Dem Dem takılmadı Sümer’in başında Ali Onur Özer çıktı İşitme Engelliler yaşa takılıyor Birbirlerini tebrik ettiler Heyecanlı maça ilgi vardı Anadolu Üniversitesi kampüsünde sonbahar temizliği… Eskişehir parkındaki dubalar tepki çekti Eskişehir’de "Köpekli Park" hayvan dostu heykeller… Eskişehir İsmet İnönü Caddesi’nde futbol efsaneler… Eskişehir’in simgesi köprü, yılbaşı için hazırlanı… Eskişehir'in arka sokaklarında park sorunu büyüyor… Tepebaşı Belediyesi'nden çevre dostu atık getirme … Bitkilere Şekerli Su Vermek: Faydaları ve Zararlar… Eskişehir’de ilçe yollarına dev yatırım: 124 milyo… Akaryakıt istasyonu yanında yangın paniği! Eskişehir'in gözde ilçesinde yatırımcılara yeni fı…

Üye Girişi

Üye Ol

Eskişehir

Alpu

Spor

Gündem

Eskişehir Hava Durumu

Resmi İlanlar

Eskişehir Nöbetçi Eczaneler

Afyon

Bilecik

Eskişehir Gezi Rehberi

Eskişehir Parkları Eskişehir Müzeleri Eskişehir Yemekleri Eskişehir Camileri, Külliyeleri ve Anıtları Eskişehir Alışveriş Merkezleri Eskişehir Restoranları (Yeme İçme) Eskişehir Gece Hayatı

Magazin

DİĞER

Kütahya Ekonomi Eskişehir etkinlik Kültür Sanat Dünya Sağlık Teknoloji Eğitim Röportaj Biyografi Eskişehir Siyasetçileri Yaşam Ramazan

Eskişehir Videoları Foto Galeri Yazarlar Eskişehir İş İlanları Seri İlanlar İletişim

24.11.2024 - Pazar

Sadi Seda

Tüm Yazıları Diğer Yazarlar

Maraş'a kadar koşa koşa kaçarlar

Sadi Seda yazdı

15 Eylül 2015 00:02

Pazar günü CHP Eskişehir Milletvekili Cemal Okan Yüksel’in basın toplantısına katıldım. Cumartesi günü bizzat kendisi telefon ederek basın toplantısına davet etmişti. Davete icabet ettim.
Basın toplantısı öncesinde elimize kalın bir kitapçık tutuşturuldu. “ Türkiye’nin 100’ü “ ismini vermiş olduğu kitabı görünce gözüm korktu!
“Eyvah bu kitabın tamamı okuyacaksa akşama kadar buradayız” dedim içimden. Kitabı karıştırdığımda rahatladım.
Kitapta TBMM Başkanlığına vermiş olduğu kanun teklifi ve soru önergeleri, gerek Eskişehir gerekse yaygın basında kendisiyle ilgili çıkan haberler ve yine kendisi hakkında Eskişehir basınında çıkan köşe yazıları vardı.
7 Haziran 2015 tarihinde yapılan milletvekili genel seçimlerinde CHP’nin üçüncü sıra milletvekili adayı olarak seçime girmişti.
Seçim öncesi yapılan “seçim toto” ların bazılarında seçiliyor bazılarında ise sandıkta kalıyordu.
“Seçilir” diyen totocuların tahminleri tuttu. CHP 46 yıl aradan sonra Eskişehir’de üç milletvekili çıkarmayı başardı. O kısmette Cemal Okan Yüksel’e vurdu.
7 Haziran seçimlerinde sandıktan “tek başına hükümet” çıkmadı. Millet yani seçmen,“koalisyon istiyoruz ” dedi.
Ancak seçim barajını aşan AK Parti, CHP, MHP ve HDP Genel Başkanları kendi aralarında uzlaşarak koalisyonu kuramadılar. Veya bir sihirli güç kurdurmadı.

“MASAYA İYİ NİYETLİ OLARAK OTURDUK”
TBMM’nin çalışmamasına rağmen verdiği soru önergeleri ile dikkat çekti ve kendisinin gösterdiği bu performansı iki, hatta üç dönemdir milletvekili yapanların çoğu göstermemişti.
Basın toplantısında yaklaşık 15 dakika kitabında yer alan dokümanlar hakkında bilgi verdi. Seçim sonuçlarını değerlendirdi. Seçimden sonra hükümet kurma çalışmaları sırasında yaşananları anlattı. Koalisyonun kurulamamasının sorumlusu olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı gösterdi.

Okan Cemal Yüksel’in konuşmasından birkaç satır:
“CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu koalisyon hükümetinin kurulması için elinden gelen gayreti gösterdi. Ancak Sayın Başbakan sonunda ağzındaki baklayı çıkardı ve koalisyon hükümeti değil AK Parti’nin kurmak istediği seçim hükümetine CHP’den destek istedi. Haklı olarakta Genel Başkanımız bu teklife sıcak bakmadı. Masaya biz iyi niyetle oturduk. Ancak karşımızdakinin niyeti koalisyon kurmak değildi. CHP olarak biz seçmenin verdiği mesajı okuduk. Ancak AK Parti 13 yıldır tek başına oluşturduğu hükümetten halkın iradesi ile düşünce neye uğradığını şaşırdı. 8 Haziran’dan beri de erken seçim deyip durdular. 1 Kasım’da seçmen bu kez öyle bir tokat vuracak ki AKP’ye, neye uğradıklarını şaşıracaklar.”

“ASKERLİĞİMİ BEDELLİ OLARAK YAPTIM”
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Milletvekili Yüksel, kendisine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’na hakaret ettiği gerekçesiyle tepki gösteren AK Parti Eskişehir Milletvekili Salih Koca’ya şu sözlerle gönderme de bulundu:
“Ben de bedelli askerlik yaptım. Bunların çıkardığı kanuna göre yaptım. Bunlar da yaptı. Bu ayıp bir şey mi? Hayatım boyunca geriye dönüp baktığımda utanacağım şeyler olmadı. Çok insan var ki bir çıksa ortaya buradan Maraş’a kadar koşa koşa kaçarlar. Beni bunlarla korkutamazlar, yıldıramazlar.”

“CHP YÜZDE 30 ALIR”
Basın toplantısında kendisine 1 Kasım’da yapılacak olan seçimlerde, 7 Haziran’da sandıktan çıkan sonucun değişip değişmeyeceğini sorduk:
“8 Haziran’dan beri ülkede yaşananları seçmen takip ediyor. Genel Merkez bana görev verdi. Bazı illeri gezdim. Halk 1 Kasım’ı bekliyor. Gereğini sandıkta yapacak. CHP yüzde 30’u bulacak. HDP’ye giden emanet oylar geri gelecek” dedi.

“LİSTE DEĞİŞMEZ”
“Eskişehir’de milletvekili adayları değişir mi?” sorumuza, ”Zannetmiyorum. Başarısız ve milletvekili çıkaramayan illerin listesi değişir. Eskişehir’de 7 Haziran’da 4’ncü sıra adayı olan arkadaşımız tekrar müracaat etmedi. Bu nedenle 3’ten sonrası listede değişiklik olacaktır. İlk üçün değişeceğini sanmıyorum” diye cevap verdi.
1 Kasım erken seçimleri öncesinde kılıçlar çekildi. Bakalım kimin kılıcı daha keskin? Onu 1,5 aylık süreç içerisinde göreceğiz.

İşte sevgi bu!
Geçtiğimiz Pazar günü apartmanımızda olağanüstü bir durum yaşandı! Cumartesi günü “kız verdik “, Pazar günü ise “kız aldık”. Böylelikle apartmanımızda ikamet edenlerin sayısı değişmedi.
Ali Uslu kardeşim, yaklaşık iki ay önce apartmanımızdaki karşı daireyi satın aldı. Evde tadilat yapmaya başladığında tanıştık kendisiyle.
“Ağabey kısmet olursa 13 Eylül’de düğünümüz olacak. Eşimi bu eve getireceğim” demişti.
Pazar günü güzel bir sokak düğünü yaptı. Örf ve adetlerini bu düğünde yaşattı. Gelin kızımızla da düğünden önce tanışma fırsatımız da oldu.
“Karşı daireye gelin gelecekmiş” dediğimde eşim çok heyecanlandı. 32 yıl önce bizde o heyecanı yaşamıştık.
Gelin kızımız ve damadı öz evlatları gibi sevdi ve yuvalarını kurarken karınca kaderince emeği geçti.
Ali, nişanlısı Başak’ı çok seviyordu. Nişanlısından bahsederken yüzündeki ifadeyi görmenizi isterdim.
Sevgi tek taraflı olursa zaten söz, nişan olmazdı. Başak’ta nişanlısı Ali’yi, Ali’nin kendisini sevdiğinden daha çok sevdiğini söylüyordu.
Pazar günü hayatlarını birleştirdiler. Allah bir ömür boyu mutluluk versin.
Bu yazıyı yazmanın elbette ki bir nedeni var.
Pazar gecesi saat 23.00 civarı idi. Dairemizin kapı zili çaldı. Kapıyı ben açtım. Karşımda Ali.
“Hani Başak nerede? Evine mi gönderdin?” yoksa diye takıldım.
“Yok ağabey. Karşı apartmanda akrabası var. Onlar davet etti. Oradaydık. Ben kapıyı açmak için geldim. Onlarda geliyorlar” dedi ve arkasından şunu ekledi:
“Sadi ağabey sana bir şey göstereceğim “.
Daire kapısını açtı. Dairenin girişinde antreye güllerle, “Hayatım Yuvana Hoş Geldin” yazmış.
Tıpkı “Leyla ile Mecnun”un aşkları gibi.
Hemen evden fotoğraf makinesi alıp fotoğrafını çektim.
Bunu köşeme almakla siz değerli okurlarıma, aşkı-sevdayı tarif etmek istedim. Ben şahsen sevdayı ve aşkı sadece Leyla ve Mecnun, Ferhat ile Şirin yaşamış zannediyordum! Fakat öyle değilmiş.