Maymuna, "İnsan gibi akıllı..."'
İnsana...
"Tilki gibi zeki" deriz...
150 kiloluk bir insana sevecenlik yakıştırılırken, aynı kilodaki bir hayvan, bir başka insan için...
"Akrep gibi zehirli olur..."
Ayılığa, boğalığa, filiiğe, hatta develiğe razı oluruz ama, hiç kimse kalkıp...
"Yılan gibiyim" demez...
Yine de, yılana ya da solucanlığa yakıştırdığımız çok insan vardır...
"Aslanlığa, kaplanlığa bayılırız..."
Köpeklikten, eşeklikten ve de domuzluktan nefret ederiz...
Ama iyileri insan gibidir...
"Kötüleri, hayvan oğlu hayvan!.."
……..
9. Cumhurbaşkanı Demirel de böyle konuları severdi...
Anlatmak istediklerini hayvanlara yorardı...
Bir gün demişti ki:
"Fil hastalığına tutulan insanın ayakları, elleri uzar. Diğer kısımları kısa kalır. Türkiye'de bazı şeyler düzelirken, diğerleri bozuluyor. Ama bu dengeyi saklayacağız..."
Demek, yapılan işler, yaşanan bunca kirli olaylar, "Fil"e karşı "serçe" işlevinden farklı değil!
Yaşadığımız, gördüğümüz, bunca kirliliği, pisliği, ihaneti yutmamız bile doğal görülüyor!
Özal da bir gün, "Alışırsınız, her şeye alışırsınız" demişti...
Ama bu kadarı doğal mı?
"At izi ile it izi karıştırılır mı?"
Ne güzel çizmişti sanatçı karikatürünü…
- İki polis , aldıkları koyunu götürürlerken, sürüdekilerden biri soruyor:
"FETÖ'den mi gidiyor..."
"Hayır" diyor öbürü:
"Ama o da kurban, o da!"
La Fonten bugün Türkiye'de yaşasaydı…
“İnekleri sokağa salardı!”
Akrep gibi zehir saçmaktansa…
“İnek gibi möölemekten zevk duyardık!”
*********************************
Cumartesi Öyküsü
Köpekler bile camdadır ağam!
Doğu illerindeki bir ağanın en büyük zevki kar üzerine çişiyle imzasını atmakmış.
Kar biraz kalınlaşınca, ağa sırtına kürkünü giyer ve köy meydanına gelirmiş. Yanında da en
yakın yardımcısı Haso...
Ağa, sırtını köye doğru döner sorarmış:
"Ula Haso, bakirler mi?"
"Evet ağam, hepsi de bir olmuş pencerelerden bakir..."
Sonra ağa karın üzerine imzasını atarmış. Bitince yine sorarmış;
"Hala bakirler mi?"
"Heee ağam, hem bakirler hem de çılgın gibine alkışlirler..."
Her sene aynı tören sürüp gidermiş...
Aradan on yıl geçmiş, ağa yine kar tuttuktan sonra çıkmış köy meydanına...
Sormuş Haso'ya :
"Ahai bakir mi?"
“Hee ağam bakirler, köpekler, kediler bile camdadır...”
Ağa başlamış adını yazmaya....
"Abdullah"ı bitirmiş ama soyadmda kalmış!
Yaş gereği prostat...
İşin içinde halka rezil olmak var ya, yavaşça Haso'nun kulağına eğilmiş:
“Bakirler mi?”
"Hee ağam bakirler, sen de niye durdin öyle?"
Ağa çaresiz;
"Ula gel yanıma" demiş:
"Arkanı dön ahaliye tamamla şunu..."
Hasso, bir an durmuş, sonra çişini yapmaya hazırlanmış ve ağanın kulağına eğilmiş:
"Kırk yıldır kafama vurdin, salak dedin sırtıma vurdin, aptal dedin.. Ha bu kulun okumayı yazmayı sökemedi ki" demiş:
"Hele bi ucuni tut da devamını sen yaz!"
**************************************************************
Uçan Kuş'tan
Şu "Kolsuz"u altımdan kaldır be abi...
Kaldırmazsan...
"Kafasına şaparım valla!"
****************************************************************
Kolsuz Yaşar’dan
İşsiz sayısı her geçen gün artıyormuş...
Öyle çoğalıyor ki..
"Ne iş olsa yaparım abi" bile diyemiyorlar!
*******************************************************************
Gerilim
Cadı avı ile...
İşten atılan, gözaltına alınan, tutuklanan, malvarlığına el konan onbinlerce insan ve onların yakınlarını düşündüğünüzde de yüzbinlerce, belki milyonlarca insan var...
Tayfun Atay
*************************************************************************
Kıssa-dan
Sol, uluslarası çapta "tabutta rövaşata" yapamaymca, kitlelerin gelecek umudunun üzerine "sağ enternasyonal" distopyanın gölgesi düşüyor...
Ceyda Karan
****************************************************************************
Günün Sorusu
12 Eylül’ün askeri yargısının "Kenan Evren"e karşı bile olsa gösterdiği yürekliliğini bugün sivil yargıdan bekleyebilir misiniz?
Balthör
*********************************************************************************
Auschevitz Kampı
"Suç ve Kefaretin Ötesinde" kitabının yazarı "Jean Amery", Auschwitz Kampı’nda yaşadıklarını şöyle anlatır:
"Gaz odalarına gönderilecekler kuyruk olmuş... Herkes gaz odasına gönderileceğini çok iyi bilmekte... Ancak bir küçük ihtimal bu kuyruk çorba kuyruğu da olabilir… Ve kuyruktakiler gaz odasına gideceklerini bildikleri halde, bir ihtimal umdukları çorbanın kıvamını konuşurlar aralarında..."
Umut her koşulda insanın yakasını bırakmaz.
Onu sırtında taşır. Yaşamın olduğu her yerde umut vardır. Ne var ki ayağı yere basmayan boş umutlar da gerçeği unutturmaktan başka yarar sağlamaz!..
********************************************************************************
Bedri Koraman'dan Feminizim
Yıllar önce Milliyet’te genç bir bayan muhabir "Feminizm nedir?" konulu anket yapıyordu.
Geçenlerde ölümünün birinci yılında andığımız "Bedri Koraman" bu soruya şöyle yanıt vermişti:
"Feminizm, kadınların bulaşığı erkeklere yıkatmak için icat ettiği bir (izm) dir..."
********************************************************************************
Hapları ben yuttum yahu!
Eczaneye gelen adam gebelik testi yapıp yapmadığımızı sordu.
Olumlu yanıt alınca getirdiği numuneye test yapıldı ve sonuç pozitif çıkınca adam hayretini gizlemedi:
"Nasıl olur yahu? O kadar da hap yuttuk..."
-Herhalde yenge birkaç gün almayı unutmuş olacak...
"Ne yengesi yahu? Hapları ben yutuyordum!
-Siz mi? Ama onlar kadınlar için...
"Öyle mi? Ama Muş'ta gittiğimiz doktor bize birkaç kutu hap verdikten sonra kulağıma eğilip, ara sıra da benim kullanmamı istedi..."
-Neden?
"Çaktırmadan korunursun dedi!"
***************************************************************
Yaşınız 50'yi geçtiyse
Orta yaşlı kadın müzeye girmek için fiyatını sorunca, "10 lira efendim" demiş görevli:
"Ancak yaşınız 50’yi geçtiyse 9 lira alıyoruz..."
"Bu ne saçmalık!" diye karşılık vermiş kadın:
"Hangi kadın böyle önemli bir bilgiyi 1 liraya verir ki?"
*********************************************************************
Günün Olayı
Uçuruma giden bir trenin içindeyiz.
Treni kullananlar bu güzargâhı değiştirmek yerine "Uçuruma gidiyoruz" diyenleri susturmakla meşguller...
Ahmet Ümit
************************************************************************
Günün Biberi
Suriye'nin parçalanması demek yarın Türkiye'nin de aynı kaderi paylaşması sonucunu doğurur, hala görmüyor musunuz?
İşin pazarlaması, bir istihbarat örgütünün başı tarafından Amerika'dan yapılmaya başlandı bile.
Erol Manisalı
************************************************
Günün Şiiri
Gün olur
Gün olur, alır başım giderim
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda
Şu ada senin, bu ada benim
Yelkovan kuşlarının peşi sıra
Dünyalar vardır, düşünemezsin
Çiçekler gürültüyle açar
Gürültüyle çıkar duman topraktan
Hele martılar, hele martılar
Her bir tüylerinde ayrı telâş
Gün olur, başıma kadar mavi
Gün olurt başıma kadar güneş
Gün olur, deli gibi...
Orhan Veli (Varlık-1949)
**********************************************************************
Cuk
Gideceğin yoldan eminsen, engeller dinlenme noktan olmaktan öteye gidemez...
Paulo Coelho
***********************************
Özdeyiş
Dünyayı değiştireceğiz derken, kendimizi değiştirmeyi unuturuz...
Hanri Benazus