severiz “İbrahim Arslan”ı
Ne dersin Abo?
“Camları açtıralım mı!..”
***
Okumayı öğretmeyen eğitim sistemi
Sık sık karşılaştığımız sorudur:
"Yazıyorsunuz da ne oluyor? "
Bu sorunun altında çok gey yatar:
"Kim okuyor, kim dinliyor, akıntıya kürek çekiyorsunuz! .."
Gerçekten düşünüyor insan...
Neler yazılıyor, neler çiziliyor.
Acaba diyoruz..
"Toplumun duyarsızlığına mı sığınılıyor?"
"Sonhaber"de yazan öğretmen "Adem Eryürük" de hep bu konuda yakınır...
Fazla okunmadığını sanır...
Bize de sitem etmişti:
-Biz yazı insanlarının uçsuz bucaksız ufkunda azgın kısraklar gibi kişneyen "Leyla"yı boş ver sen.
-Her yazıya, kapkara gözyaşımız gibi akıttığımız binlerce sözcükle "Leyla"yı defalarca anlatsak bizi anlayan olur mu sanıyorsun?
…..
Adem de haklı olabilir...
Ama önemli olan, "Niçin okumuyoruz? Okuyan bir toplum haline nasıl gelebiliriz?" sorusunun yanıtlarını bulmak...
Son araştırmaya göre nüfusun yüzde 88'i okuryazar...
Ne demişti bir profesör? "Bize okumayan insan lazım"
Neden?
"Okusunlar da başımıza dert mi kesilsinler?"
Sorun, okumayı öğretmeyen eğitim sistemimizden kaynaklanıyor...
Bir araştırmaya göre, gençlerin yüzde 70’i hiç okumuyor...
Onun için "Leyla"dan söz ediyoruz Adem...
"Belki ilgilerini çeker diye!.."
Günün Şiiri
Cılız ırmaklar
Sizi bu şehirde vuracaklar
Göğsünüzde beş derin bıçak yarası
Sorgusuz sualsiz yiteceksiniz
Sanırın anladınız, bir şurası bir burası
Cılız ırmaklar gibi sevimsiz
Maceramız doğrusu pek hazin
Herkes bu kadar başkası iken
Sevişecek vaktiniz var mı sizin
Ben pek iyi bilirim sokakları
Duyuramazsınız sesinizi
Kalbiniz boşuna çırpınır
Bir çiçek gibi kurumadan parklarda
Sanırım anladınız
Bir direği bağlayın kendinizi...
Turgut Uyar (Varlık-1956)
Kıssa-dan
Sanıyorum, Türkiye'nin rejim sorunu, liderin, akıllı dostlara dahi tahammül edememesi ile iyice belirginleşmiştir.
Emre Kongar
Gerilim
Ne AB ile ilişkilerimizde, daha iyi bir konumdayız, ne de ABD nezdinde daha dikkate alınır durumdayız.
"Bağcı dövmeye çalışmaktan üzüm yemeye fırsat bulamıyoruz..."
Ali Sirmen
Günün Balı
Erdoğan'ın Avrupa'ya rest çektiği gün, "Can Dündar" üzerinden Türk medyasına kurşun sıkıldı. Nasıl da her şey birbirini tamamlayarak ilerliyor...
Erol Manisalı
Uçan Kuş'tan
Kimse beni "Kolsuz Yaşar"ın yerine geçtiğimi düşünerek test etmesin...
"Alt tarafı kuşum işte"
Günün İncisi
"Ayrışma " zili çalmış...
Haydi çocuklar teneffüse
Özdeyiş
Tanrı bizi akılsız başlarla, adaletsiz yüreklerden korksun...
Y. Güngör Özden
Ekonomi kadının işi
Babam aniden rahatsızlandı ve ben mecburen 200 milyon dolarlık işimizin başına geçmek zorunda kaldım.
Yeni işimle birlikte bayatımı da düzene sokmak için bir toplantıda rastladığım güzel kıza kur yapmaya başladım:
"Şu an normal biri gibi görünebilirim ama, birkaç yıl sonra babam ölünce bana 200 milyon dolar kalacak..."
Sözlerimden çok etkilenen kız kartımı istedi tam üç gün sonra babamla evlenerek üvey annem oldu...
"Kadınlar, gerçekten ekonomi konusunda bizlerden çok daha akıllı..."
Otel-Motel
Temel ve sevgilisi geziye çıkmışlar. Uzun bir yolculuktan sonra yolda "Motel" tabelasını gören Fadime sormuş:
"Otel tamam da, motel neyin nesi oluyor?" Temel, biraz düşündükten sonra yanıtlamış: "Kaşık-maşık gibi hani!"
Emile Durkheim’dem
19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başları arasında yaptığı çalışmalarla toplum bilimine büyük katkılar sağlayan
"Emile Durkheim..."
Bir saptaması şöyleydi:
"Sağlam toplumlar politik sorunlarla hiç meşgul olmaz."
Ve şöyle devam etmişti;
-Olmazlar, çünkü bu sorunları halletmişler- dir. Bunun aksine, şayet hükümetin şekliyle, onun yetkileriyle tartışmalar akılları meşgul edip onları bölmek üzere kurcalıyorsa, hiç yorulmadan o toplumun hasta olduğu tanısını koyabiliriz...
Amaç sindirmek
Buna da mı alıştık, nedir?
Toplumu sindirmek için devlet terörü bile yetmez oldu, sokak terörü başladı.
Hürriyet gazete binasının, gazete yazarı "Ahmet Hakan”ın, peşinden CHP Düzce İl
Başkanı’nın, son olarak da "Can’ın uğradığı silah saldırı sokak terörünün hızlandığını gösteriyor.
Birileri, yönetenlerin yarattığı durumdan görev çıkarıyor, yukarıdan hedef gösterilen kişilere saldırıyor. Suç işliyor ancak bu suçtan dolayı küçük bir ceza görse de sonradan ödüllendirileceğini biliyor.
Bu saldırganlardan biri Spor Bakan Yardımcısı yapıldı...
Ancak bu kaos ters de tepebilir. Akıllardan eksik olmasın diyoruz…
Günün Olayı
Londra Belediye Başkanlığını Müslüman aday kazandı. Laiklik böyle bir şey işte...
Şeriatla yönetilen ülkede başka dinden değil, başka mezhepten adaylara bile izin yok!"
Günün Biberi
Meclis çoğunluğu AKP'nin elinde, istediği zaman istediği kişinin dokunulmazlığını iki saat içinde kaldırır. Bu dokunulmazlık tiyatrosuna inanmayın, milleti kandırmak istiyorlar...
Kemal Kılıçdaroğlu