Görüşler
Kutup ayısının iştahı
Galiba şaka bile değil artık!
Her şey ikiye bölündü gibi!
7 milyon insan yoksulluk sınırının altında yaşıyor...
Ama bazılarına göre Türkiye büyüyor!
Her 4 gençten biri işsiz.
"İki basın, iki eğitim, iki yargı, iki sermaye, iki sanatçı.."
Say say bitmez…
"Hatta, iki güvenlik gücü!"
…….
Daha önce de bir yazımızda dile getirmiştik...
Eskimolar, fok balığı avlayarak karnını tok, kutup ayısı postuyla da sırtını pek tutmak zorundadır…
Kutup ayısı derisinin özelliklerini ayrıca anlatmaya gerek yok. Sıfırın altında 60 dereceye varan soğukta bu hayvan serinlemek için ve buzun üzerinde avlanıyorsa, bunu derisinin özelliklerine borçludur.
İşte Eskimolar da giyimlerini kutup ayısının bu mükemmel postundan elde ederler. Bunu yaparken de sayıları gittikçe azalan bu hayvanın derisinden bir karışı bile ziyan etmek istemezler...
Kesici aletlerle ve silahla avlanmak posta zarar vereceği için ilginç bir yöntem geliştirmişler.
Ustura gibi keskin hale getirip ağzına fok kanı ve yağ sürdükleri baltayı, keskin tarafı açıkta kalacak biçimde kara gömerler. Kan kokusunu alan ayı gelir ve baltanın keskin ağzındaki kanı yalamaya başlar. Bir süre sonra, ayı hırsından dilinin kesildiğinin farkında olmaz ve kendi kanını yalamaya başlar.
Bu işlem, ayının kansızlıktan bitkin düşüp ölümüne kadar sürer...
…….
Toplumsal değerlerimizi büyük bir iştahla yitirmeye devam ediyor ve hala duymazları oynuyoruz... Tüm bu gelişmelerin...
"Kendi sonunu göremeyen kutup ayısının iştahından farkı var mı?"
Günün Olayı
Türkiye makarna üretiminde dünya beşinciliğindeki yerini korumuş.
Makarnayı demokrasimizin vazgeçilmez unsuru haline getiren iktidara teşekkür borçluyuz!
Balthör
Günün Biberi
Kenan Evren ve arkadaşları çok şanslı veya dikkatli generallermiş...
12 Eylül öncesi aylarca darbe planı yapmalarına rağmen hiçbir gazeteciye yakalanmadılar, günlükleri de ortaya çıkmadı...
Kolsuz Yaşar’dan
İleri görüşlü bir yazar için "evrensellik" ön koşullardan biridir.
Ama bu "Kenan Evrensellik" olamaz!
Kıssa-dan
Sürücü belgesi sahibi olmakla, araba kullanma "ehliyeti"ne sahip olmanın farklı şeyler olduğunu bir türlü öğrenemedik...
Gani Yıldız
Özdeyiş
Cahil ile sohbet güçtür bilene..
Çünkü cahil ne gelirse söyler diline...
Zehra Top
Cuk
Kimbilir Tanrı’nın daha nice emirleri bizden gizlenmiştir...
Jercy Lee
Günün İncisi
Bireyin kendini bilmesi, düşünsel ıstıraplarının sona ermesidir...
Hanri Benazus
Günün Sözü
Bazen susmak, söylenen bir çok sözden daha etkili olur.
Montesqueiu
İşlemediği suçtan yatan Henry
Konusu "adalet" üzerine işlenmiş bir film olduğu için unutamayız…
Orjinal adı : "Henry’s Crime..."
Köprüde gişe memurluğu yapan Henry’i, hastalanan bir arkadaşının yerine maçta oynatmak isterler. Sabah evinden alırlar ve tam bir bankanın önünden geçerken arkadaşı arabayı süren Henry'e "dur" der:
"Makineden biraz para çekelim de maçtan sonra bira için yanımızda olsun..."
Henry yolda durur…
Ama araçtan inen iki arkadaşının amaçları para çekmek değil, bankayı soymaktır…
Ve de yakalanan Henry olur…
Mahkemede tek kelime konuşmaz, arkadaşlarını ele yermez... Sonuçta soygun yapmaktan üç yıla
mahkum olur ye cezaevine gönderilir...
Aradan bir yıl geçtikten sonra da "şartlı tahliye"den yararlanıp dışarı çıkar...
Bir ev kiralar ve biraz kafayı dinlendirdikten sonra bir eksikliği tamamlamak ister...
"Bu, kez bankayı gerçekten soymak..."
İşlemediği bir suçtan yatmıştır...
"Adaletin yerine gelmesi için şimdi o suçu işleyecektir..."
…….
Adalete ayrı bir bakış açısı değil mi?
Yakalansa bile aynı suçtan ikinci kez ceza alması yasalara aykırı...
ABD'nin adaleti böyle...
Mahkemenin huzurunu bozmak
Hakim, sanık sandalyesinde oturan adama "Karınızı çekiçle dövmek ile suçlanıyorsunuz2 deyince, arka sıralardan bir ses yükselmiş!
"Seni şerefsiz seni!"
Hakim devam etmiş:
"Aynı zamanda kayınvalidenizi de çekiçle öldürdüğünüz ileri sürülüyor. "
Arka sıralardan aynı ses:
"Seni şerefsiz seni!"
Hakimin sabrı taşmış :
"Mahkemenin huzurunu bozmayın, sizi dışarı atarım..."
Adam ayağa kalkmış:
"Ben bu şerefsizin on yıllık komşusuyum efendim" demiş:
"Ne zaman bir çekiç istesem, yok demiştir şerefsiz!"
Günlük hırsızı
Partide delikanlı kızın birini salonun köşesinde kıstırıp kulağına bir şeyler fısıldamış….
"Seni adi sapık" demiş kız:
"Böyle bir şeyi isteyebileceğimi, böyle bir şeye izin verebileceğimi nasıl düşünürsün?"
Daha sonra da birden gözlerini kısıp bağırmış:
"Şimdi anladım, günlüğümü çalan adi sensin!"
Fahrettin Kerim şifresi
Fahrettin Kerim Gökay İstanbul valisidir. Kısa boylu olduğu için de, küçük rakı şişelerine "Fahrettin Kerim" denilmektedir.
Bir gün Kadıköy Moda Kulübü’nde "Yeni Sabah" gazetesinin sahibi "Safa Kılıçoğlu", birkaç arkadaşıyla içmektedir. Derken, rakı masasında nedeni bilinmeyen bir tartışma başlar. Safa Bey, masadaki
bir rakı şişesini kaldırdığı gibi karşısında oturanın kafasına indirir. Tam o anda Fahrettin Kerim Gökay, Moda Kulübü'nün kapısından girer ve karşısında "Doğan Nadi"yi bulur. "Ne oluyor yahu?" der demez, Doğan Nadi yanıtlar:
"Vallahi ben de anlayamadım beyefendi. Safa Bey, zatı alinizi kaldırıp karşısındakinin kafasına vurdu!.."
Günün Şiiri
Kaynar ateş
Ben beni söylerim sanma, yanlış
Ben seni söylerim
Ben seni söylerim sanma, yanlış
Ben evreni söylerim
Gezegen oldum sarhoş yıldız
Düşüme altın saçların takılmış
Düşer giderim ateş gülü çekiminde
Ellerim öyle boşluğa açılmış
Ben seni söylerim gökyüzü çayırlarında
Tüm yıldızlar solduğunda sabah erdiğinde
Senin türkündür evrenin türküsü yanıp gider
Kaynar ateş ışıyan güneşin çevresinde
C. Atıf Kansu (Varlık-1958)