Lületaşına da rekabet girdi

Sadi Seda

17 Ocak 2015 23:46
A
a
Sütiş Eskişehir
Geçtiğimiz hafta Pazartesi günü Eskişehir Lületaşı El Sanatları Derneği Başkanı değerli kardeşim Behçet Han Aktaş ile yapmış olduğum söyleşiye başta üstadım, ağabeyim Anadolu Gazetesi Köşe Yazarı Önder Baloğlu olmak üzere çok sayıda olumlu eleştiriler aldım.
Önder Baloğlu üstadımım yazısı içerisinden kısa bir alıntı:
“"Sadi Seda", gerçekten beğeniyle okuduğumuz bu güzel söyleşisinde bize de ayrı bir nostalji yarattı...
"Sepetçi"deki maden ocağına, "Behçet Han"ın dedesi "Behçet Aktaş"la inmiştik kamerayla... TRT1 de yayınlandı...
Amcası "Onur Aktaş"la da ayrı bir haber yapmıştık TRT'de...
"Aktaş"ların özel bir yeri vardı o günlerde...
Her partide bir Aktaş vardı..
“Hepsi de güzel insanlardı...”
"Sadi"yi bunun için ayrıca kutluyoruz...”
Önder ağabeyim ve telefon eden çok sayıda okurlarıma, dostlarıma, lületaşı işletmecilerine ve bu el sanatını yıllarca pazarlamaya çalışan esnaflara ve tabii ki bu söyleşiyle kendilerinin sesini duyurduğu için teşekkür telefonları alan Behçet Han Aktaş kardeşime ve bana yaptıkları olumlu eleştirilerden dolayı teşekkür ediyorum.
Behçet Han Aktaş söyleşide,’Lületaşı üniversiteye girmeli. Anadolu ve Osmangazi Üniversiteleri Fakültelerinde ve Meslek Yüksek Okulları ile Meslek Liselerinin ilgili bölümlerinde lüle taşı işlemeciliğinin ders olarak koyulmalı’ diyerek Eskişehir Milletvekili ve Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya seslenmişti.

MİLLETVEKİLLERİ SAHİP ÇIKMALI
Ben 3 Şubat 2012 tarihinde Anadolu Gazetesinde yazmış olduğum yazımda da bu konuya değinmiştim. Söyleşinin yayınladığı günün ertesi günü Antalya’ya gittiğimden yazamamıştım.
Yazı arşivimi karıştırırken buldum.
‘Milletvekillerimiz lületaşına sahip çıkmalı’ başlığı altında yazmış olduğum yazımda, Behçet Han Aktaş’ın gündeme getirdiği sorunlara benzer sorunları gündeme getirmiştim. Aradan nerede ise üç yıl geçmiş. Üç yıl önce değindiğim sorunların giderilmesi için atılan bir adım yok.
Bakın üç yıl önce ne yazmıştım. Kısa bir hatırlatma:
“Eskişehir’imizin değerlerinden birisi de‘beyaz altın’ dediğimiz lületaşı. Bugün Eskişehir’e gelen yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgi gösterdikleri, üç-beş yıl öncesine kadar can çekişen lületaşı işlemeciliği yeniden canlandı.
Türkiye’de ‘Beyaz Altın’ olarak bilinen ve daha çok hediyelik eşya olarak kullanılan lületaşı sektörü, yüzde 18’lik KDV yüzünden zor günler yaşıyor.
Lületaşı ustaları, lületaşının el sanatları kapsamından sayılmadığından çok lüks bir eşya gibi uygulanan yüzde 18’lik KDV’den yakınıyorlar.
El sanatı kapsamına giren birçok üründe yüzde 8 KDV uygulanırken belki diğer el sanatları arasında en başta olan lületaşı işlemeciliğinden elde edilen hediyelik eşyalarda uygulanan KDV 18.
Bir usta o vitrinleri süsleyen özellikle lületaşının üzerine Türk büyüklerimizi işleyen lületaşı işleme ustaları, o eserleri en az bir hafta gibi bir zaman diliminde göz nuru el emeği dökerek tamamlayabilmekteler.
Eee o zaman el emeği göz nuru dökülerek bu lületaşından yapılmış eserler nasıl lüks eşya sayılır?
Yerin 50-100 metre altından kazma kürek ile parçalar halinde çıkartılan, süs ve takı eşyası olarak işlenen lületaşının ustaları, yaşadıkları bu sıkıntılardan kurtuluşu, beyaz altının maden statüsünden çıkarılarak el sanatları statüsüne alınmasına bağlı.
İşte bunun içinde bu mesleğin zorluğunu, lületaşının hangi şartlar altında yer altından çıkarıldığını bilen Eskişehir milletvekillerimiz bu konuyu Maliye Bakanı'na anlatarak yüzde 18 olan KDV’nin yüzde 8’e düşürülmesi için ikna etmeliler.
Eğer başaramazlar ise gelecekte lületaşı ustalığının yok olması ile birlikte lületaşı da artık işlenmeyerek yok olup gidecek.”

VERGİ VERENDE VAR VERMEYENDE
Dün Behçet Aktaş’a telefon ettim. Vergi konusunda bir indirim olup olmadığını sordum.
“Evet bir iyileştirme getirdiler ama bu da rekabete yol açtı. Aylık kirası 500 TL’nin altında olan, ocaktan kendisi çıkarıp, işlemeciliğini de kendisi yapanlar eğer bunları kendi açtığı dükkanında pazarlıyor ise vergiden muaf oldular. Ama bizim gibi kira bedeli yüksek, cirosu fazla olan işletmecilerde hala yüzde 18’lik vergi uygulaması devam ediyor. Bu da rekabete neden oluyor. Aynı kalitedeki bir pipoyu ben atıyorum 10 liraya satarken vergi vermeyen bir arkadaş ise 7,5 liraya satıyor. Buda bizim zararımıza. Kabahatim benim ciromun ve dükkan kiramın yüksek olması mı? O zaman bizden yüzde 18 değil de yüzde 8 vergi alınsın. Bizimde o arkadaşlarla rekabet etme imkanımız olsun. Bazı arkadaşlar ayakta kalmak için ister istemez kaliten ödün vermek zorunda kalıyorlar.”
Şimdi buradan Eskişehir Milletvekillerine bir kez daha sesleniyorum. Aradaki haksız rekabetin giderilmesi için lületaşı mamulleri satan sanatçılar arasındaki vergi farkı mutlaka düzeltilmeli. Yüzde 18’lik KDV el işi, el emeği ile uğraşanlar için yüksek. Behçet Han Aktaş’ında ifade ettiği gibi, rekabetin önüne geçmek adına yüzde 18’lik KDV düşürülmeli. Bu oran ne olur bilemem. Ama Behçet’in verdiği örnek ‘yüzde 8’ makul bir rakam diye düşünüyorum.
Bu rakam yüzde 5 olursa, sektörün daha da canlanması ve bir eleman çalıştırıyorsa bu sayının ikiye hatta üçe çıkmasına ve istihdam yaratmasına da neden olur diye düşünüyorum.

İNSAN VE DÜNYA
Adam, bir haftanın yorgunluğundan sonra pazar sabahı kalktığında bütün haftanın yorgunluğunu çıkarmak için eline gazetesini aldı ve bütün gün miskinlik yapıp evde oturacağını düşündü.
Tam bunları düşünürken oğlu koşarak geldi ve sinemaya ne zaman gideceklerini sordu. Baba oğluna söz vermişti. Bu hafta sonu sinemaya götürecekti ama hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekiyordu. Sonra gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişti. Önce dünya haritasını küçük parçalara ayırdı ve oğluna “eğer bu haritayı düzeltebilirsen seni sinemaya götüreceğim” dedi, sonra düşündü:
-Ohh be kurtuldum, en iyi coğrafya profesörünü bile getirsen, bu haritayı akşama kadar düzeltemez.
Aradan on dakika geçtikten sonra oğlu, babasının yanına koşarak geldi ve “baba haritayı düzelttim, artık sinemaya gidebiliriz” dedi.
Adam önce inanamadı ve görmek istedi. Gördüğünde de hala hayretler içindeydi ve bunu nasıl yaptığını sordu. Çocuk şu cevabı verdi:
— Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan vardı.

İNSANI DÜZELTTİĞİM ZAMAN
DÜNYA KENDİLİĞİNDEN DÜZELMİŞTİ.
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi