AK Parti 7 Haziran seçimlerinde Eskişehir’de büyük bir yenilgi aldı. Üç seçimden beri CHP’ye fark atan AK Parti, bu seçimde CHP’den fark yedi.
Üç seçimde Türkiye haritasında milletvekili genel seçimlerinde ‘sarı’ renkte olan Eskişehir, 7 Haziran seçimlerinde ‘kırmızı’ya boyandı. Üç’ün rengi değişti.
CHP AK PARTİ’YE
BÜYÜK FARK ATTI
2011 seçimlerinde Eskişehir’de 178 bin oy alan CHP oyunu 208 bin’e yükselterek seçimin en başarılı partisi oldu. AK Parti ise bir önceki seçimde aldığı 221 bin oydan 190 bin oya düşerek seçimi ikinci sırada tamamladı. Bunun nedenlerini AK Parti Eskişehir teşkilatı ile milletvekilleri, hatta milletvekili aday adayı olmuşlar, bugüne kadar il başkanlığı, Odunpazarı ve Tepebaşı ilçe başkanlık görevleri yapanlar. AK Parti’den belediye başkanı, il genel ve belediye meclis üyesi seçilmiş, yönetimlerde görev almış tüm kişiler. Hatta dış ilçelerin başkanları ve belediye başkanları da davet edilerek kaybedilen 31 bin civarında oyun nedenini masaya yatırmalı.
Eğer bu oy kaybının nedenini araştırıp nedenleri bulunamaz, hatalar telefi edilemez ise AK Parti Eskişehir’de bir sonraki seçimde bu erken mi? Yoksa normal mi olur? Bilemem. Ancak aynı hatalar tekrar edilecek olunur ise bu kez 190 bin oy 90 bine düşebilir.
HATALAR VE NEDENLER
1-Üç dönemden beri milletvekili, belediye başkan aday adayları için temayül yapılıyor. Sandık konuluyor. Kimin başkan? Kimin milletvekili olmasını istedikleri teşkilatlara soruluyor. Ancak teşkilatların görüşleri dikkate alınmıyor.
Teşkilatların görüşleri dikkate alınmayacak ise neden temayül yapılıyor?
2-Bakan, milletvekilleri, belediye başkanları tekrar aday olduklarında bu kişiler neden temayüle girip, diğer adaylarla birlikte yarışmıyor?
3-Yapılan temayül sonuçları niçin kamuoyu ile paylaşılmıyor?
4-Temayülde bir, iki, üç gibi sıralamaya giren isimler teşkilatların TBMM’de veya Belediye Başkanlığı koltuğunda görmek istedikleri kişiler. Bu kişiler temayül, eğilim ve anketlerde başarılı olmasına rağmen neden aday gösterilmiyorlar?
5-Özellikle 7 Haziran seçimleri öncesinde teşkilatlara, gençlik, kadın kolları, ilçe teşkilatlarına; ‘kimi milletvekili adayı görmek istiyorsunuz?’ Diye soruldu. Bu yetmedi Eskişehir’deki hemen hemen tüm sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerine de sordunuz. Ben bu sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin bazılarına ‘tercihiniz kimden yana idi?’ Diye sorduğumda isim verdiler. Aslında geniş tabanlı bir temayül veya eğilim yoklaması yapıldı. Neden bu eğilimden çıkan isimler aday listesine yazılmadı?
YILMAZ HOCA İLE DİDİŞMEK PRİM YAPMADI
Eskişehirliler Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’i seviyor. Bu sevgisini de kendisini 4 dönem üst üste belediye başkanı olarak seçerek bağrına basarak gösterdi.
Büyükşehir Belediye Başkanını Eskişehirliler, tüm Eskişehir olmasa bile en azından büyük çoğunluk seviyor. “Şunu engelliyor, şu hizmete engel çıkartıyor. Bu konuda bize destek vermiyor” gibi eleştirilere seçmen prim vermedi.
Tekrar ediyorum. AK Parti Eskişehir Teşkilatı, milletvekilleri seçim sonuçlarını iyi okumalı. Nerede hata yaptıklarını mutlaka ama mutlaka satır satır araştırıp bulmalı. Geçmiş seçimlerde alınan farklı galibiyetlerle hep doğru yolda olduklarını zannedip hatalar zincirine yenilerini eklediler.
Bu bir nasihat değil uyarıdır. İster kabul edin, isterse ‘bize masal anlatma’ deyin.
Bu seçim mağlubiyetini derinlemesine analiz etmez, gereken ders çıkarılmaz, seçmenin uyarıları dikkate alınmaz ise AK Parti’nin de sonu tıpkı ANAP, DSP ve DP gibi olur. Onlarda bir zamanlar kartaldı!
İSTİFA ÇÖZÜM DEĞİL
7 Haziran’da AK Parti’nin Eskişehir’de yaşadığı seçim mağlubiyetinden sonra, seçim uykusuna yatan muhalif grup yine ortaya çıktı.
İl Başkanı, Odunpazarı ve Tepebaşı İlçe Başkanlarını ve milletvekillerini topa tutuyorlar. Bazıları da istifa etmelerini istiyor.
Avukat Hasan Singil ve emekli öğretmen, okul idareciliği yapmış Baki Duman’da facebook’ta yazdıklarıyla teşkilat yöneticilerini, milletvekillerini eleştirmiş.
Muhaliflerden Hasan Singil şunları yazmış:
“Kazanmak veya kaybetmek değildir önemli olan. Önemli olan inanmış olduğun davaya sahip çıkmak, duruşunu bozmamaktır. UHUD Savaşı kaybedildi diye kim dininden döndü ki? Hz. Lut ve Hz. Nuh’a inananların sayısı az olması gittikleri yolun yanlış olduğunu mu gösterir? Aramıza sızan habisleri, çıkarcıları, dönekleri temizleyip yolumuza devam ediyoruz. Umutsuzluğa yer yoktur. İmkansız diye bir şey yoktur. Yiğit düştüğü yerden kalkar ve yoluna devam eder. Biz inandığımız davaya koşarak gideriz. Koşarak gidemezsek yürüyerek gideriz. Yürüyerek gidemezsek sürünerek gideriz. Ama asla davamızdan vazgeçmeyiz. Bahçedeki gülleri, laleleri yaşatmak ve herkesi tekrar bahçenize davet etmek istiyorsanız o bahçedeki çiçekleri görünmez kılan ve insanları da rahatsız eden tüm ayrık otlarını, deve dikenlerini kökünden söküp atmak zorundasınız.”
Eğitimci Baki Duman’da facebookta şu satırları paylaşmış:
“Halkın ve ilin problemleriyle ilgilenmediniz, vatandaşın derdine çare aramadınız, yardımcı olmadınız, kapılarınız, telefonlarınız halka kapalı bıraktınız. Dinlemediniz ve dinletemediniz, meydanı muhalefete bıraktınız. Uçtunuz, cenazeye, düğüne, mevlide gitmediniz. AK Parti'ye hizmet etmiş, aday olmuş, emek vermişlere sırt çevirdiniz saygı göstermediniz. Ülke genelinde hüsrana uğramış CHP’ye milletvekili kaptırıp birinci parti yaptınız. Önce belediyeleri sonra da milletvekilini verdiniz. Onun için hakkımı helal etmiyorum. Şimdi yapmanız gereken tek şey var. Yapılması gerekeni yapmanızdır. Türkiye genelinde 1’nci olan AK Parti Eskişehir de ikinci olmasını içime sindiremiyorum. Eskişehir’i okuyamadınız veya okumak istemediniz. Eskişehir’in değişik kültürlerin bir yumağı olduğunu unuttunuz görmemezlikten geldiniz. Eskişehir’in küçük bir İstanbul olduğunu bilemediniz. Eskişehir’in bir aşure gibi içinde her ilden ve her bölgeden insanların çoğunlukta olduğu bir il olduğunu anlamak istemediniz ve bundan Fransız kaldınız. Unutulmamalıdır ki birileri bir gün size bunu hatırlatır ve sizde hatırlamak zorunda kalırsınız.”
Bu iki AK Partilinin yakınmalarını neden köşeme aldığıma gelince. Bu arkadaşlar ve bazı AK Partililer, ‘Sen AK Parti’ye yönetimlere yakın bir gazetecisin. Yazdıklarımızı köşene alamazsın. Köşende yer veremezsin’ diye eleştiriyorlar.
Eleştirdikleri gibi görevlerinden istifalarını istiyorlar. İstifalar çözüm değil. 30 Mart 2014 seçimleri mağlubiyetinden sonunda birileri görev alındı. Yeni yöneticiler geldiler. Onlar gidince geriye gidiş durdu mu?
Ben AK Parti’nin üyesi değilim. İkincisi İl Başkanı Dündar Ünlü ile Tepebaşı İlçe Başkanı Ertuğrul Dindar nereden baksanız 30 yıldır tanıdığım insanlar. Dostluğumuz, merhabalığımız var. AK Parti İl Başkanı oldular diye bu dostluğumuzu, arkadaşlığımızı sileyim mi?
Geçmişteki AK Parti İl, Merkez İlçe, Odunpazarı ve Tepebaşı ilçe başkanlarıyla da bugünkü başkanlarla olduğu gibi samimiydim.
Kaldı ki ben gazeteciyim. CHP İl Başkanı, CHP’nin geçmişteki milletvekilleri ve yeni seçilen milletvekilleriyle de samimiyim.
Beni gaza getirmek için de bu söylemleri söylemiş olabilirler. Gaza gelmedim. Ama ben yine de yakınmalarını köşeme aldım.
Onları savunmuyorum. Savunmakta benim görevim değil. Bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Baki Duman’ın,’Cenazeye, düğüne, mevlide gitmediniz’ iddialarına katılmıyorum. Gidilmesi gereken her yere gittiler. Ama Eskişehir’de esen CHP rüzgarının önünde duramadılar. Zaten o kadar sert esen rüzgarın önünde kimse de duramazdı.