Eskişehir şu haberle sarsıldı; aslında tüm ülke sarsıldı: “Eskişehir'de, anne Ö.A. 14 yaşındaki kızını sevgilisi ile birlikte olmaya zorlamış ve çocuğunun çıplak fotoğraflarını erkek arkadaşına göndermişti. Tutuklu yargılanan anne Ö.A. ve sevgilisi H.H.K. hakkında 43’er yıl istenmişti. Ancak mahkeme, anneyle sevgilisini tahliye etti!” Yani, olacak şey mi bu? Olay, iğrençliklerle dolu. Mahkemenin verdiği karar ise vicdanları yaralıyor! Peki, bu tahliye yasal mı? Eskişehir Barosu şöyle diyor: “Çocuğa karşı işlenmiş ve birden fazla suçun vuku bulduğu tarafların örtüşen beyanlarıyla sabit bir dosyada, sanıkların, işledikleri suçun üzerinden bir buçuk ay geçmeden ellerini kollarını sallayarak dışarıda gezmeye başlamaları, sanıklarda ve çocuklara karşı suç işleme düşüncesi bulunan başka sapıklarda suç işlemeyi teşvik edecek, maalesef suçun faillerinden birisinin anne olması sebebiyle, mağdur çocuğumuzun başka istismar ve tacizlerin öznesi olma ihtimallerini de artıracaktır.”
Okuduğunuz üzere, yasaya aykırı bir karar var ortada. O halde, hem vicdanı yaralayan hem de yasal olmayan bu karar niçin verildi?
Günay’dan ‘dayanışma’ vurgusu
AK Parti Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay, Dünya Bankası ve IMF Parlamenterler Ağı tarafından düzenlenen online toplantıya katıldı. Toplantıda Covid-19 önlemleri konuşuldu. Günay, toplantıya ilişkin şöyle bir değerlendirme yaptı: “Diğer ülkeleri dinledikten sonra Türkiye’nin bu sürece ne kadar hazırlıklı olduğunu ve süreci ne kadar sistematik yönettiğini bir kez daha fark ettim. Ülkemizin sağlık ve araştırma altyapısının ne kadar sağlam olduğu ve bu süreçte ne kadar esnek bir yapıda ihtiyaç olan tıbbi malzemelerin hemen üretebildiğini de fark ettim. Ancak en önemlisi Türkiye olarak sadece ülke içinde verilen mücadelenin yanında 34 ülkeye nasıl destek verildiğini paylaştım. Buradan tüm ülkelere çağrıda bulundum. Ulusal bazda ne kadar başarılı olursak olalım bu küresel pandemiyi ancak uluslararası dayanışma ve işbirliği ile atlatabileceğimizi anlattım.”
Günay’ın şu ifadesi çok önemli: “Küresel pandemi, uluslararası dayanışmayla atlatılabilir!” Ancak pek de öyle olmuyor gibi. En yakın örneği Avrupa Birliği; ülkeler birbirine girmiş durumda!
Ücretsiz izne çıkarılan yandı!
Türk-İş, nisan ayı açlık sınırı rakamlarını açıkladı. Buna göre nisan ayında açlık sınırı, mart ayına göre 29 TL artarak 2 bin 374 TL’ye çıktı. Eğer bir çalışan ücretsiz izne çıkarılmışsa, devlet ayda bin 177 TL verecek. Bu rakam dört kişilik bir aile için açıklanan açlık sınırının yarısından da az! Şimdi bu, işin bir boyutu. Başka bir boyutu daha var. Şöyle ki… Ücretsiz iznin son haliyle Anayasa’ya aykırı olduğunu savunan İYİ Parti İl Başkan Yardımcısı Ekrem Koca, “İşsizlik Sigortası Fonunda toplamda 131 milyar 500 milyon TL var. Ortalama 5 milyon işçiye kişi başı aylık iki bin TL verilmiş olsa, fondan toplam 30 milyar ödenmiş olacak. Lüks ve şatafat içinde yapılan harcamaları, batık müteahhitleri, yolcu ve hasta garantili özel sektör girişimlerine yapılan aylık ödemeleri, Kanal İstanbul gibi projeleri hatırlayınca 30 milyar TL devede kulak misali kalıyor” dedi.
İşin her iki boyutu da doğru! Bu noktada sorgulanması gereken şu: İşsizlik Fonundaki milyarlar nerede?
Belediyeler ‘toplanalım’ diyor
Belediyeler, yıllardır, tamamen yasalara uygun olarak bağış topluyorlar ve vatandaşlara yardımda bulunuyorlardı. Ancak Covid-19 salgınıyla beraber, hükümet, belediyelerin hesaplarına bloke koydu. Buna rağmen belediyeler, söz konusu yardımları aksatmadan devam ettiriyorlar. Başka sorunları da var belediyelerin. Ekonomi kötü olduğu için yatırım yapmakta zorlanıyorlar. İşte bu nedenle, Yılmaz Büyükerşen'in de aralarında bulunduğu Türkiye’nin 11 CHP’li büyükşehir belediye başkanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Bakanlar Kurulu üyelerinin katılımıyla toplantı organize edilmesi için Türkiye Belediyeler Birliği’ne (TTB) talepte bulundu. Belediyeler, bu toplantıda,
Türkiye’nin yerel yönetimler açısından mevcut salgın ile mücadele temelindeki durumunun, gelecekteki yerel yönetim hizmetlerinin ve bunların ekonomik etkilerinin masaya yatırılmasını istiyorlar. Doğru bir istek. Belediyeler, salgınla mücadele sürecinde işin içinde mutlaka yer almalıdır. Gelecekte ortaya çıkabilecek sorunların çözümü de şimdiden ortaya konmalıdır. Ve umuyorum, bu toplantı yapılır.
Büyükerşen’e dikkat kesilelim
Ekonomik olarak zor günlerden geçen Eskişehirli üreticiye Kırsal Kalkınma Projesi kapsamında pek çok konuda destek veren Büyükşehir Belediyesi, Eskişehir sınırlarını da aştı! Şöyle ki… Bildiniz üzere belediye, Sakarya Vadisi kırsal kesiminde yaşayan vatandaşların en önemli geçim kaynaklarından biri olan ipek böcekçiliğini tekrar canlandırmak için harekete geçmiş ve bugüne kadar 300 binden fazla dut fidanını üreticilere dağıtmıştı. İşte, bu proje kapsamında diğer yerel yönetimlere de destek olan Büyükşehir Belediyesi, son olarak Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Antalya Büyükşehir Belediyesi aracılığı ile Egeli ve Akdenizli üreticilere de dut fidanı desteğinde bulundu! Büyükerşen, desteğin amacını şöyle açıkladı: “İnanıyoruz ki birlik ve beraberlik içerisinde hareket edersek, ülkemiz tarımını içinde bulunduğu durumdan kurtarabiliriz. Bu gibi dayanışma örneklerini daha fazla göstermeye çalışacağız.”
Sihirli sözcükler: inanç, birlik, beraberlik, dayanışma… Sadece tarımda değil, her alanda bizi kurtaracak sözcükler. O nedenle, Büyükerşen’e dikkat kesilelim…
Su meselesi
Covid-19 salgınıyla beraber Türkiye’nin birçok ilinde su tüketiminin artması, barajların doluluk oranlarını düşürdü. Peki, Eskişehir’de durum ne? Porsuk Barajı su ihtiyacımızı karşılayabilir durumda mı? DSİ 3. Bölge Müdürlüğü bu sorunun cevabını şöyle verdi: “Porsuk Barajı 449 milyon metreküp işletme hacmine sahip. Halen barajda 226 milyon metreküp su bulunmaktadır. Barajın yüzde 51'i dolu durumdadır. Eskişehirliler 2019 yılında barajdan kullanma suyu olarak 47 milyon metreküp, tarlalarını sulamak için 88 milyon metreküp su kullanmışlardır. Barajdaki hali hazırdaki su durumu ve doluluk oranına bakıldığında ve 2019 yılında kullanma suyu ile sulama suyu için verilen miktarlar değerlendirildiğinde, 2020 yılı için şehrin kullanma suyu ile sulama amaçlı verilecek su miktarlarında herhangi bir sıkıntı yaşanmayacağı öngörülmektedir.”
DSİ’nin yaptığı açıklamaya göre, Eskişehir’de 2020 yılında su sıkıntısı yaşanmayacak. Bu durum bizi rahatlattı. Ancak rehavete kapılmamalıyız ve suyu olabildiğince tasarruflu kullanmalıyız.
Hastanelerin puanları
“Şehir Hastanesi'nde yoğun bakımda yatan Covid-19’lu hastalara immün plazma tedavisinin uygulanmaya başlandığı açıklandı. Hastaneye alınan ve genetik laboratuvarı içine konuşlandırılan PCR cihazı sayesinde, yaklaşık 1 buçuk saatte Covid-19 testleri sonuçlandırılıyor. Sağlık Bakanlığı'nın ‘Verimlilik Yerinde Değerlendirme’ sonuçlarına göre 982,99 puan alan Eskişehir Şehir Hastanesi'nin, ülke genelindeki
şehir hastaneleri arasında birinci sırada yer aldığı duyuruldu. Ayrıca, Yunusemre Devlet Hastanesi ile Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi'nin de dereceye girdikleri belirtildi. Bu aktardıklarım şunu gösteriyor. Eskişehir, sağlık altyapısı, sağlık yöneticileri ve sağlık personeliyle Türkiye’de önde geliyor. Ve Eskişehirliye güven veriyor.”
Okuduğunuz ifadeleri geçtiğimiz hafta ‘VAZİYET’ sütunlarında kaleme almıştım. Gördüğünüz üzere Şehir Hastanesinin puanı belli. Ya diğer hastaneler? AK Parti Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay, o puanları Twitter hesabından şöyle paylaştı: Yunus Emre Devlet Hastanesi 984,98 puan. Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi ise 990,51 puan. Kutluyoruz!
covid19.ogu.edu.tr
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ), Tıp Fakültesi Hastanesinde gerçekleştirdiği Covid-19 salgınıyla mücadele sürecinde, şeffaflığıyla öne çıkmaya devam ediyor! Bu noktada önemli bir adım daha atıldı. Nedir o? Anlatayım… Üniversite, Covid-19 sürecinde bünyesinde yaşanan gelişmeleri kamuoyu ile paylaşmak için bir internet sayfası oluşturdu. Alınan kararlara, yapılan açıklamalara, verilen mücadeleye ilişkin bilgilendirmelerin yer alacağı sayfa, geniş bir kitleye seslenecek. Bu noktada, ESOGÜ Koordinasyon Komisyon Başkanlığını Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Arslantaş yürütüyor. 13 üyeli komisyonda, Sağlık Bakanlığının Bilim Kurulunda yer alan Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selma Metintaş da yer alıyor. Kurumsal İletişim Merkezinin kamuoyunu bilgilendirme politikaları kapsamında hazırladığı internet sitesine, ‘covid19.ogu.edu.tr’ adresi ile ulaşılabiliyor. Sayfa, Covid-19’la ilgili sağlık hizmetleri, bilimsel yayınlar, AR-GE çalışmaları hakkında bilgilendirmelerde bulunacak.
FOTOĞRAFIN DİLİ OLSA
Han Belediye Başkanı Erdal Şanlı: Gaye Hocam şu sıralar paylaşılamıyorsunuz vallahi. Sürekli televizyonlardasınız. Uğur Dündar, Yılmaz Özdil ve daha pek çok gazeteci sık sık sizden bahsediyor. Bu bir işaret mi?
CHP PM Üyesi Prof. Dr. Gaye Usluer: Ben önce, Covid-19’la ilgili halkı bilgilendirmeye çalışıyorum Erdal Başkanım. E tabii partimin sağlık, sosyal ve ekonomik alanlardaki politikalarını da aktarıyorum. Ben işareti falan bilmem, işaret de beklemem, yalnızca halk ve partim adına çalışırım o kadar.
BİR TWEET
AHMET ATAÇ
Koronavirüs salgını nedeniyle kültür ve sanat etkinliklerine ara versek de evlerinde vakit geçiren vatandaşlar için YouTube kanalından her yaş için uygun, eğlenceli ve sanatsal içerikler yayınlıyoruz. Geçmişte gerçekleştirdiğimiz ve birbirinden başarılı sanatçıların ağırlandığı konser programları, ‘Tepebaşı Belediyesi’ YouTube platformumuzdan izlenebiliyor.
AFİŞ
KRAMER KRAMER'E KARŞI
1979 ABD yapımı dram türünde olan filmde, bir gün bir kadın, kocasını terk etme kararı verir ve onu oğlu ile baş başa bırakarak çekip gider. İşte tam da burada bir anne ve babanın, gerçek anlamda ebeveyn olmayı öğrenme süreçlerinin ilk adımı atılır. Ted, işkolik biridir ve oğlu Billy için gereken zamanı ayırması çok zordur. Bir kahvaltı sofrasında ne olması gerektiğini bile bilemez. Ve aslında oğlunu hiç tanımamaktadır. Yine de zaman onlara her şeyi sevgi ile öğretecektir. Tam yakınlaşma ve o bağ kurulduğu anda anne Joanna ortaya çıkar ve oğlunun velayetini ister. İşte o andan itibaren de kıran kırana bir ebeveynlik mücadelesi başlar. Avery Corman’ın romanından uyarlanan film, gerçek bir kült kategorisine girmiştir. Ayrıca film, 1980 yılında en iyi film dalında ‘Akademi Ödülü’ne layık görülmüştür.
DÜNYA İNSANLARI
YER: EKVADOR
Yetkililer son günlerde yalnızca Covid-19’dan ölenlerin değil, diğer ölülerin cesetlerini de toplamakta zorlanıyor. Ölenlerin yakınları, cesedin evden alınması için 4-5 gün beklediklerini, bu yüzden cesedi evden çıkarmak zorunda kaldıklarını söylüyorlar. Yerel gazete olan El Universo’ya göre, 400-450 arası ceset hâlâ evlerinden alınmış değil…
KARİKATÜR
Adnan GÖKÇE