Görüşler
Lev Tolstoy’dan…
Ünlü yazar "Lev Tolstoy", yaşamının son yıllarında peygamberliğinden dem vuran eserler yazmış. Dev gibi romancının pırıl pırıl eserlerinden sonra, nasıl böyle saçmaladığı yıllarca tartışılmış...
Oysa Tolstoy, bu eserlerini bile yaşamı boyunca uğraş verdiği insanların, kardeşçe birleşmeleri savı için yazmış...
"Zaman tünelinde, koşullara göre yerleştirilen makaslara gem vurmamış..."
Ve de…
"İnandığı raydan hiç çıkmamış..."
………….
Çoğumuzun beğenip, hayranlık duyduğu insanlar vardır…
Kimi yazardır, kimi şarkıcı...
"Bazıları hem yazardır, hem şarkıcı..."
Kimi ayrı bir sanatçı, kimi asker, kimi politikacı, hatta futbolcu...
İlgi duyduğumuz özellikleriyle, ortak tutkularımızdır bu insanlar…
Domino taşları gibi dizilir, birikir bu sevgi...
"Bir gün yıkılacağını düşünmeyiz bile!.."
……….
Örnek mi?
"Sezen Aksu" nun çok ayrı bir yeri vardı içimizde...
Şarkılarını dinlerken kendimizden geçerdik, içimiz titrerdi, adeta tapardık...
Ne olduysa artık her şey bitti..
Kendisinden hiç beklemediğimiz bir "anlamsız tutumu"ydu bizi soğutan...
Bir şarkısı gibi..
"Her şey bir anda anlamsız geldi, tükendik!.."
Bir başka örneği de "Hakan Şükür..."
Bayılırdık futboluna... Milli takımda attığı goller gözlerimizi yaşartırdı...
O da tükenip gitti içimizden...
"Zülfü Livaneli"den tutun da, "Fatİh Altaylı" sına kadar daha kimler, kimler!...
"Tolstoy"u bunun için andık...
Hiçbir zaman makas değiştirmemiş, inandığı raydan çıkmamış... Yıllar önce tükenip gitti...
"Ama bir çınar gibi hala okunuyor..."
Cumartesi öyküsü
Ne mutlu kaplumbağayım diyene!
Bir gün ormanda bir akrep ve kaplumbağa arkadaş olmuşlar…
Bu iki dost ormanda mutlu yaşarken bulundukları bölgede yiyecek kıtlığı baş göstermiş...
Bunun için yola koyulmuşlar. Güle oynaya yol aldıktan sonra önlerine birden büyük bir nehir çıkmış…
Akrep, mahsunlaşıp boynunu bükmüş :
"Seninle yolculuğumuz buraya kadar dostum" demiş :
"Ben bu bedenle nehirden geçemem..."
Dostunu böyle güç bir durumda yalnız bırakmayı aklından bile geçirmeyen kaplumbağa, "Ettiğin lafa bak" demiş:
"Ben ne güne duruyorum..."
Akrebin şaşkın bakışları arasında devam etmiş:
"Atla sırtıma seni sağ salim karşıya geçireyim…"
Akrep, kaplumbağanın sırtına binmiş, kaplumbağa da nehrin azgın sularına kendini bırakmış…
Tam nehrin ortasında akrep bir yandan dostunu iğnesiyle sokarken, diğer yandan sesleniyormuş : “Evet dostum sen yaradılışın gereği için yapman gerekeni yapıyorsun" demiş:
"Ama benim yaradılışım da bunu gerektiriyor…”
…….
Burcumuz "akrep" ama, yaşamımızda hiç akrep olmadık... Düşünmedik bile…
Hala bir kaplumbağadan farkımız yok...
Bunum için attık başlığı:
"Ne mutlu kaplumbağayım diyene!"
Bakanın oğlu
Eski İçişleri Bakanı "Muammer Güler"in oğlu 17 Aralık yolsuzluk re rüşvet operasyonunda gözaltına alındıktan sonra "Bülent Arınç" ne demişti?
"Bir İçişleri Bakanı'nın oğlunun gözaltına alındığını basından öğrenmesinden daha acıklı ne olabilir ki?"
"Kemal Kılıçdaroğlu"nun grupta açıkladığı tapeden öğrendik...
"Muammer Güler"in, oğlunun gözaltına alındığını basından öğrenmediğini... Evinde polisler arama yaparken kendisini arayan oğluyla yaptığı telefon görüşmesinden öğrendiğini öğrendik.
Ama bu da acıklı tabii...
Çünkü para sayma makinesi ile 1 trilyona polis el koydu...
Elinde tokmakla gelişi!..
Orkestra üyeleri yeni atanan orkestra şefini "Müzikten zerre kadar anlamıyor" diye eleştirmişler... Karşılıklı gerilen sinirler ilk konserde patlamış..
Şefin hareketlerine sinir olan davulcu çalınmakta olan eserin tam ortasında dayanamayıp elindeki tokmakla davula gelişi güzel vurmuş...
Müzik birden durmuş.
Şef, elindeki çubuğu yere fırlatırken, "Kim yaptı bunu?" diye köpürerek bağırmış:
"Kim yaptı lan? Söyleyin, hanginiz?"
Taşı gediğine koymak!
Bir toplantıda "istiklal Marşı”mızın şairi “Mehmet Akif Ersoy”u küçük düşürmek için, "Siz
veteriner, yani baytar mısınız?" diye sormuşlar.
Mehmet Akif, hafifçe tebessüm ederek "Evet" demiş :
"Bir yeriniz mi ağrıyor?"
Günün Şiiri
Bulut
Yok yok geçti, gülüyorum işte
Günlük düzenindeyim yaşamanın
Yüzüme bakma öyle
Dışarı çıkarım biraz sonra
Rastladığımla konuşurum
Karnım acıkır sarılırım yaşamaya
Yok yok geçti işte
Görmüyor musun sevincimi, uçuyorum!
N. Ulvi Akgün (Varlık-1958)
Necip abi de gidip gelmiş!
"Necip Abdülhayaoğlu, geçtiğimiz günlerde birden fenalaşmış… Irmak Cafe’de yanında çalışan ve hukuk okuyan Çiğdem Koç, "Ne oldu baba?" derken yığılıp kalmış...
Yunus Emre Devlet Hastanesine götürmüşler...
Şanslıymış ki, Uzman Kardiyolog "Salih Murat Bakar" orada... Hemen yaşam ünitesine bağlamışlar...
Ve de büyük bir tesadüf, doktor kızı "Sabah" da Antakya'dan Eskişehir’e gelmiş o gün… Babasının durumunu öğrenince doğru hastaneye koşmuş…
O da doktor olarak gereken çabayı göstermiş...
Ama "Salih Bey"in uğraşısı gerçekten çok büyük rol oynamış ve 7 saat sonra kendine gelmiş Necip abi...
Kendisine teşekkür ediyoruz...
"Gidip geldim" deyince takıldık Necip abiye:
"Ne var ne yok orada?"
"Sakın erken gitmeye kalkmayın" dedi:
"Bizim dünyadan hiçbir şey yok valla!.."
Günün Olayı
Osmanoğlu Hanedanı İstanbul'un yarısını istiyor. İstemeye Atatürk'ün kurtardığı İstanbul'dan değil İsrail, Arabistan, Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya gibi eski Osmanlı topraklarından başlasınlar, bakalım ne yanıt alacaklar?
Akif Kökçe
Günün Biberi
Galiba bu düzen biç değişmiyor...
Hükümetlerin iktidarda kalmak için meşru gerekçeleri azaldıkça..
"Gayrimeşru gerekçeleri artıyor…"
Gülhan Elmas
Özdeyiş
Adaletin gecikmesi , adaletsizliktir…
W. S. Landon
Cuk
Henüz ruhuna para bulaşmamış insanlar aranıyor..
"İnsanlık borsasında!"
Günün Balı
Türkiye "tam gaz" büyüyormuş.
Buna inanmak için insanın "tam kaz" olması lazım!..
Gerilim
Eskiden yargıda görev yapan üst düzey hukukçuların adı vatandaş tarafından pek bilinmezdi.
Şimdi çoğumuz alt düzeydeki savcıları bile tanıyoruz…
Günün Sözü
Kanunlar örümcek ağlarına benzerler.
Küçük sinekler yakalanır, büyük sinekler ağı delip geçerler!
M. Aurellus