CHP’de kongreler süreci geçtiğimiz Pazar yapılan il kongresiyle birlikte sona erdi.
Fakat üzerinde konuşmaya devam edeceğiz gibi görünüyor.
Çünkü hemen her gün süreç ile ilgili çeşitli bilgiler alıyoruz.
Bu anlamda son aldığım bilgiyi size aktarmak istiyorum.
*
CHP İl Kongresi gerçekleşmeden önce kamuoyunca tartışılan bir konu vardı.
Neydi o konu?
Seçim, tüzüğün gerektirdiği gibi çarşaf liste ile mi yapılacak yoksa blok listeyle mi?
Biliyorsunuz…
Blok liste yapılabilmesinin şartı oylama.
Eğer delegeler oylamada, seçimin blok liste ile yapılmasına karar verirlerse ancak o şekilde gerçekleşebiliyor.
Herhangi bir oylama yapılmazsa, zaten çarşaf liste yöntemiyle kongre gerçekleştiriliyor.
*
Buradan nereye geleceğim?
Şuraya…
İl kongresi önceci, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve il kongresinin Divan Başkanlığını yapan Levent Gök, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ı aramış ve kongrenin blok liste yöntemiyle yapılmasının daha faydalı olacağını ifade etmiş.
Bu anlamda Ataç’a, grubuna sahip çıkmasını ve grubunu, çarşaf liste yönünde kesinlikle ısrarcı olmamaları yönünde uyarması talebinde bulunmuş.
Ahmet Ataç ise Levent Gök’ün bu teklifini pek de gönlü olmayan bir biçimde kabul etmiş.
*
Gök ve Ataç’ın söz konusu görüşmesinin arka planı, CHP kulislerinde iki şekilde konuşuluyor…
- Kongreye CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu katılacağı için, partililer arasında gerçekleşebilecek herhangi kötü bir olayla karşılaşılmasının önüne geçmek…
- Levent Gök’le Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un istişare ettiği, istişareden blok liste kararı çıktığı ve bu kararın bir şekilde Ahmet Ataç’a kabul ettirilmesi gerektiği... Bunun temel nedeni olarak da, eğer çarşaf liste olursa, Kazım Kurt’un listesinin delik deşik olacağı ve Sinan Özkar’ın seçilemeyeceği… Bu nedenle de, genel başkan düzeyinde bir ismi ikna edip Ahmet Ataç’ın aratıldığı ve böylelikle Ataç’ın blok listeye itiraz etmesinin önüne geçildiği…
*
Evet…
Vaziyeti hiç yorumlamadan size aktardım.
Yorum sizin.
“Sen tek adam olsan ne yazar!”
CHP il Kongresinden sonra, partinin tanınmış isimlerinde Avukat Yunus
Emre Karabulut’la kongreyi tartışma fırsatı bulmuştum.
Karabulut’un ifadelerinin bir bölümünü de not almıştım.
Yoğun gündem nedeniyle bir türlü sizlere aktarma şansım olmadı.
Dilerseniz Karabulut’un çok konuşulan o kongreyle ilgili görüşlerini hep birlikte okuyalım.
*
- CHP gibi bir partide biat kültürü yaratıldı.
- Partili olanların da çalışma ve iş isteme hakları tabi ki var ancak iş verdiklerini, midesinden yakalayıp kendine kurşun asker yapmak, kemik delege yazmak, ahlaka ve onura yakışan bir davranış değildir.
- Belediye başkanı ayrıştırmaz, birleştirir, hoşgörülü olur, insanı kucaklar, sevgiyle yaklaşır, insanlık yanı ağır basar, vicdanlı olur. “Ya bizdensin ya da hainsin” demez.
- Belediye başkanı insanları iş, ekmek vaadiyle el etek öper hale getirmez.
- Belediye Başkanı seçimi kaybederse bunun bedelini kim ödeyecek? Başkan seçilememekle ödemiş mi olur? 2019’a çok zaman kalmadı, Eskişehir de kazanılmış yerlerden bir tanesi bile kaybedilse ne olur? CHP dibe vurduktan sonra, sen tek adam olsan ne yazar, olmasan ne yazar?
- Şeyh Edebali’nin nasihatini başkanlar ve hakimiyet kuranlar iyi okumalı: “Ey oğul! Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana. Güceniklik bize; gönül almak sana. Suçlamak bize; katlanmak sana. Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana. Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana.”