Mayıs ola hayır ola

Demokrat Parti Eskişehir İl Başkanı Hüseyin Özcan, açıklanan sosyal konut projesiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Özcan iktidarın ne maddi ne de siyasi gücü bu projenin hayata geçirilmesi için yeterli olmadığını belirterek, “Hayal satıyorlar” dedi.
Bana kalırsa Hüseyin Özcan durumu gayet güzel özetlemiş. Şimdi ortada daha önceki TOKİ projelerinden farklı olmayan bir proje var. Bu arada daha önceki TOKİ projelerini beğenmediğimi düşünmeyin. TOKİ, AK Parti iktidarı döneminde pek çok sosyal konut yapmayı başardı. Haklarını teslim etmek lazım. Memleket için tek bir çivi çakandan Allah razı olsun.
Ancak yeni projeyi “Yüzyılın en büyük projesi” veya “İspanyollar bizi kıskanıyor, Hong Konglular kafasını duvarlara vuruyor” diye pazarlamanın da lüzumu yok.
Bu arada Hong Kong deyince aklıma Bruce Lee geldi.  Ünlü dövüşçü bir filminde, “Dövüşmeden kazanma sanatı” diye bir şeyden bahsetmişti. Bizim hükûmetimiz de anlaşılan icraat yapmadan övünme sanatında çok iyi.
Şimdi ortada zaten olmayan konutları satışa çıkartıyorsunuz. Bunun için önce milletten bir temiz 5’er yüz lira parayı “Cebellezi” ediyorsunuz. Tabii kura çekiminde kazanamayanlara parasını iade ediyorsunuz ancak, paraları 3 – 4 ay kullandıktan sonra elbette…
Daha sonra geliyor kara kış… E kışın inşaat yapılmayacağı için yine yan gelip yatıyorsunuz. Tabii bu arada 3 katı fiyat biçtiğiniz evlerin yüzde 10’unu da kasaya indiriyorsunuz.  Sonra – bak şu tesadüfe – tam da seçimlerden önce Mayıs ayında dağın başında bir yerde temel atıyorsunuz. Bu arada temel atma töreninde bir de, “Bunlar Gezici. Bunlaaaarrrr! Camileri meşalelerle ateşe verdileeerrrr!” dedik mi tamam olur.
Tabii evler ne zaman yapılacak? Ne zaman teslim edilecek? Evler ilk taksiti yatırdıktan 3 sene sonra mı teslim edilecek, 8 sene sonra mı teslim edilecek, 18 sene sonra mı teslim edilecek? Geç teslim edilirse kim hesap verecek? Bu arada vatandaş zaten olmayan evin taksitini nasıl yatıracak? Yatıramazsa ne olacak? Mesela 10 sene parasını yatırıp da oturamadığı eve el mi konulacak?
Bu tip soruları ortaya atıp da münafıklık yapmanın lüzumu yok. Hem zaten şunun şurasında yakın zamana kadar mağaralarda yaşamıyor muyduk? Nankörlük yapmamak lazım.