Masaya çık tepin istersen

Eskişehir bir araştırma sitesinin güvenli şehirler sıralamasında zirvede yer aldı.  Sadece Türkiye değil Dünya şehirleri arasında ön saflarda olunca bundan gurur duyduk, mutlu olduk.
Ancak birilerinin bu durumdan hoşnutsuz, ciddi şekilde rahatsız ve bu gelişmeyi sulandırmak için elinden geleni yaptığını da net bir şekilde görüyoruz. Hatta anlayabiliriz.
Çünkü açık açık söylemeseler dahi bundan rahatsız olanlar Eskişehir ile Büyükerşen adının yan yana geldiğini ve herhangi güzel bir şeyden Büyükerşen’e paye biçileceğini çok iyi biliyorlar.
Dikkat etmediyseniz bundan rahatsız olan söylemlere imza atanlara bir bakın birkaç ortak nokta göreceksiniz.
Mesela siyasi düşünceleri, hoca karşıtlıkları ve Eskişehir’e dışarıdan gelmiş ama Eskişehirli olamamış oldukları tesadüf olamaz diye düşünüyorum.
Israrla yok bir avuç insan oy kullanmış, yok resmi veri yok gibi argümanlarla bu sıralamayı eleştiriyorlar.
Masaya çıkın tepinin isterseniz. Bazı şeyleri değiştiremezsiniz.
Yahu Eskişehir’in güvenli olduğunu iddia etmek için yüzbinlerce kişiye ve veriye ihtiyaç var mı? İçinde yaşadığınız şehrin güvenli olup olmadığını yıllardır anlamadınız mı?
İsterseniz İstanbul, İzmir ya da Ankara’da bir devlet hastanesi acilinde ya da bir semt karakolunda bir gece gözlem yapın. Eminim ne kast ettiğimi çok iyi anlayacaksınız.
Mesela kaç kişinin oy kullandığı değil bu payeye yakışıp yakışmadığındır. O sitede Adana, İstanbul çıksaydı kimse ikna olmazdı. Ama Eskişehir çıkınca kimse sorgulamıyor. Zira bu payeye yakışıyoruz.

Halk Market ve lokantacılar

Yerel yönetimler pandemi boyunca her türlü engel ve baskıya rağmen dayanışmanın Eskişehir adına güzel örneklerini sergiledi.
Büyükşehir Belediyesi Şehir Paylaşmaktır kolileri dağıtıyor. Tepebaşı alışveriş çeki hediye ediyor, Odunpazarı Belediyesi ’de Halk Market ile dayanışmaya devam ediyor.
Ancak bu dayanışmanın içinde bu kez ne acı ki Esnaf var. Acı çünkü 1 sene önce çevresine yardım eden, destek olan esnaf bugün pandemi kısıtları nedeniyle yardıma muhtaç, tek başına ayakta kalamayacak kadar zayıf ve darbe üstüne darbe yemiş bir halde.
Lokantacılar, eğlence mekanları, kıraathaneler. Bu sektörün işletmecileri, garsonları, komileri ve müzisyenler diye sıralanıp giden uzun bir liste var.
Maalesef bu insanlar hem ekonomik hem de psikolojik olarak çok zor durumda.
Geçtiğimiz gün bu listenin ciddi bir kısmına Odunpazarı Belediyesi’nden önemli bir destek geldi.  Bu zorlu süreçte yüzlerce lokantacı, müzisyen, kıraathane işletmecisi Belediye’nin en önemli dayanışma merkezi olan Halk Market’ten destek alacak.
Kendi adlarına düzenlenmiş Halk Kart ile ihtiyaç duydukları gıda ürünlerini her ay belli bir limit oranında Halk Market’ten alabilecekler.
Bu ekonomik olarak derdi bitirmeyecek ama moral olarak bu insanlara büyük katkı verecektir. En azından ufakta olsa bir dayanak olması onlara daha iyi hissettirecektir.
Zira belediye meclis salonunda sektör temsilcilerinin yaptıkları konuşmalar çok duygulandırıcıydı. Sadece Kazım Kurt’a teşekkür etmediler. Şu süreç bitsin biz normale dönelim Halk Market’in bu kez en büyük destekçisi olacağız dediler.
Umarım en kısa sürede normale döner ve bu vahametten kurtuluruz. Yoksa işleri insanları doyurmak olanların bile açlıkla imtihan edecek hale gelmesi sürdürülebilir bir şey değil.