M. Akif Ersoy’un nesli!

12 Mart, İstiklal Marşı’nın kabul tarihidir. 100 yıldan bu yana aklımızda, dilimizde söylüyoruz! Ersoy’un bilinen en önemli eserlerinden biri Safahat’tır! Kitabın 6. bölümünü oluşturan Asım; özlenen ve umutlanan ideal Türk genci olarak sembolleştirilir. Asım’ın nesli de böyle olmalıdır. Peki hayatın gerçeğinde M.akif Ersoy’un kendi neslini biliyor muyuz?
…/…
Yıllar önce 1966’da İstanbul Cağaloğlu’nda bir gazetecinin yanına, bakımsız, çok kötü durumda bir adam girer. Kendisini kısaca tanıtır ve yardıma ihtiyacı olduğunu söyler.
Gazeteci Çetin Altan’dır ve çok üzgündür. Elini cebine atar ve tüm parasını adama uzatır
-İstediğin kadar alabilirsin!
 Perişan haldeki adam, bir miktar parayı aldıktan sonra, hızla oradan uzaklaşır ve gözlerden kaybolur.  Çetin Altan, aylar sonra, bir başka gazetede tek sütuna bir haber görür. “Çöp bidonunun yanında bir ceset bulunduğunu” anlatmaktadır haber. Ceset, gazeteciden para isteyen kişiden başkası değildir. Peki ismi kimdir?
Emin Ersoy’dur…
Mehmet Akif Ersoy’un oğlu Emin Ersoy…
Tophane’de bir kış günü, açık bir kamyonun kasasında donmuş olarak bulunur.
Yukarıdaki öyküyü Nebil Özgentürk Yaşamdan Dakikalar programında anlatmıştı. Hayretler içinde dinlemiştik.
O tarihte gazete de yer alan haber şu şekildedir:
- Şair Mehmet Akif Ersoy’un oğlu Mehmet Emin Ersoy, (İstanbul) Tophane semtinde, Hacı Mimi sokağında bir kamyon kasası içerisinde ölü bulunmuştur. Devamlı olarak alkol alan 45 yaşındaki Mehmet Emin Ersoy’un bir kalp krizi sonucunda öldüğü anlaşılmış ve cenazesini kaldıracak bir makam bulunmadığı için ceset uzun süre sokakta kalmıştır! Üç yıl önce eşi ölen Mehmet Emin Ersoy, kendini uyuşturucu maddeye vermiş ve Tophane’nin arka sokaklarında yaşamaya başlamıştı!
…/…
Ancak bitmedi dahası da var.
Üsküdar Belediyesi 1985 yılında cenazesi ortada kalan birinin tüm cenaze masraflarını karşılar.
Cenazesi kaldırılan kişi emekli maaşıyla geçinmeye çalışmaktadır. Bakımsız kalmıştır ve yaşama gözlerini yummuştur.
Peki kimdir?
Tahir Ersoy…
Mehmet Akif Ersoy’un torunu…
…/…
Dahası var!
1991 yılında Beyoğlu’nda bir evin kiracıları kiraya ödeyemedikleri için sokağa atılır.
Onlar, Mehmet Akif Ersoy’un kızı ve torunlarıdır…
…/…
Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı’nı yazdıktan sonra devlet kendisine ödül vermiştir. Ama M.Akif Ersoy bunu kabul etmemiştir. “Ticarete alet olmasın” diye “İstiklal Marşı’nı” kitabını da almamıştır
Günümüzde, tek bir şarkısı için “milyonlarca lira telif” hakkı alanları görünce,  M.Akif Ersoy’un büyüklüğünü bir kez daha anlıyoruz.

KONFOR BİZİ ÇÜRÜTÜR!

Doç. Dr. Sinan Canan’ın videolarını, programlarını izliyorum. Yaşadığımız çağa ait harika tespitleri var! Yanıtını bulamadığımız bir çok sorunun yanıtını onun söyleşilerinde bulmanız mümkün…
Sıklıkla tekrarladığı bir cümle var:
-Konfor bizi çürütür!
Nedenini kısaca şöyle anlatıyor:
-Niye ailemiz bizden maaşlı çalışmamızı istiyor? Bir tutkumuz varsa, onu hobi olarak yapalım ama mutlaka SGK’lı bir işimiz olsun. Neden? Çünkü dengeye ihtiyaç duyuluyor. Gelir-giderimiz belli olsun. Geleceğimiz garantide olsun. Bu, hayatta kalmaya çalışan toplumların davranışıdır. O yüzden, elimize para geçerse, onunla hemen emlak yatırımı yapıyoruz. Neden? Sanki bir deprem onu yerle bir edemezmiş gibi, bir güvence olarak gördüğümüz için. Yarını görebilmenin öngörülebilir olmanın iyi bir şey olduğunu sanıyoruz.
-Neden? Mesaili çalışıyoruz, ürettiğimiz medeniyette trenin, uçağın, yemeğin bir saati var. Fakat zihnimiz ve bedenimiz böyle çalışmıyor. Her gün aynı saatte aynı şeyi yer, hep aynı şeyi yaparsanız, vücudunuzda arızalar çıkmaya başlar. Aynı şeyi yemek metabolizmanızı, sürekli aynı hareketleri yapmak, kemik yapınızı bozuyor. Sadece betonda oynayan, düz zemin dışında bir yerde yürümeyen AVM çocuklarında denge sorunlarına rastlanıyor. Engebe olmayınca uyarılmayan sistem, gelişmiyor.
-Beyninizi zorlamazsanız, küçülüyor. Yeni bir şey öğrenmek, bir enstrüman çalmaya başlamak, yeni bir yere taşınmak, beyni çok geliştiriyor. Bir sorun varsa, beyin gelişiyor. Sorun, dert yoksa, beyin çürümeye başlıyor. Aynı mezardaki gibi! Konfor, bizi çürütür.

 
SEÇİM YASASINA İTİRAZ YOK!

Ak Parti, seçim yasasını değiştirmek için son hazırlıkları tamamladı. Yeni seçim yasasında neler var…
En çok bilinen konu seçim barajı yüzde 10’dan yüzde 7’ye düşürülecek!
Seçildiği partiden istifa eden milletvekilinin, Meclis komisyonlarında temsili engellenecek.
 Seçim bölgeleri 7'şer milletvekilinden oluşacak şekilde daraltılacak!
 Hazine yardımı almak için gerekli olan oy oranının ülke barajına eşitlenecek!
…/…
İktidarın bu hazırlığı karşısında muhalefetten şu ana kadar ses seda çıkmadı! Görünen o ki bu seçim yasasına muhalefet kanadından da pek itiraz olmayacak!
 

GENÇLİK VE YAŞLILIK

Gençliğin bakış açısından bakıldığında hayat sonsuz derecede uzun bir yolculuktur: yaşlılıktan bakınca çok kısa bir geçmişe benzer. Gemiyle uzaklaştığınızda kıyıdaki nesneler daha küçük, tanınması ve ayırt edilmesi daha zor hale gelirler, aynı şekilde olaylar ve etkinliklerle dolu geçmiş yıllarınızı da tanıyamazsınız.
Arthur Schopenhauer