Görüşler
Mansız ve mazbata
Odunpazarı'nın çiçeği "burnunda Belediye Başkanı "Kazım Kurt"un mazbatasını alırken söyledikleri gözleri yaşartmıştı :
"Yaşasaydı, bu mazbatayı Mustafa Mansız alıyordu şimdi..."
Alkışlıyoruz Kazım'ı...
…………….
Gözlerimizin önünden bir film şeridi gibi geçiyor cenaze töreni...
Reşadiye bile özlemişti böyle bir kalabalığı...
"Kimleri toplamış Mansız?"
Milletvekilinden, başkanlarına, çalışan işçisi "Aliş"ine kadar oradaydı...
Yazanı-çizeni ile bir sevgi seli...
Ve de sormuştuk kendine...
Bu kadar fidanı…
"Ne zaman ektin be Mansız?"
…………….
1974'de tanımıştık Mustafa'yı...
Biz bodrumdaki "Eskişehir" gazetesinde, o da en üst kattaki CHP'deydi...
"Gençlik Kolları Başkanıydı..."
Onurlu ve dürüst kişiliğiyle sevdirmişti kendini...
"Mansız olmak kolay mı?"
Şöyle bir etrafına bak Eskişehirli...
Gördüğün yeşil güzelliklerin altında hep "Mansız" imzası yatar...
Eskişehir için çok şey verdi...
“Eskişehir de ona!"
Ne fidanlar, ne çiçekler dikilip-ekilmiş yaşamını yitirdikten sonra!..
"Dileriz, boynu bükük büyümezler!"
…….
"Bülent Özyazıcı" güzel yakıştırmış Mustafa'ya:
"Çiçeklerin efendisi..."
Bir yıl nasıl geçmiş aradan...
“Dikilen her fidanda anılacak Mansız...”
Ve de…
“Alınan her mazbata ile…”
Bu gece yüreğimiz Antalya'da
Önce şunu sormak istiyoruz:
"O çirkin pankart, meşaleler nasıl sokuldu Atatürk stadına?"
Maçlarda, Atatürk Stadı’nı adeta karantinaya alan emniyet bunları nasıl görmedi?
Taraftar, isyanda çok haklıydı...
Daha büyük olaylar yaşanabilirdi ki, sabır buna olanak tanımadı...
Aynı olayların Trabzon'da olduğunu düşünün!
“Kimbilir neler yaşanırdı!”
…….
Gelelim bu güne...
Eskişehir tarihi bir gece yaşayacak...
Antalya'da saat 20.30'da başlayacak maçta yüreğimiz Akdeniz'de olacak...
Elersek finaldeyiz...
Ayağımıza kadar getirdiğimiz yarı finalin ilk maçında 1-0 yenilmemiz o kadar büyütülecek bir skor değil...
Bu maç golsüz bitseydi, Antalya'da yine gol atmak zorunda değil miydik? .
Atacağımız bir gol maçı uzatır...
Trabzon maçının ikinci yarısındaki oyunu tekrarlarsak, Eskişehir'e finalist olarak döneceğimize inanıyoruz...
Birlik zamanı...
Güveniyoruz…
Hangisi daha güzel?
Lüks bir restoranda karı koca yemek yiyor... O sırada masaya yaklaşan heykel gibi güzel bir esmer, adamı selamlayıp geçiyor.
Karısı soruyor:
“Kim bu afet?"
Adam "O mu?" diyor:
"Eğer mutlaka bilmek istiyorsan söyleyeyim, metresim!"
İsyan ediyor kadın:
"Bir de bu kadar pervasızca söylüyorsun, boşanıyorum senden!"
Kocası, "Ne yani!" diye karşılık veriyor:
"Etiler’deki apartmanı, Kandilli’deki yalıyı, Göcek'teki tekneyi ve Paris'teki villayı bırakıyorsun; öyle mi?"
Uzun bir sessizlik olur. Çift yemeğine devam ederken kadın birden sorar:
"Şu arkada oturan Ahmet değil mi? Yanındaki kadın kim acaba?"
Adam "O da Ahmet "in metresi" deyince, karısı gülerek atılır:
»Ayyy! Bizimki çok daha güzel!.."
Geç kaldınız evladım!
AKP seçim zamanında bir köye gider ve yaşlı kadına seslenir:
"Teyzecim, biz Allahın kulları partisinden (AKP) geliyoruz, oylarınızı bize verin...."
Yaşlı kadın, "Geç kaldınız evladım!" der:
"Az önce Cenabı Halk Partisi (CHP) geldi, oyları ona verdik..."
Günün olayı
KURDSİAD", Kürdistan Sanayici ve İşadamları Derneği kurulmuş.
AKP açılımı sayesinde "MÜSIAD", Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği gibi isim dolandırmaya gerek görmemişler...
Akif Kökçe
Kenan Evren ve arkadaşları çok şanslı veya dikkatli generallermiş...
12 Eylül öncesi aylarca darbe planı yapmalarına karşın, hiçbir gazeteciye yakalanmadılar, günlükleri de ortaya çıkmadı...
Balthör
Günün Sözü
Köpek, yediği yemeğe bakar…
Sahibinin çalarak getirmesi onun umurunda değildir!
Günün İncisi
Bazen susmak, söylenecek bir çok sözden daha etkili olur.
Montesqueiu
Kıssa-dan
Cahil ile sohbet güçtür bilene...
Çünkü cahil ne gelirse söyler diline…
Günün Şiiri
Yaşamak adına
Bir çağ ortasında yapayalnız
Işık yok gözlerimde ışık
Ötelere uzatamıyorum ellerimi
Yarım kalıyorum düşünce çıkmazlarında
Zor bir yerde dayanıyor bıçaklar
İlk adımda bölünüyorum
Yaşam bu güçsüz bir zorlanış
En kısa menzillerde varılan
Çok yenik ve ilk düşen savaşlarda
Bilinmez sızılarda tek kalışım bu
Çağın seslenişinde yankısız
Gün boyu kuşkulu beklentilerde yılgın
Mustafa Şarkılar (Varlık-1956)
Ne oluyor yahu?
“Fahrettin Kerim Gökay” İstanbul valisidir. Kısa boylu olduğu için de, küçük rakı şişelerine "Fahrettin Kerim" denilmektedir.
Bir gün Kadıköy Moda Kulübü’nde "Yeni Sabah" gazetesinin sahibi "Safa Kılıçoğlu", birkaç arkadaşıyla içmektedir. Derken, rakı masasında bir tartışma başlar. Safa Bey, masadaki bir şişeyi kaldırdığı gibi karşısında oturanın kafasına indirir. Tam o anda Fahrettin Kerim kapıdan girer ve karşısında "Doğan Nadi"yi bulunca sorar:
"Ne oluyor yahu?"
Doğan Nadi, "Vallahi ben de anlayamadım beyefendi" der:
"Safa Bey, zatı alinizi kaldırıp karşısındakinin kafasına vurdu!.."
Gerilim
Twitter'da, Berkin Elvan için "nasıl kıydınız?" diye soran Akşam yazarının işine son verildi.
Katilleri övse şimdi çalışıyor olacaktı...
Kolsuz Yaşar'dan
Seçimler için "şaibeli" diyorlar abi...
Ben hiç öyle düşünmüyorum!
Ayıptır ayıp!..
"Burası Patagonya mı?"