Maske

Çok söylendi, söyleniyor ama ne yazık ki bir türlü anlaşılamıyor. Ancak maske, mesafe ve hijyen kurallarına dikkat edersek, başarılı olabiliriz. “Aman bir bana mı kaldı, ben taksam ne olur, takmasam ne olur” diye düşündüğünüz maskeler, sizin hayatınızı kurtarır; hatta siz virüs taşıyıcısıysanız, dolaylı olarak yüzlerce kişiye virüsü bulaştırmanıza, belki onlarca kişinin hayatını kaybetmesine engel olur. Yani sizin maskenizi takmamanız ya da yanlış takmanız onlarca hayata mal olabilir. Ama görünen o ki; ne yapılırsa yapılsın, bu kadar net olan bu konu anlaşılamıyor. İnsanlarımız bu virüsün kendiliğinden geçmeyeceğini, virüsle mücadelede aslolanın tedavi edici hekimlikten ziyade önleyici ve koruyucu tedbirlerin alınması ve bu tedbirleri büyük ölçüde bireylerin kendileriyle ilgili olduğunu kavramalılar.  Maskeye, mesafeye, temizliğe dikkat edeceksin; kendini düşünmüyorsan da başkalarının hayatına mal olmamak için dikkat edeceksin. Kendine virüs bulaştığını ama hafif semptomlarla hastalığı taşıdığını bilenlerden bir kısmı bile kurallara uymuyor. Bu nedenle kendi yakınlarına hastalığı bulaştıran ve yakınlarından bir kısmının ölümüne neden olan pek çok kişi var. Bence maske, mesafe ve temizlik kurallarıyla ilgili farklı kanallardan, farklı şekillerde ve çok yoğun bilinçlendirme çalışmaları yapılmalı. Bu kapsamda bu çabanın yaygınlaşması için öğretmenler, imamlar, muhtarlar gibi sözü dinlenen kişilerden aktif olarak yararlanmak gerekiyor. Kurallara uyulmamasıyla ilgili yaptırımlar mutlak suretle uygulanmalı ve ağırlaştırılmalı. Bunun yanı sıra ülke genelinde mutlaka toplanma sayılarına önemli düzeyde kısıtlama ve denetleme getirilmeli; toplu taşıtlardaki yoğunluğu azaltmak için kademeli mesai sistemi uygulanmalı. Görünen köy kılavuz istemez. Kurallara uymazsak tablo çok ağırlaşacak. Önümüzde Çin örneği var. Çin’de 1.5 milyarlık nüfusa rağmen günlük vaka sayıları iki haneli rakamlarda. Başarılı olmalarının arka planında büyük ölçüde bireylerin kurallara mutlak suretle uyması var.
 
Alman hükümetine Covid-19 salgınıyla ilgili danışmanlık yapan ve Almanların korona döneminde en çok itibar ettiği Berlin Charite Hastanesi Viroloji Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Christian Drosten göre, salgınla ilgili olarak doğru tahminler yapmak çok zor olsa da görünen o ki koronavirüs salgınında aşı bulunsa da, uzun bir süre daha maske takmak zorunda kalacağız ve gelecek yıl da maske taktığımız bir yıl olacak. Dünyada ilk SARS-CoV-2 test kitini geliştiren ünlü virolog Drosten'e göre önümüzdeki kış kolay bir kış olmayacak. Deutsche Welle’de yer alan habere göre Drosten gelecek yıl aşıya sahip olacağımızı ve halkın belirli kesimlerinin aşılanmasının önümüzdeki yılın sonuna kadar süreceğini düşünüyor.  Ancak Drosten’e göre aşılama başlasa bile, halkın çoğu hala maske takmak zorunda kalacak. Aralarında Avrupa ülkelerinin de olduğu virüs üzerinde çok az kontrol sağlayabilmiş bölgeler, korona vakalarıyla sonbahara giriyor. Sağlık yapılanmaları ve sağlık hizmetlerine olan güvenin düşük olduğu yerler var ve Avrupa‘da da olmak üzere, birçok ülkede yakında daha sıkı önlemler alınması gerekecek.
 
Dünyada önemli bir isme sahip Alman bilim insanının da ifade ettiği gibi, biz tedbirlere uymazsak hayatımızı çok olumsuz etkileyecek kısıtlamalar yeniden başlamak zorunda kalacak. Hep söylediğim gibi mucize bekleme, mucizeyi yarat. Maskeye, mesafeye ve hijyene dikkat et ve mucizenin bir parçası ol.
 
Yaşadığımız salgın, insanlık tarihi boyunca yaşanmış olan tüm afetler içinde, medeniyetimiz üzerinde en fazla hasarı bırakan afet haline dönüşebilir. Afet denince hep söylendiği gibi artık öncelikli konu dirençlilik. Bu bağlamda 2.Uluslararası Dirençlilik Kongresi, Eskişehir Teknik Üniversitesi ev sahipliliğinde Ekim ayında internet üzerinden çevrim içi olarak gerçekleştirilecek. Kongreyle ilgili detaylı bilgiye www.idrcongress.com adresinden erişebilirsiniz.